Bugünlerde malum Corona virüsünden dolayı herkesin düzeni değişmiş durumda. Böyle durumlarda neyi yapamadığımıza değil de neyi yapabildiğimize odaklanmakta fayda var, çünkü bağışıklığımızı güçlü tutmamız çok önemli.
Haberin Devamı
Öncelikle beslenmemizden özellikle bu dönemde;
Rafine şekeri
Glutenli unları ve
Yüksek derecede işlenmiş gıdaları çıkaralım ki bağışıklığımızın gücünü kırmayalım, aksine bunları beslenmemiz dışında bırakarak daha da güçlenmesine fırsat verelim. Hem de bunların hepsi hiç para harcamadan, kendi kendimize uygulayabileceğimiz önlemler.
@ebrununsagliklidunyasihesabımdan özellikle bu dönem nasıl beslenmemizle ilgili çok detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Çünkü yukarıda saydıklarımı beslenmemizden çıkarırken kocaman bir adım atmış oluyoruz.
Mutfaklarımıza yani ‘şifa merkezlerimize’ daha çok girip, hem kendimiz hem de ailemiz için şifalı yiyecekler pişirmemizin gerekli olduğu bir zamandayız.
Alternatif tıbbın en ünlü doktorlarından Mark Hyman’ın da dediği gibi “Yüz yılın ilacı bulundu! Besinlerimiz.” O nedenle özellikle bu dönem bedenimizi dış etkenlere karşı korumak için neler yemeliyiz diye sorarsanız;
Bol taze sebze
Taze meyve
Kaliteli proteinlerimizi muhakkak tabaklarımıza ekleyelim. Et, balık, yumurta, baklagiller gibi.
Çiğ kuruyemişler (kavrulmamış!)
İyi yağlar. Zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, sade yağ.
Peki bunları beslenmemize ekleyelim ama hangi ruh halinde? Çünkü yemek yediğimiz sırada ruh halimiz inanılmaz önemli. Biz eğer stresli bir halde yemek yersek, o tabaktakiler dünyanın en doğal, en şifalı besinleri de olsa ne yazık ki stres altında, yani yüksek kortizol altında, sindirim enzimleri çalışmıyor ve yediklerimizi sindiremiyoruz, bu da bedenimizde de ayrıca bir stres yaratıyor.
Haberin Devamı
O zaman hadi gelin şunlara dikkat edelim ne dersiniz? Hem de uygulaması sizin alışkanlıklarınızdaki minik değişikliklerle mümkün.
Yemek yerken mümkün olduğu kadar başka hiçbir şey ile ilgilenmeyelim, özellikle televizyon ve telefondan uzak duralım. Çünkü o zaman ne yediğimizin farkında olmuyoruz ve tahmin ettiğimizden fazla yiyoruz. Sadece yemek yediğimiz anda olalım, tadını çıkaralım ve bol çiğneyelim.
Oturarak, ayakta geçiştirmeden besinlerimizi tüketelim. Şükür içinde, mutluluk içinde. Unutmayın şükrettikçe şükrettiğimiz şeyler fazlalaşıyor.
Yemek sofralarını kendiniz ve aileniz için keyifli bir etkinliğe dönüştürün. Sevdiğiniz müziği açın, sevdiğiniz tabakları çıkarıp o anları bir ödül gibi yaşamaya özen gösterin.
Yemek yediğiniz anlarda ruh, beden, zihin dengesi çok önemli. İyice çiğneyin, bedeninizin yediklerinize karşı nasıl cevap verdiğinin farkında olun. Kokusunu, kıvamını, yapısını hissedin
Yediklerinizin kimler tarafından üretilip, nasıl sofranıza geldiğini bilin.
Bunları yaptıkça beslenmenizin ve kendinizi beslemenin nasıl ciddi bir iş olduğunun farkına varacaksınız ve gerekli özeni, önemi göstermeye başlayacaksınız.
“Yediklerimizi kalori hesaplarına göre değil de besleyiciliğine göre yemeğe karar verdiğimiz” bakış açısını yaşam biçimimiz haline getirelim.