Paylaş
Ayrıca sağlığın beden sağlığından ibaret olmadığını, ruh sağlığımızın en büyük sağlık bileşeni olduğunu da fark ettik koca yılın zorlamasıyla. Uyum sağlama becerimizi yeniden keşfettik ki tüm dünya yepyeni bir yaşamı deneyimledi; evde kalmak, evde yaşamak, izole olmak ve hatta bunları yapmak zorunda olmak. Dahası bu yıl ilişkilerimizin tamamını gözden geçirdik; kendimizle, partnerimizle, çocuğumuzla, dostlarımızla, iş arkadaşlarımızla ve hatta hayatla olan ilişkilerimizi…
Önce kendimize baktık, bu sürece uyumlanırken hangi değişiklikleri tolere edebildiğimize, nelerin bize iyi geldiğine, nelerin bizi haddinden fazla zorladığına, nelere uyum sağlayabildiğimize. Ve değişikliği becerebilme hissi çok da fena hissettirmedi aslında. Evimizde kalmamız gerektiği dönemlerde ise bedenimizin ve ruhumuzun tüm kalabalıklardan bağımsız neler yapabildiğini gözlemlemek için iyi bir fırsat oldu. Nelerin bizim için çok önemli olduğunu, neleri en çok özlediğimizi fark ettik. En çok özlediğimiz şeyler en çok tutkun olduklarımız, haz mekanizmamızı devreye sokanlarımız ve bu sene mahrum kaldıklarımızdı senenin sonunda. Şöyle deniz kıyısı diyenleri de duyuyorum, o kocaman kalabalık sofralar diyenleri de... Kıymet verdiklerimizi bulduk, Belki de kıymeti nasıl sıradanlaştırdığımızı fark ettik koca bir yılda.
Partnerimizle olan ilişkimize bakmak belki en zoru belki en keyiflisi oldu. Birçok çift biz nasıl bir arada durmuşuz bunca yıl dedi. Tüm olumsuzlukları sosyal destek ağları sayesinde tolere edebildiğini fark etti. Ve birlikteliklerinde ihtiyaç duyduğu köklü değişiklikleri gözlemlemeye başladı, belki değiştirme gücünü aradı, arıyor, belki bambaşka hayat planları yaptı, yapılıyor. Birçok çift ise sosyal izolasyonu lehine çevirdi; birbirine daha çok zaman ayırdı, ilişkilerinde pek çok eksiği gördü, nasıl onarabileceklerini hesap etti, flört etmeği yeniden keşfetti, daha çok sevişti, daha çok yakın hissetti. İyisi ile kötüsüyle ikili ilişkilerin vize senesi gibiydi.
Ebeveyn ilişkilerinin sınavı zordu bu sene. Çünkü çocuğa bakım vermenin devredildiği okul sisteminin kapalı oluşu, tüm ebeveynleri yoğun bakım vermeye, eğitime ve öğretime katkı sunmaya mecbur bıraktı ki bu hiç de kolay değildi. Ebeveynler her yaşta çocuklarının bakım alma ihtiyaçlarının ilk günkü düzeyde olduğunu hatırladı. Çocuklar ise anne ve babalarıyla olmanın keyfini sürerken arkadaşlıkların ve okul sisteminin özlemini hissetti. Bu yılın ardından tüm çocukların okula daha keyifle gideceğini, tüm ebeveynlerin onları daha çok özlemle okuldan alacaklarını düşünüyorum. Çünkü iyisi ve güçlükleriyle pek çok anne baba çocuğunu çok daha yakından tanıma ve zaman geçirme fırsatı yakaladı, tüm yaşanılan zorlu dakikalara rağmen çocuklarıyla daha çok ilişkide kaldı.
Dostlarımızla ilişkimiz sosyal izolasyonun en çok zorlanan, sınanan, özlenen kısmı oldu şüphesiz. Kime kendimizi en yakın hissettiğimizi, kimin hayatımızda ne kadar önemli ve değerli olduğunu anlamamıza sebep oldu. Bazılarımız yüklerinden kurtuldu, kime daha uzak hissettiğini anladı; bazılarımız dostlarının desteklerini ve paylaşımlarını çok özledi. Ama günün sonunda en yakınının kim olduğuna karar verdi.
İzolasyon ve pandemi hayatı 2020’ye damgasını vursa da birçok kişi için büyük resme dışarıdan bakabilmeyi veya kocaman resmin içinde kendini daha yakına konumlandırarak bir yer bulmayı sağladı. Koca senenin zorladığı onlarca olumsuz olaya rağmen bunlar da yaşanmaya devam ettiyse eğer umut hep var demektir. Elbette insanoğlu değişim ve dönüşümü her koşulda başarmaya devam edecek. O zaman 2021 yılına dileklerim hepimiz için SAĞLIK, daha fazla farkındalık, daha fazla birliktelik, daha fazla umut olsun.
Paylaş