Paylaş
Böbrek sağlığında nelere dikkat etmeliyiz? Doğru bildiğimiz yanlışlar neler? Böbrek nakli için hangi şartlar aranıyor? Türk Böbrek Vakfı'nın çalışmaları neler? Tüm sorularımızı Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur ERK yanıtladı...
Günümüzde böbrek yetmezliği giderek artan bir hastalık haline geldi. Bunda en büyük faktörlerden biri de beslenme hataları… Böbrek sağlığımız için nelere dikkat etmeliyiz? Hangi alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz?
Böbrek sağlığının korunmasında, yeterli ve dengeli beslenmenin çok büyük önemi vardır. Özellikle aşırı tuz ve şeker tüketimi ile paketli gıdaların mümkün olduğunca sınırlandırmalı, mevsiminde taze sebzeleri ve meyveleri tercih ermeliyiz.
Bir yetişkinin günlük olarak tüketmesi gereken toplam tuz miktarı 6 gramdır. Oysa tuz, ekmekten peynire, zeytinden tencere yemeklerine kadar birçok gıdanın zaten içinde bulunmaktadır. Ayrıca tadına bakmadan yemeklere tuz ekleme alışkanlığımız günlük tuz tüketimimizi arttırmakta, tuz tüketimi artınca damarlardaki kan basıncı, bir diğer ifadeyle tansiyonumuz artmakta, sonunda da böbreklerde, kalpte ve damarlarda hasarlar oluşmakta, sonunda böbrek yetmezliğine sebep olmaktadır.
Şeker tüketimimize bakarsak, günlük olarak toplam tüketmemiz gereken şeker miktarı ortalama 50 gramdır. Şeker de birçok gıdanın yapısında ve içinde bulunmaktadır, ayrıca şeker ilave edilmiş gıdaları tüketmek, günlük şeker tüketimini arttırmakta, fazla tüketilen şeker vücudumuzdaki insülin direncini olumsuz etkilemekte ve şeker, yani diyabet hastalığına yol açmaktadır. Diyabet hastalığı kronik böbrek yetmezliği hastalığının çok önemli nedenlerinden biridir.
İçinde tuz ve şeker bulunan gıdaların fazla tüketilmesi ile bu gibi özellikle işlem gömüş paketli gıdalardan alınan kalorinin vücut tarafından yakılmaması nedeni ile vücutta oluşan yağlanma, obezite hastalığına, bu hastalığın oluşturduğu çeşitli metabolik hastalıklara ve dolayısıyla kronik böbrek yetmezliği hastalığına neden olmaktadır.
Paketli hazır gıdalar, işlenmiş abur cuburlar, maalesef dayanma sürelerinin / raf ömürlerinin fazla olması için gereğinden fazla tuz ve şeker içermektedir.
Türk milleti olarak tuz tüketimini seviyoruz. Peki tuz tüketiminin böbrek sağlığına etkisi nedir?
Ülkemizdeki beslenme kültürü ve ağız tadımız, maalesef ağırlıklı olarak tuzlu gıdalara yöneliktir. Vücudumuzun ihtiyacından fazla tüketilen tuz, yukarıda da bahsettiğimiz gibi en basit anlatımıyla damarlarımızdaki kan basıncını yani tansiyonumuzu arttırır ve damar yapımızı bozar, damar yumağından oluşan böbreklerimizde hasarlara ve sonunda böbrek yetmezliğine neden olur. Ayrıca kalp ve damar hastalıkları da oluşur.
Böbrek hastalıkları arasında en sık belirti veren hastalıkların başında böbrek taşları geliyor. Börekte taş ve kum oluşmaması için nelere dikkat etmeliyiz?
Vücudumuzun arıtma organı olan böbreklerimizin sağlıklı çalışmaları için yeterli sıvı, özellikle su tüketimine ihtiyacı vardır. Yeterli sıvı/su tüketilmemesi halinde en basit anlatımıyla böbrek kanallarında oluşmaktadır, bunlara böbrek kumu, bunların birleşmesinden oluşan daha büyük atıklara da böbrek taşı denir. Sıvı tüketiminin dışında bazı insanların metabolizması bu atıkları genetik olarak biriktirmeye daha yatkın olabilir. Böbrekte kum ya da taş gibi durumlar üroloji branşındaki hekimler tarafından takip edilmedir. Böbrek taşları böbrek yetmezliğine neden olabilir. Böbrek taşları en çok oksalat tuzlarından oluşmaktadır.
Temel olarak böbrek taşından ve kumundan korunmak için herhangi bir sağlık sorunu olmayan bir yetişkinin günde en az 2 litre sıvı-su tüketmesi ve hareketli bir yaşam sürdürmesi gerekmektedir.
Her sene çok sayıda insan böbrek yetmezliği ile karşı karşıya kalıyor. Böbrek nakli yapılabilmesi için gerekli şartlar nelerdir?
Böbrekler fonksiyonlarını geri dönüşümsüz olarak %90 kaybettiklerinde yani böbreklerin çalışması %10’a inince ya düzenli devamlı diyaliz yöntemiyle ya da organ nakli ile hayatlarını devam ettirirler. KBY hastasının böbrek nakli için önünde iki yol vardır. Birincisi, dördüncü dereceye kadar akrabalarından birinin bir böbreğini kendisine bağışlaması ile canlı donörden yapılacak böbrek nakli, ikincisi ise organ nakli merkezlerinde kadavra donör için sıraya yazılması, kendisine uygun nitelikte çıkacak bir kadavra donörden böbrek naklinin gerçekleşmesidir.
Böbrek sağlığında en çok doğru bilinen yanlışlar neler?
Birinci ve önemli yanlış, insanların çoğu zaman böbreklerin işlevinden ve görevlerinin öneminden habersiz olması, bu nedenle gerekli koruyucu tedbirleri zamanında alma konusunda bilinçsiz olmasıdır. Aslında böbreklerimiz vücudumuzun arıtma organı olmasının dışında, vücudun tuz ve sıvı dengesini sağlar, tansiyonu kontrol eder, kemik iliğine kan yapılması talimatını verir ve D vitamini ile kemikleri korur.
İkinci yanlış, böbreklerimizin çok sağlam olduğu düşüncesidir. Aslında böbrekler birden fazla hücre yapısından oluşan karmaşık yapıya sahip organlardır. Hipertansiyon, diyabet, obezite, aktif sigara içiciliği gibi nedenlerin dışında, vücudumuza alacağımız darbeler sonundaki kas zedelenmeleri, trafik kazaları, soğuğa maruz kalma gibi durumlarda da hasar görebilir.
Canlı donör olacak kişilerden bazıları, yanlış olarak tek böbrekle yaşamlarını devam ettiremeyeceklerini düşünürler. Tek böbrekle de böbrek sağlığınıza dikkat ederek gayet kaliteli bir yaşam sürdürebilmek mümkündür. Ayrıca tek böbrekle doğan ve sağlıklı bir şekilde yaşayan on binlerce kişi vardır, rahatlıkla doğum ve spor yapabilirler. Tek böbrekli olmak, yaygın kanının aksine bir engel veya hastalık değildir.
Böbrek bağışında yaşadığınız en ilginç olayı bizimle paylaşır mısınız?
Diyaliz Merkezimizde uzun süre diyaliz tedavisi gören ve vakfımızın kızı gibi olan Gülten Akol böbrek nakli sonrası evlendi yuva kurdu. Anne olmasının zor olduğu söylenmesine rağmen iki evladı oldu. İkisi de sağlıklı ve son derece okul başarısı yüksek çocuklar. Bizim için hem Gülten hem de çocukları gurur kaynağımız.
Vakfımızın kuruluşundan bu yana çok fazla diyaliz hastası ailemizin birer üyesi oldu. Bir çoğu uzun yıllar tedavi gördüğü için hepsi ile olan anılarımız çok özel. Gülten ilk aklıma gelen oldu.
Türk Böbrek Vakfı ne tür çalışmalar yapıyor, projelerinizden de örnekler verebilir misiniz?
Resmi senedinde de yazıldığı üzere Türk Böbrek Vakfı’nın en önemli amacı, ülkemizde böbrek sağlığının korunması ve böbrek hastalıkları ile mücadeledir. Türk Böbrek Vakfı kurulduğu 1985 yılında bu yana böbrek sağlığının korunması için çeşitli faaliyetlerde bulunmakta, bunların bazılarını yıllar boyu sürdürmektedir.
On yılı aşkın süredir böbrek sağlığının korunması için hem yetişkinler düzeyinde ve hem de çocuklar düzeyinde bire bir sağlıklı beslenme eğitimleri verilmektedir. Bu eğitimlerle 250.000 yakın öğrenciye ulaştık.
Ambalajlı hazır gıdaların içeriklerinde bulunan özellikle tuz, şeker ve kalori gibi öğelerin miktarlarına göre etiketlerinde renklendirilmesini esas alan Trafik Işıkları isimli projemizle, tüketicilerinin farkındalıklarının arttırılması yönünde yıllardan beri çalışmalarını sürdürmektedir. Türk Gıda Kodeksinde değişiklik yapılması için yazılı müracaatta bulunulmuş olup, Bakanlık çalışmalarını yapmaktadır.
Çocuklara/öğrencilere verilen sağlıklı beslenme eğitimlerinde, çocukların farkındalıklarının arttırılması ile sorumluluk almalarını hedefleyen “Gönüllü Sağlık Elçisi” projesi de başlatılmıştır. Okul eğitimlerimizde bizim amaçlarımıza gönül veren öğrencilere gönüllü sağlık elçisi rozeti takarak, onların birer toplumun gönüllü sağlık elçileri olmalarını sağlıyoruz. Görev bilinci ile çevrelerini uyarıp, sağlıklı yaşama adım atmaları için büyük bir rol üstleniyorlar.
Çocuklara/öğrencilere yönelik sağlıklı beslenme eğitimlerinde verilen bilgileri pekiştirmek ve yaşam boyu elleri altında oluşmasına sağlamak üzere yeni yarattığımız “Böbrek Dede” karakterinin anlattığı bilgilerden oluşan kitapçıklar dağıtılmaktadır. Özellikle kadavra donörden organ bağışının, dolayısıyla böbrek nakillerinin artması için çeşitli kurum ve kuruluşlara organ bağışı eğitimleri verilmektedir.
Böbrek sağlığının korunmasına ve organ bağışına yönelik çeşitli kamu spotlarımız halen yayında bulunmaktadır.
Paylaş