Paylaş
Yapılan çeşitli çalışmalarda, boyu daha uzun olan insanlarda (Hem erkeklerde hem de kadınlarda) kansere yakalanma ve kanserden ölüm oranları, daha kısa boylulara göre fazla olduğu belirlenmiştir. Yine, boy oranlarında son yüzyılda görülen (Yukarda belirtilen) artışlar olmasa, şu andaki kanser görülme oranının dünya genelinde %10-15 daha az olacağı hesaplanmaktadır.
2019 yılında British Journal of Cancer dergisinde yayınlanan, Choi ve arkadaşlarının yaptığı bir Güney Kore çalışmasında, 23 milyon yetişkin boy uzunluğu ve kanser görülme oranı yönünden 2009-2012 yılları arasında araştırılmıştır. 155cm ile altı boyu olan insanlar ile 171cm ve üzeri boyda insanların en kısa ve uzun olduğu grup olmak üzere toplam 5 grup; yaş, cinsiyet, sigara içme, alkol kullanma, fiziksel aktivite düzeyi, yaşadığı yer, kan basıncı, kilo, kan şekeri düzeyi ve kan kolesterol düzeyleri dengeli olarak dağıtılarak oluşturulmuştur. 5 yıllık takipte 750.000’den fazla kişide kanser teşhisi konulduğu belirlendi. Yapılan incelemede, her 5 cm’lik boy uzamasının, kanser görülme riskini %9 arttırdığı belirlendi. Bu çalışma sonucunda; uzun boylu olanlarda en çok tiroid, meme, lenf bezi, testis, böbrek tümörlerinde olmak üzere, beyin, ağız içi, tiroid, meme, akciğer, pankreas, karaciğer, mide, mesane, kalın barsak, prostat, yumurtalık, testis, rahim ağzı, rahim, cilt, lenf bezi, myelom isimli kemik iliği ve kan kanserinin daha fazla görüldüğü belirlenmiştir. Sadece yemek borusu kanserinin uzun boylular ile kısa boylular arasında görülme oranı yönünden bir fark göstermediği belirlenmiştir. Güney Kore’de, boy artışı ile kanser artışı ilişkisi kadınlarda erkeklerden daha güçlü bulunmuştur.
İngiltere’de 1996–2001 yılları arasında, ortalama yaşı 56 yaşı olan, 1.297.124 kadın incelemeye alındı. Takipteki 5 yılda 97.376 kadında kanser oluştu. Boylara göre gruplar; 155 cm’den kısa olanlar, 155–159·9 cm arası, 160–164·9 cm arası, 165–169·9 cm arası, 170–174·9 cm arası ve 175 cm ve daha uzun olanlar şeklinde oluşturuldu. Çalışma grupları sosyo-ekonomik durum, vücut-kitle indeksi, egzersiz alışkanlıkları, alkol kullanımı, sigara içmesi, adet başlama yaşı, ilk çocuk doğurma yaşı, doğum kontrol hapı kullanıp kullanmama durumu gibi çeşitli özellikler açısından dengelendi. Kanser görülme oranının, 155cm den kısa olanlara göre her 10cm boy uzamasında %16 arttığı belirlendi. Değerlendirilen 17 kanser bölgesinden 15’inde boy artması ile kanser görülme oranı artıyordu. Malign melanom isimli cilt kanseri %32 ile en fazla artan kanser türü iken, rektum denilen kalın barsak son kısmı kanseri%14 ile en az artma gösteriyordu
Japonya’da yapılan bir çalışmada 40-69 yaş arasındaki 107,794 kişi değerlendirmeye alınmış, erkeklerde 4 grup (160cm’den kısa olanlar, 160-163cm arasında olanlar, 164-167cm arasında olanlar ve 168cm’den uzun olanlar) , kadınlar 4 gruba ((149cm’den kısa olanlar, 149-151cm arasında, 152-155cm, 156cm’den uzun olanlar) şeklinde ayrılıp, yaşam şekli, yaşadığı yer, sigara kullanımı, alkol kullanımı, spora ayırdıkları zaman, hipertansiyon olup olmadığı, şeker hastalığı varlığı, kilo, kadınlarda menopoza girip girmediği, adet görmeye başladığı yaş, hava kirliliğine maruz kalma gibi çeşitli faktörlere göre gruplara ayrılıp değerlendirildiğinde; erkeklerde 160cm’den kısa boylu olanlara göre 168cm’den uzun olanların %17 daha fazla kanserden öldükleri (Her 5 cm artışta risk %4 artmakta) belirlendi. Kadınlarda ise sadece yumurtalık kanserinde bir fark olduğu, diğer kanserlerde ise boy farklılığından kaynaklanan bir farklılığın olmadığı belirlendi.
Uzun boylularda kanser neden fazla görülmektedir? Bununla ilgili 2 sebep en fazla belirtilen faktördür;
1-İnsulin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) uzun boylularda hem çocuklukta hem de erişkinlik döneminde daha yüksek düzeylerdedir. IGF-1, hücre çoğalmasını uyarmakta ve hücrenin doğal ölümünü (apopitozu) baskılamaktadır. Daha önce yapılan farklı çalışmalarda; kalın barsak, akciğer, meme ve prostat kanserlerinin gelişimi ile artmış İGF-1 arasında bir ilişki olduğu belirlenmiştir.
2-Diğer bir neden, daha uzun boyu insanlarda, iç organ hacmi daha fazla olduğundan kök hücre sayısı daha fazladır. Kök hücreler, fazla bölünme potansiyeline ve bu sebeple de yüksek kansere dönüşme potansiyeline olan hücrelerdir.
Hepinizin sağlıklı ve mutlu bir hafta geçirmeniz dileklerimle.
Prof.Dr.Hakan KARAGÖL
Tıbbi Onkoloji, İç Hastalıkları ve Fitoterapi (Bitkisel Tedavi Uzmanı)
Paylaş