Paylaş
‘Yalan Dünya’ adlı şiirimden birkaç cümle paylaşmak istedim. Günümüz dünyasına oldukça uygun. Hayatta insan iyi veya kötü pek çok şeyle karşılaşıyor ama önemsiz gibi görünen küçük şeyler var ki insanın ruhunda güneş açtırıp kelebekler de uçurtabilir, karanlık içinde bırakıp fırtınalar da kopartabilir.
Hayatta yaşadığım birkaç küçük şeyler ve onlardan kendimce çıkarttığım notlardır bunlar.
-Tiyatroyla ilgili birileriyle röportaj yaptıktan ve onların teşekkürlerini aldıktan birkaç gün sonra, röportaj anında yanımızda bile olmayan tanımadığım biri beni arayıp "Röportajda benim tiyatromun adı geçmiş fakat siz bunu yazmamışsınız" diye haksız ve saygısız bir tavırla hesap sorabilmişti. Konumuz onun tiyatrosu muydu? Hayır! Yazmak zorunda mıydım? Hayır! Ben olsam böyle bir şey yapar mıydım? Tabii ki hayır!
(Egosu yüksek ve yalnızca kendi çıkarını düşünen insanlardan mümkün olduğunca uzak dur.)
-Hem çocukları hem de matematiği çok sevdiğim için ve küçük de olsa bir faydam olsun diye tanıdığım birinin çocuğuna ara sıra matematik dersi için yardımcı oluyordum. Sanırım bu nedenle çocuk bana yaptığı bir resmi hediye etmişti ve çok mutlu olmuştum, aradan yıllar geçti ama hala saklarım onun resmini.
(İyi insan olmaya çalış ve olabildiğince çok şeyi sev.)
-"Bırak tiyatroyu falan da derslerine odaklan", "Bu sınavı kazanman zor", "Sen hayatta çok zorluk çekersin", "Senin yazdıklarını kim okur ki, yapamazsın", "Okudun da ne oldu işsiz kaldın" ve daha neler neler duydum ve daha neler duyacağım bakalım. Peki, ben ne yapıyorum? Doğru bildiğim şeyi yapmaya ve hayal ettiğim şeyleri gerçekleştirmek için çalışmaya devam ediyorum.
(Hayallerinden vazgeçme.)
-Bir gün vapura binmiştim, herkes sessiz sedasız oturuyordu, kimisi denize bakıyor kimi de telefonuyla ilgileniyordu. Vapurdaki müzisyenler bir şarkı çaldı ve o anda yaşlı bir adam kalktı ve dans etmeye başladı. Adam o kadar içinden geldiği gibi dans ediyor ki herkesin dikkatini çekti. Adamı seyreden insanların yüzüne baktım, gülümsüyorlardı, kameraya çekenler oldu, hatta bazıları kalktı ve o adam ile birlikte dans etmeye başladı. Hayat birkaç dakikalığına güzelleşti.
(‘Etraf ne der’ diye düşünmeden kalbinin sesini dinlemek lazım bazen.)
-‘Hayatta ne zorluklar çektim ben’ diye başlayıp ‘bu günlere kolay gelinmiyor’ diye devam eden hikâyeleri sürekli anlatan ve sağ olsunlar karamsarlıklarıyla içimizi açan bazı insanlar vardır hepimizin hayatında. ‘O var ya böyle yapmış, öteki de şöyle yapmış’ diye dedikodunun dibine vuran ama kendine bir gram toz kondurmayan kişiler de her daim yakınımızda.
(Vaktini şikâyet ederek ve dedikodu yaparak harcama, kendini geliştirmeye çalış.)
-Canım sıkkın olduğunda, işler istediğim gibi gitmediğinde, kendimi kötü hissettiğimde, bir şeye ihtiyacım olduğunda, sinirlendiğimde, üzüldüğümde, umutsuzluğa kapıldığımda ve daha pek çok zamanda yanımda olan, rahatlıkla derdimi anlatabildiğim ve iyi hissettiren insanlar ne şanlıyım ki var. İşte o insanları bırakmayın. Gerçek dost onlar.
(Dostlarını iyi seç ve kıymetini bil.)
-Tiyatroya, sinemaya, oyunculuğa, yazmaya meraklı olduğum için bu işi yapan bazı insanlara çok fazla hayranlık duyardım eskiden. Çok özel ve ulaşılmaz kişiler olarak görürdüm. Zamanla tanıştım bazılarıyla, sohbet ettim, görüştüm. Çok sevdiklerim de oldu, hayal kırıklığına uğradıklarım da. Ama şunu öğrendim ki:
(kimseyi gözünde çok büyütmeye gerek yok, hepimiz insanız sonuçta.)
-Küçük bir şehirde doğup büyümeme rağmen üniversite dolayısıyla yıllarca büyükşehirde yaşadım. Kalabalığı, trafiği, pahalılığı, yorgunluğu, stresi, yalnızlığı herkes gibi ben de deneyimledim fakat tatillerde memlekete gittiğimde gerçekten rahatlıyordum. Doğayla iç içe olmak metropol hayatından, basit ve sade yaşamak en lüks eşyalardan, anlaştığın görüştüğün bir tane komşunun olması onlarca yüzeysel arkadaşlıklardan çok daha iyi gelmiştir bana.
(Doğaya yakın olmak, metropol hayatından daha güzel.)
-İlkokuldan üniversiteye kadar bütün öğrencilik hayatım boyunca ders dışında birçok etkinliğin içinde oldum. Voleybol oynadım, gitar çaldım, satranç turnuvalarına katıldım, piyano çalmayı denedim, resim yaptım, tenis kursuna gittim, bayramlarda dans gösterileri yaptık, şiir dinletilerinde yer aldım, tiyatro yaptım, şiirler ve hikâyeler yazdım. Bazılarında başarılı oldum, bazılarında başarısız ama en önemlisi deneyimlemek ve kendini keşfetme süreci.
(Kendini keşfet, kendini iyi tanı.)
Bu liste daha uzayıp gider…
Peki, siz böyle bir liste yapsaydınız neler yazardınız?
Paylaş