Paylaş
Evde zayıflamak için volta atmak, pijama altını gömlek kravatla kombinleyip online toplantılar yapmak gibi tuhaf yan etkiler yaşadık. Bunların içinde en fenası beslenme alışkanlıklarımız çok çalkalandı.
- Geç kahvaltı yapıp, mini atıştırmalarla günü geçirip, 18.00’de en geç akşam yemeği yenir deyip, jübileyi “mutfakta her çeşit gıdayı gövdeye indirerek yapalar”
- Tüm gün mutfak girişini aşındırıp her şeyi “tarla zararlısı gibi kemirip” kaçanlar
- Sağlıklı beslenme programlarına “diyet muskası” gibi muamele edip buzdolabına yapıştırmak suretiyle vicdanı rahatlatıp, arkasını dönüp, rastgele yiyerek kilo alanlar
- Sağlık bakanlığından onay isteme cesareti olmayan firmaların, yüksek doz guarana veya yüksek iyotlu bitkilerle haplar, kapsüller, kafein bombardımanlı, anfetamin, efedrin içerikli çaylar, sallamalı karışımların bütününden oluşan “sihirli büyülü zayıflama setleri”…
Canı sıkılan ekseriyetle konunun eğitimini almamış, fakat tv de popüler kaç yüz varsa; çok uçuk kaçık formüller üretmişti zaten. Bunlar mutfaklara, evlere korona döneminde iyice yerleşti. Bu ilginçliklere ilave olarak yeni peydah olan icatlardan biri de tek ana öğün beslenme…
Bu tip beslenme uygulamada ikiye ayrılıyor:
1- Sadece içecekler ve kahveyle günü geçirip, akşam 17.00 den itibaren akşam yemeğinde iftar daveti varmış gibi sofra kuranlar, ‘Heyt! Kim tutar beni’ler…’ Akşam yemeği sevenler bunu tercih ediyor. Tek öğüncülerden akşam yiyenler için, günlük gereksinmemiz olan; meyve, kuruyemiş, yumurta, süt ve ürünleri önemli bir eksiklik olarak karşımıza çıkacaktır. Koronanın etkilerinin 2-3 yıl daha sürebileceğini söyleyenleri dikkate alacak olursak; bu besinlerden yetersiz beslenmek için çok uzun bir süre olduğunu belirtmeliyim. Mutlaka çok önemli makro ve mikro besin ögesi yetersizlikleri ortaya çıkacaktır. Bu durum kilo alıyorsanız bile çok mümkündür.
2- Geç ve geniş serpme kahvaltı yapıp, günü geri kalan kısmını içeceklerle ve 1-2 ara öğünle geçirenler… Tek öğüncülerden “geniş kahvaltıdan sonra içecekler tüketenlerin veya kuş gibi atıştıranların”; günlük gereksinmesi olan etler, salata, sebze, bakliyatlar, yoğurt, kefir gibi kıymetli besinlerden yetersiz beslenmelerinin, uzun ve kısa dönem sakıncalar ile karşılaşacağına emin olabiliriz. Örneğin: Akut dönemde bağışıklık sistemi zayıf kalabilir ki; bu da özellikle önümüzdeki 2-3 yıl için en olası ve kötü yan etkidir.
Özetle:
- Bu icatlarla kilo veremeniz veya hedef ağırlıkta olmanız bile sağlıklı beslendiğinizi göstermez.
- Sabah veya akşam tek ana öğünle beslenerek; günlük besin ögelerini vücutta yerine koymanız ya mümkün değildir ya da rastlantıya kalmıştır.
- Siz düzenli beslenmezseniz sindirim ve boşaltım sistemlerinin çalışıp enerji harcaması için bir uyaran veya neden olmayacaktır. Yapılan her ana ya da ara öğün; metabolizmanızın çalışması yönünde bir uyarı ve bir zorunluluktur.
- Bir ara öğün için en az 50 kalori olması yeterli denilir.
- Her ana ve ara öğünün glisemik indeksinin orta / düşük olması gereklidir.
- Sağlıklı ve ideal öğün sayısı için; dünyada yaygın ortak görüş ana ve ara öğün olmak üzere toplamda 4-6 kez olması gerektiği yönündedir.
- Gün sonunda tüm besin ögelerince yeterli ve dengeli beslenilmiş olması hedeflenir.
Paylaş