Vitaminlerin Kanser Gelişme Riski Üzerine Etkisi
Meyve ve sebzeler yapılarında; vitaminler, mineraller ve bunların dışında flavonoid, karoten, antosiyan ve likopen gibi bitkisel kimyasalları ve lifi içerirler.
Vitaminler, küçük miktarları ile vücudun gelişmesi ve sağlıklı kalması için gereken, kendisi veya öncül maddesi vücutta sentez edilemediği için vücuda dışarıdan alınması gereken maddelerdir. Vitamin kelimesi ilk kez 1911 yılında Polonya’lı bilim insanı Casimir Funk tarafından Vita “Hayat” ve Amin ”Amin isimli kimyasal yapı” kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bir kelimedir.
Vitamin içerikleri yönünden değerlendirdiğimizde;
Çalışmalar çok kesin bilgiler sunamamakla birlikte;
-A vitamini eksikliğinde prostat kanseri riskini, aşırı tüketiminin ise özellikle sigara içenlerde akciğer kanseri gelişme riskini arttırabileceği,
-B1 vitamini eksikliği veya aşırı kullanılması durumunda çeşitli kanser türlerinin oluşmasını tetikleyebileceği,
-B2 vitaminin yeterli alınmasının kalın barsak ve karaciğer kanseri gelişimini azaltıcı etkisi olduğu
-B3 vitaminin azlığında cilt kanseri gelişim riskinin arttığı
-B6 vitamin eksikliği özellikle alkoliklerde kalın barsak kanseri gelişim riskini arttırdığı,
-B9 vitaminin yeterli alınmasının kalın barsak kanseri ve lenfoma gelişimini baskıladığı,
-B12 vitaminin, B9 vitamini birlikte kalın barsak kanseri gelişim riskini azalttığı,
-C vitamini eksikliğinde yemek borusu, gırtlak, mide ve rahim ağzı kanseri riskinin arttırdığı,
-D vitamin eksikliğinin özellikle meme kanseri olmak üzere pek çok kanserin gelişimi üzerine olumsuz etki yaptığı, bir çalışmada meme kanseri nedeniyle ameliyat olmuş hastalarda D vitamin eksikliğinin kanser nüks riskini arttırdığı,
-E vitamin eksikliğinin prostat kanseri riskinde artışa neden olduğu belirlenmiştir. Ancak, yeni yapılan çalışmalarda selenyum minerali ile birlikte aşırı E vitamini kullanımının prostat kanseri riskini daha arttırabileceği belirlenmiştir.
Sebze ve meyvelerin yeterli tüketilmesinin kanser gelişimi üzerinde önleyici etkisi olduğu kesindir. Ancak, bu besinlerle yeterli beslenme alışkanlığının özellikle çocukluk çağında edinilmesi gerekmektedir. Yapılan bir çalışmada, çocukluk çağında sağlıklı beslenen ancak erişkinlik döneminde beslenme alışkanlıkları bozulanların, çocukluk çağında iyi beslenmeyen ancak erişkinlik döneminde beslenme alışkanlıklarını düzeltenlere göre kanser riskinin biraz daha az olduğu ((Ancak her iki dönemde de beslenme alışkanlıkları iyi olanlarda kanser gelişme riskinin çok daha belirgin az olduğunu (%40 oranında azaldığını) unutmayalım)) belirlenmiştir.
Hepinize sağlıklı ve mutlu bir hafta geçirmeniz dileklerimle...
Tıbbı Onkoloji, İç Hastalıkları Uzmanı ve Fitoterapist Prof. Dr. Hakan Karagöl
https://www.instagram.com/prof.dr.hakankaragol/
