Ameliyatlı ve Ameliyatsız Burun Estetiği

Burun estetiği sonrası morluk ve şişlik çoğunlukla yumuşak doku hasarı nedeniyle oluşur. Bunu önlemek için de birçok yöntem geliştirilmiştir. Bu sayede yumuşak dokuya zarar veren uygulamalar kullanılmadan ameliyatlar gerçekleştirilebiliyor. Bu çok önemli çünkü estetik sonrası komplikasyonları minimal seviyeye indirmek hastanın hayatının daha az kesintiye uğramasını sağlıyor. Ayrıca estetik operasyon geçirildiğinin fark edilme oranı da daha düşük oluyor.

Mikromotor veya ultrasonik cihaz kullanımı, dorsum koruyucu ve bağ koruyucu yöntemleri ile yapılan operasyonlarda kemik, kıkırdak ve yumuşak doku daha az hasar gördüğü için burnun sadece silikon, termoplastik atel ve estetik bantlarla desteklenmesi de yeterli olabiliyor.

Minimal dokunuşlar ile daha doğal görünüm

Yeni burun tasarımının minimalliği doğal görünüme ulaşmanın en önemli adımıdır. Kişinin yüzüyle uyumlu en ideal burnu tasarlamak için estetik cerrahide birçok yeni yöntem ve akım ortaya çıktı. Bunların en başında minimal (finesse) rinoplasti geliyor.

Minimal rinoplasti ile burunda radikal değişikliklere gitmeden sadece görünümü bozan sorunlara odaklanılır. Yüzün ve burnun karakteristik yapısı korunarak buruna olması gereken ideal görünüm kazandırılıyor. Örneğin uygun hastalarda minimal eğrilik, çöküklük, burun ucu düşüklüğü ya da asimetri gibi sorunlar giderilebilir.

Mümkün olan en minimal dokunuşu yapmak için 3 boyutlu burun tasarımından faydalanılıyor. Hastanın yüksek çözünürlüklü fotoğrafları ve görüntüleri üzerinden simülasyon görüntüleri hazırlanıyor. Yeni burun şekli önce bu simülasyon görüntü üzerinden yapılıyor.

Ameliyatsız burun estetiği de mümkün

Ortalama 30 dakika içinde uygulanan ve sonuçları kısa süre içinde belli olan ameliyatsız burun estetiği de mümkün. Üstelik burun küçültme hariç burundaki birçok estetik sorun enjeksiyon yöntemleri ile öğle arası gibi kısa bir süre içinde giderilebiliyor. Özellikle iyileşme süreci için yeterli vakti olmayan, ameliyat/anestezi riski ya da korkusu olan kişiler için uygun bir seçenektir. Kullanılan dolgu malzemelerin özelliklerine göre kalıcılık süresi bir ya da birkaç yıl sürebiliyor. Ancak sonuçların devam ettirilmesi için enjeksiyonların tekrarlanması gerekiyor.

Eğer yaşam kalitesinin düşmesine neden olan nefes alma ya da estetik sorunlar yaşanıyorsa, alanında uzman bir estetik cerrahtan kişiye özel ayrıntılı bilgi alınabilir.