Paylaş
İşte bu noktada ben sizlere yardımcı olmak istiyorum. Bundan böyle sizlerin sorularını bu köşe sayesinde cevaplandıracağım. Bana göndereceğiniz her tür hukuki sorununuzun çözüm yolunu burada tüm ayrıntısıyla anlatacağım.
Sizlerden, en fazla ‘boşanma davaları'yla ilgili soru geleceğine eminim. Bir ömür boyu mutlu olmak hayaliyle evleniliyor fakat düğün salonunda başlayan süreç mahkeme salonuna kadar uzanabiliyor. Ben bu sürecin nasıl olduğunu, boşanmaya nelerin sebep olduğunu, neden boşandığımızı, bazen de neden boşanamadığımızı anlatacağım sizlere…
Toplum genelinde cinnet vakası ve huzursuzluk bu denli artmışken kadınlar en çok ‘erkeğin ilgisiz davranması’ nedeniyle boşanıyor. Üstelik bu oran Türkiye İstatistik Kurumu'nun araştırmasına göre yüzde 60’lara ulaşmış durumdadır. Şaşırdığınızı tahmin edebiliyorum. Zira boşanmalarda neden olarak 'şiddeti' ilk sebep olarak beklerken 'ilgisizliğin' başı çekmesi aslında temel eksikliğimizi de ortaya koyuyor: Maneviyatımız az, öz saygımız düşük. Bir çift güzel söze ruhumuz aç… Ne demişler; marifet iltifattan gelir. Gönüllerin hoş tutulduğu evlilikler kolay kolay bitmiyor…
Peki neden boşanıyoruz? Ne oluyor da ayrılıyoruz?
Değişen hayat şartları, güçlü ego, mesleki başarı, maddi güç de varsa tahammülsüzlükle birleşince 'biz' değil 'ben' kavramını çıkarıyor ortaya ve evlilikler bitme noktasına geliyor… İster istemez çağdaş yaşam, rahat hayat şekli bile boşanmayı hızlandıran sebeplerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Trafikteki kızgınlığımız bile geçmiyor kimi zaman bunu eve bile yansıtıyoruz, evde gerginliğimiz devam ediyor, çığ gibi büyüyor sorunlar sonrasında...
Hiç kimse için boşanma kararı almak kolay değildir. Ne kadar güçlü olursan ol, anlaşmalı boşanma bile olsa kişi için travmadır çoğu zaman. Sadece sevgimizi, aşkımızı bırakmıyoruz geride. Alışkanlıklarımızı da bırakmak, çevreye açıklama yapmak zorunda kalmak da en zorudur. Kimi zaman 30 yılımızı, kimi zaman 3 ayımızı bırakıyoruz geride. Neden bırakıyoruz, bırakmak zorunda kalıyoruz, haklarımız neler... Bunları paylaşacağız bu köşede.
Sorunsuz boşanma süreci yaşamak mümkün mü? Çocuklar bu süreci hissetmeli mi? Hele biz kadınları çoğu zaman, ‘boşandıktan sonra toplum bana başka gözle bakar mı?’ ya da 'eyvah soyadım değişecek' korkusu ağır basar. Korkmayacağız artık. Haklarımızı bileceğiz. Ama kesin olarak boşanma kararı vermeden önce; 'kimsenin etkisinde kalmadım', 'mutsuzum', 'tüm sorunlarımın sebebi bu evlilik', 'yuvamı kurtarmak için her şeyi yaptım', 'çocuğum da bu süreçten etkilenecek ama ben güçlüyüm, hem kendimi hem evladımı ayakta tutarım' diyebiliyorsak sürece başlamak en doğrusudur. Eşinizden boşandığınızı ama çocuğunuzdan boşanmadığınızı her gün hatırlayarak açabilecekseniz davayı, gerçekten vermişsinizdir kararınızı...
Görüyoruz ki sosyokültürel farklılıklar, cinsel sorunlar, iletişim bozuklukları, ihanet, ilgisizlik, şiddet, ekonomik sorunlar ve tarafların aileleri boşanmaya sebep olan durumlardan sadece birkaçı…
Peki boşanamama sebeplerimiz neler? Neden tahammülsüzlüklerimize tahammül etmek zorunda kalıyoruz? Özellikle kadınlar 'barınma sorunu yaşarım', 'kira veremem' diye düşünür, ekonomik gücü yoktur adını 'sabretmek' koyar ve bekler. Tehdit edilir adını 'çocuklarım için' koyar yine bekler. 'Toplum bana ne der?' diye düşünür adını 'kocamdır çekerim' koyar bekler boşanmaz boşanamaz…
Hadi başlayalım o halde her şeyi yazmaya, haklarımızı öğrenmeye...
Unutmayın; mutlu olmak için evlenilir, aynı şekilde mutlu olmak için boşanılır. Boşanmak ayıp bir eylem değildir, hele ki utanılacak bir durum hiç değildir.
Başta boşanma süreciyle ilgili olmak üzere merak ettiğiniz hukuki her tür konuyu bana danışabilirsiniz, sorularınızı bekliyorum...
Paylaş