Paylaş
8 Mart 1857’de emekleri hiçe sayılan ve çok düşük ücretlerce 16 saati aşkın çalıştırılan binlerce tekstil işçisi kadının direnişi var bu kutlamanın geçmişinde. Onlar, direnişin sembolü olarak o zamandan bu yana kadınların varoluşuna destek veriyor. Biz ise 108 yıldır kutlanan bu önemli günde dünya kadınlarının sorunlarına dikkat çekip, çözüm aramaya çalışıyoruz hala.
1900’lerin başında dünyanın pek çok ülkesinde Türkiye’de ise 1930’ların başında seçme ve seçilme hakkını elde eden kadınlar ne yazık ki 2019’a geldiğimiz bugün, erkeklerle eşit haklara ve gelire sahip değil. 8 Mart sembolik bir gün tabii ki ama sorunlara dikkat çekmek için de önemli.
Sadece sosyo-kültürel ve ekonomik ezilmeden, milyonlarca kadının okuma, yazma hakkını hala yeterince elde edemediğinden, binlerce kadının cinsel istismara uğrayıp, öldürülmesinden ve bunlara hep birlikte dur denmesinin yollarının aranmasından bahsedeceğiz bugün.
Ama en önemlisi bunların sonucu olarak, “Kadın olmasa” diyeceğiz, bakın neler olur ve aslında neler olmaz…
Öncelikle, kadın olmasa varlığıyla övünen, biricik olduğunu düşünen erkek de olmaz. Çünkü kadın, doğurgan ve üretken olandır.
Tabii ki tutkuyu, sevgiyi bünyesinde barındıran ve hayatı anlamlandıran aşk da olmaz doğal olarak.
Kadınsız bir hayat, renksiz erkek dünyasını iyice griye boyar. Kadın olmasa dünyanın renkleri bile solar. Kırmızı, pembe, mor alır başını gider. Belki dağlarda çiçeklerin üzerine konar ama erkeklerin haberi bile olmaz.
Kadın olmasa dünyanın sevgisi eksilir.
Kadın olmasa karşılıksız sevginin anlamı yiter ve kimse onun ne anlama geldiğini ve kadar önemli olduğunu öğrenemez.
Kadın olmasa çocuklar hayata sağlıklı hazırlanamaz, dünyanın dengesi altüst olur.
Kadın olmasa bir evin sıcaklığından kimse söz edemez, istisnalar kaideyi bozmaz tabii ki ama ev yerine her yer sıradan oteller gibi olur.
Erkekler kendilerine bakmayı bırakır, dünya daha hoyrat bir görüntüye sahne olur.
Kadın olmazsa tiyatro, sinema ve müziğin tek başına anlamı kalmaz.
Çünkü sanat aşkla yapılabilir.
Dünyada silahların satışı ve savaşlar artar.
Bir annenin dokunuşu ve bakımı ile büyümeyen erkekler sevgiye ulaşamaz.
Bilimsel kitaplar, incelemeler yazılabilir ama aşk romanları yazılamaz.
Kadın olmasa dünyanın bir yarısı kendini hep eksik hisseder ve zaten eksik kalır.
FÜSUN SAKA
Paylaş