Paylaş
Hepimiz zaman zaman sinirli, asabi, stresli, kırılgan, kırıcı, anlayışsız olabiliyoruz. Yaşadığımız pandemi süreci başlamadan öncede normal şartlarda da sürekli, her zaman, yaşadığımız olumlu - olumsuz her şartlar altında sabırlı, güler yüzlü, sakin ve sevecen olmamız imkansız.
Neden mi?
Çünkü biz de 'İnsanız!'
Duygularınızı saklamadan ve bastırmadan saygı çerçevesi içerisinde belli etmeniz gerekir. Fakat devamlı karşınızdaki kişiden birşeyler talep eder, bir beklenti içine girerseniz sonunda hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Karşınızdaki akrabanız, arkadaşınız, dostunuz, hatta çocuğunuz dahi olsa aynı hayal kırıklığına uğrama ihtimaliniz yüksek. Dünya sadece birimizin etrafında dönmüyor maalesef.
Sizin istek ve taleplerinize o an eşiniz uyum sağlayamayabilir. Her iki tarafında her beklentiyi karşılamak gibi bir zorunluluğu olmamalıdır. En nihayetinde hepimiz insanız. O sebeple bir beklentiye girip sonunda o beklenti karşılanmadığı için üzülüp sinirlenmektense istek ve ihtiyaçlarınızı eşinize doğrudan söyleyin. O an yapmak istemiyorsa anlayışla karşılayın (kadın-erkek her iki taraf içinde geçerlidir).
Anı yaşayın, geçmişi sürekli dile getirip eşinizin önüne sermeyin. Hatalarınızı kabul edin. Eşinizi olduğu gibi sevin. Sonuçta kimse sizi evlenmek için zorlamadı.
Siz isteyerek evlendiniz öyle değil mi?
(istisnalar dışında)
Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenin.
Karşınızdaki eşiniz diye ona bağırmaya veya öfkenizi ondan çıkartmaya hakkınız yok.
Kalabalık içerisinde veya çocukların yanında tartışmayın. Eşinizin yerine düşünüp cevap vermeyin.
Kırıcı sözler sarf etmemeye özen gösterin. Bazen birçok şey sineye çekilebilirken söylenen kırıcı sözler maalesef ki unutulmuyor.
Anlayışlı olun, olamıyorsanız o anda aynı ortamda bulunmamaya çalışın. Aynı ev içerisinde bile olsanız farklı bir odaya gidin.
İlişkiyi bitirmek en kolayıdır, önemli olan o ilişkiyi ayakta tutabilmektir.
O yüzden yıkıcı değil yapıcı olmaya çalışın. Ama yeri geldiğinde de duygularınızı saklamadan açıkça dile getirin.
Paylaş