Paylaş
Koşuyor, duruyor, daha hızlı koşuyorduk çoğunlukla. İlişkilerimizi de buna göre organize ediyor, toplumsal rollerimizi bu hıza göre yapılandırıyorduk. Şimdi biraz ara verme vakti. Korumak, korunmak için. Bu süreci en iyi şekilde atlatabilmemiz için ise bağışıklığımız bizim en kıymetli savunma sistemimiz. Bağışıklığımızın bir parametresi de psikolojik süreçlerimiz. İyi olmak sadece bedenen değil ruhsal olarak da çok önemli. Ruhsal süreçleri yeniden yapılandırma ve gücümüze güç katma vakti olarak iyi değerlendirmemiz gereken zamanlardayız. Ne mi yapalım? Kendimize, ilişkilerimize iyi bakalım, geçmişin ve geleceğin hesabını bırakıp bu anı iyi olmaya ve birliktelik sistemlerimizi iyi yapılandırmaya gayret gösterelim. Birlikteliklerimizden güç alalım ve iyi olalım!
İlk olarak kendimize iyi bakalım.
Çalışma, koşma, alışveriş yapma, süslenme, yetişme, geç kalma sorunları olmaksızın evdeyiz. Evet, okuduklarımızdan endişemiz artıyor; zaman zaman bu bilinmez karşısında kendimizi iyi hissetmiyor olabiliriz ama süreci kendi lehimize çevirmek ve bir yandan da aynada gözümüzün ucunda kendimize bakmak da yapılabilecekler arasında. Evde otursam neler yapardım dediğimiz şeyleri yapmaya başlamak için iyi bir zaman. Koştururken unuttuğumuz kahkahalarımıza yeniden merhaba diyebiliriz, neleri severdik diye gözden geçirebiliriz, en çok neye kahkaha attığımızı hatırlayabiliriz, eski albümlerden güzel anıları bulabiliriz, yarım bıraktığımız veya satın alıp kütüphaneye sıkıştırdığımı kitapları okumaya, çekmeceleri istediğimiz gibi düzenlemeye başlayabiliriz. Belki de sadece durmaya ihtiyacımız vardır daha iyi hissetmek için. Asılsız haberleri okumak, bilgi kirliliğinden uzak durmaya ya da. Hayatımızın akışında olup bitenleri gözden geçirmeye hangisinin hayatımızda olmasını istediğimize karar vermeye belki de kendimize bazı şeylerden vazgeçme sözü vermeye. Hangisiyse bize iyi gelen ve güçlü kılan, onu yapma vaktindeyiz.
Partner ilişkimize bakalım.
Diğer koltukta yatan sevgilinize, partnerinize, kocanıza, karınıza, yol arkadaşınıza, gönül bağınızın adı ne ise bir bakın. Tatiller dışında en son ne zaman bu kadar uzun süre evde kalma fırsatınız olmuştu? İlk tanıştığınız veya evlendiğiniz zamanlar evde kalmaya, evde vakit geçirip birbirinize doymaya nasıl ihtiyaç duyduğunuzu anımsayın. Yeniden evdesiniz, istenmeyen ve öngörülemeyen bir sebeple ama evdesiniz. Hani o hep yaa birbirimize yeterince zaman ayıramıyoruz klişesinin son bulacağı günlerdesiniz hatta. Ne çok konu var zaman bulamadığınız için hiç konuşulmadan üstüne yenileri eklenerek rafa kaldırdığınız. Ne çok zaman şimdi sırası olmayabilir diye ertelediniz taleplerinize dair konuşmalarınızı. Yan yana biraz yabancı gibi kaldınız belki de bazen. İşte tam da birbirinizin zamanındayız şimdi. Yeniden tanımanın, hatırlamanın, omuz vermenin, güçlü durmanın, güçlü tutmanın, destek olmanın, geçmiş meseleleri onarmanın, hayal kurmanın, herkes için birlikte endişelenmenin, beraber gülmenin, beraber endişelenmenin, sarılmanın, geçecek demenin, uyumanın, sevişmenin, birlikte sıkılmanın, şarkı söylemenin, susmanın, iyi günlerin geleceğini tekrar tekrar tekrar hatırlatmanın…
Ebeveyn ilişkilerimize bakalım.
Okulların kapanmasının ardından durumun ciddiyeti ilk olarak anne-babaların omzuna yeniden bir düzen kurma gerekliliğini getirdi. Bakım vermek. Analığın ilk görevi olan bu halin okul ayağı ortadan kalkınca, ebeveynler önce çocukları için güvenli ev ortamlarını oluşturdular. Sonra kimi evden çalışmaya, kimi 24 saat evdeki birlikteliğini sürdürmeye, kimi akşam hiçbir yere uğramaksızın evine dönemeye başladı. Bakım verme sürecinin yanında çocuklarının istekleri ve sıkılan canlarına çözüm aramaya da başladılar. Ve görünen o ki hayat hızlı hızlı akarken ne çok ebeveyn bakım verme ve yapılması gerekenler listesi sebebiyle oyun oynama meselesini atlıyormuş. Birçok ebeveyn için bu süreç gerçek bir onarma, yeniden yapılanma, unutulanları hatırlama fırsatı olabilir. Yapılacaklar listesi ve yeterli anne olabilme listemizi bir kenara koyma fırsatı bile olabilir. Oyun oynamanın herkese iyi geleceği günlerdeyiz. Oyun oynayın, uygun dille yaş grubuna uygun olarak çocuğunuza neden evde olduğunuzu aktarın, sohbet edin, yazdan kalma isteklerini fırsat bulmuşken gerçekleştirin, evdeki malzemelerle saçma oyunlar oyuncaklar üretin, gülün, birlikte çok gülün ki güven de olduklarını hissetmeye devam edebilsinler, mısır patlatın, film izleyin, öylece oturun, kendi kendilerine oyun oynamalarını sıklıkla teşvik edin, sevdikleri yemekleri yapın, dinleyin, anlayın, iyi edin ve size iyi gelmelerine izin verin.
İlişkilerimizden güç almamız gereken zamanlardan geçiyoruz. Yaşadığımız bu küresel meselenin psikolojik boyutu çok önemli ve kıymetli. İyi olmamız ve iyi hissetmemiz çok mühim. Bu yüzden, unutmadığımız ama hafif bir ihmalkârlık halinde olduğumuz ilişkilerimize bakmanın, onları onarmanın, onlardan güç almanın ve iyi etmenin tam zamanı. İlişki iyileştirir, güçlendirir ve bağışıklığa güç katar! Evde kalın,iyi olun, ilişkilerinize iyi bakın!
Paylaş