Paylaş
Bu belirtiler hem düşüncelerde hem de bedende kendini gösterir. “Eyvah kalp krizi mi geçiriyorum”, “Birazdan bayılacağım”, “Aklımı kaçıracağım” düşünsel belirtilere örnek olarak verilebilir. Çarpıntı, ellerde titreme, uyuşma hissi, nefes açlığı, baş dönmesi, mide-bağırsaklarda rahatsızlık hisleri ise panik atağın bedensel belirtileri arasındadır.
Panik atak tedavilerinde genellikle ilaç tedavisi ve psikoterapi birlikte uygulanır. Bazen hafif derecedeki panik ataklarda sadece psikoterapi ile de devam edilebilir. Terapide amacımız en başta panik atak konusunda detaylı bilgilendirme yapmak, sonrasında ise belirtilerle başa çıkma yollarını anlatmaktır. Panik atak yaşayan kişilerde ilk etapta panik atağın kendisinden korkmak hakimken, terapi sürecinde, kişinin panik ataktan korkmayarak hayatının kontrolünü ele almasını hedefleriz.
Panik atak terapisinde terapist olarak danışanımızın iyileşme sürecinde aktif rol oynarız ve onun bu yolculuğunda ona yardımcı olacak davranış ve tutumları hayata geçirmesini sağlarız. Terapi sürecinde:
Kaygı içeren düşünceler gerçekçi düşüncelerle değiştirilir:
Kaygı bozukluklarında, düşünceler ve duyguların karşılıklı etkileşimi vardır. Bazen ilk etapta kaygı bir duygu olarak hissedilir ve sonra düşüncelere bulaşır. Bazen de önce bir konu üzerinde düşünsel olarak endişelenmek (bu bazen panik atak üzerine endişeli bir bakış geliştirmek şeklinde de olabilir) duygusal ve bedensel belirtilere yol açabilir. Panik atak esnasında gelişen kaygılı düşüncelere virüslü düşünceler de diyebiliriz. Gerçeği yansıtmazlar ve abartılıdırlar. Terapide, kişinin gerçeği değerlendiren yönünü kuvvetlendirmek önemlidir.
Bedensel rahatlama yöntemlerinin aktarılır ve gündelik hayatın bir parçası haline getirilmesi sağlanır:
Rahatlama egzersizlerinin, diyafram nefesi, meditatif nefes, aşamalı kas rahatlatma egzersizi, görselleme gibi çeşitli türleri panik atakla baş ederken vazgeçilmez destek kuvvetlerdir. Terapi seanslarında bu yöntemlerle ilgili detaylı bilgi edinerek ve sonrasında uygulamaya başlanarak, bedensel ve düşünsel olarak rahat ve sakin bir konuma geçilebilir. Hayatın rutininde bunlara ne kadar ağırlık verilirse o orantıda sonuç alınır.
Stres ve mutsuzluk yaratan koşullar bulunuyorsa, bunlar üzerine konuşulur, uygun baş etme yolları belirlenir.
Hayata dair aniden gelişen beklenmedik olumsuz bir deneyim ya da bir süreç içinde büyüyüp, gelişen, devam eden stres ve duygusal yüklenmeler de panik atak nedeni olabilir. Panik atak, taşınamayan ve kişiye ağır gelen duyguların, beden aracılığıyla dışa vurumu olarak da yaşanabilir, bir başka deyişle. Terapinin bir işlevi de bu sıkıntılar üzerine konuşup, kişinin hayatında olumlu değişimler yaratabilmesine yardımcı olmaktır.
Panik atak nedeniyle belli kaçınmalar oluştuysa (ör: kalabalık yerlere gidememek, toplu taşıma araçlarına binememek, vs.), aşamalı olarak bunların üzerine gidilmesi sağlanır:
Panik atak geçirme korkusu bazen kişilerin belli durum ve ortamlardan kaçınmalarına yol açar. Bu kaçınmalar panik atağı güçlendirmekten başka bir işe yaramaz. Terapide amaç kişinin panik ataktan daha güçlü olmasını sağlamaktır. Panik bozukluk yaşayan danışanlarıma hep şu sözü söylerim: “Panik atağın yaşamınızda söz sahibi olup, sizi yönlendirmesine izin vermek yerine, normal yaşamınıza devam ederek, siz ona hükmedin!”
Uzm. Klinik Psikolog İlknur Yılmaz
www.ilknuryilmaz.com
https://www.facebook.com/UzmanKlinikPsikologIlknurYilmazAytac/
www.instagram.com/donusumpsikoterapi
Paylaş