Geniş Aile Komşu Kızı Yakında Vizyonda

Sizi tanıyabilir miyiz biraz? Senarist olmadan önce ne iş yapıyordunuz mesela?

1983 Kayseri doğumluyum. Anne tarafından Kayserili, baba tarafından Uşak'lıyım. Kayseri'de doğdum büyüdüm. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü terkim. Birçok iş yaptım. Küçüklüğümden beri çalışırım. Pazarcılık, sigortacılık, cep telefonu satıcılığı, oto yıkamacılığı, tekstil fabrikasında işçilik, terzi çıraklığı, sandalye masa üretimi, trikotaj, amatör futbolculuk vs. Asıl kırılma noktası ise üniversite yıllarımda mizah dergilerinde esprilerimin yayımlanmasıydı. Ünlü mizah yazarı Kemal Kenan Ergen kendi köşesinde benim yolladığım esprileri yine benim adımla yayımladı. Bu da bana Anadolu’da doğmuş büyümüş orta halli bir ailenin çocuğu olarak büyük cesaret verdi.

Ufuk Özkan ile Cüneyt İnay

Daha sonra üniversite ikinci sınıfta hayatımda ilk defa İstanbul’a geldim. Abimin bulduğu bir tanıtım işinde çalışırken bir yandan da mizah dergilerine mizah yazıları, bant hikâyeler, çizgi roman hikayeleri, karikatür esprileri götürmeye başladım. Gide gele Kemik Dergisi’nde iş buldum ve çalışmaya başladım. Kemik Dergisi, Penguen Dergisi’nin iştirakiydi. Arada Penguen’e karışık köşe yapıyorduk, daha sonra Fermuar Dergisi’ne geçtim, az bir süre Gırgır Dergisi’nde çalıştım. Bu son dergimdi.

Senaryo yazmaya nasıl başladınız?

Dergilerde çalışırken senaryo yazmaya karar verdim. Beni buna iki şey itti; bir para. Mizah dergilerinde para çok yok, güvence yok. İkinci sebebim ise kendimi ifade edemiyordum. Kendi dünyamı mizahıma yansıtamıyordum. O yüzden mizah dergilerinde çok isim yapamadım. Kendimi en çok ifade edebildiğim iş Geniş Aile’dir. Mizah dergilerinde bile kendimi bu kadar rahat hissetmemiştim. Senaryo yazmaya karar verdiğimde birçok senaryo yazdım, hızlı düşünen ve hızlı üreten bir kişi olduğumu daha fark etmemiştim. D Production’a bir spin – off senaryom gitmiş. Spin – Off olduğu için haliyle yapmak istemediler fakat Lale Eren, Ayşe Durmaz ve Pelin Diştaş yazdıklarımı, diyaloglarımı çok beğendiler. Başka sıfırdan bir dizi yazmamı ve rahat olmamı istediler. Bende kendi ailemden, mahallemden ve çevremden esinlendiğim tiplerden oluşan Geniş Aile’yi yazdım, yolladım, beğendiler.

Geniş Aile Komşu Kızı filminden bahseder misiniz?

Geniş Aile Komşu Kızı; kapanmamış bir defter. Yarım kalan Cevahir – Zeynep aşkını konu ediniyor. Geniş Aile’yi dizi olarak 108 bölüm yazdım. İki de sinema filmi yazdım fakat ilk kez bu filmde yönetmen koltuğuna oturdum. Diğer iki filmden çok farklı yönleri var. Ailecek rahatça gidilebilecek bir film. Bunun yanı sıra çok aksiyonlu, hareketli bir film. Mizahi olarak ilk yazdığım zamanlardaki samimiyeti yakalamayı hedefledim. Filmi çekerken de bu samimiyeti ve dili korumaya özen gösterdim. Ayrıca bu filmde Cevriye ve Nebil adında iki yeni karakter var. Çok enteresan karakterler. Film çok renkli, çok hızlı ve çok samimi oldu. 2 Ağustos’ta vizyona giriyoruz.

Sizce Geniş Aile dizisi neden bu kadar çok sevildi?

Söylediğim gibi değişik bir dil oluşturdum. En büyük sebebi bu. Bunu bilerek yapmadım, bana rahatlık ve imkân verdikleri için yapabildim bunu. Dizilerde verilmeyen günlük hayata dair detayları, söylemleri her şeyi içine koydum. Çok ince espriler de vardı içinde, herkesin rahatlıkla anlayabileceği espriler de. Her kesime hitap ettik. Normalde absürt diziler reyting alamaz. Reyting sıralamasında ilk 30’a hatta ilk 50’ye bile giremez fakat Geniş Aile haftalarca birinci oldu, 13-14 reytingleri gördü. Tabi ben imkânsız absürdüzmi tercih etmem pek. O yüzden insanlar kafadan dirsek göstermedi, onu da kabul etti, sevdi. Bu işin bir formülü yok, tek formül yazara o rahatlığı vermek.

Yazdığınız dizilerin dili farklı, mizahınız farklı. Sizce bu fark nereden geliyor?

Yaratılıştan geliyor bence. İnsanlar bende bir farklılık, daha doğrusu bir manyaklık arıyor ama yok. Tamamen normal biriyim. Yediğim içtiğim şeylerden oluyor zannediyorlar ama ondan da değil. Sadece diğer insanlardan farklı olarak kahve içerken kabak çekirdeği çitlerim ama bir fark yarattığını zannetmiyorum, lütfen evde deneyin. Aynı yani, normallik işte.
Senaristlik yapmaya başladığınızda ‘bırak bu sanat sepet işlerini, kendine başka bir iş bul’ diyen oldu mu?
Olmadı. Bilakis beni de aldır diyenler oldu.

Genelde komedi yazıyorsunuz. Dram yazmayı düşünür müsünüz?

Komedi dışında dram, tarih ve kriminal senaryolar da yazabiliyorum fakat genelde mizahçı titrim ağır bastığı için o tercih ediliyor.

Kalk Gidelim dizisi gelecek sezonda devam ediyor mu?

Kalk Gidelim devam ediyor, Ağustos gibi yayında olacağız. Kadroda bazı değişiklikler var, yayında göreceğiz hep beraber.

Türk veya yabancı senaristlerden en çok kimleri beğeniyorsunuz?

Türk senaristlerden en çok Suavi Sualp’i beğenirim. Zamanında pek kıymeti bilinmemiş, enteresan bir beyindir. Osman Seden, Umur Bugay ve Mahinur Ergun da diğer beğendiğim Türk senaristlerdir. Yabancılardan ise David Simon’u çok beğenirim. Yazdığı her dizi roman gibidir. Graham Linehan, Larry David ve Adam Mckay mizahını çok sevdiğim diğer senaristler. Michael Hirst’ü de ayrı severim çünkü tarihi dizilere dramatik matematiği çok iyi oturtmuştur.

Genç yazarlara ne önerirsiniz? Senarist olmak isteyenler nasıl bir yol izleyebilir?

Genç yazarlara ilk yazdıklarını çöpe atmaya cesaret etmelerini öneririm. İlk yazılanlar genelde iyi olmaz ama genç ve yetenekli arkadaşlar ilk senaryolarına takarlar. Çok iyi olduğunu ve diğer insanların aptal olduğunu düşünürler. Olmayınca çöpe atıp yenisini yazmazlar. Atın. Bunu aşarsanız olursunuz.

Röportaj: Ece Demircan

Instagram: ecedemircan

Twitter: https://twitter.com/ece_demircann