Paylaş
Postmenopozal kanama insidansı menopozdan beri geçen süreyle ilişkilidir. Son adet kanamasını takip eden ilk 2 yılda aralıklı olarak bu tür kanamalar görülebilir, ancak zaman geçtikçe sıklığı azalır. Anormal kanama olunca akla ilk olarak rahimden kaynaklandığı gelse de, kanama rahim ağzı, vajina ve vulvadan olabilir. Hatta yumurtalık ve tüplerden kaynaklanan bir patolojinin yansıması da bu şekilde kendini gösterebilir.
Endometrial atrofi (yani östrojenin düşüklüğüne bağlı rahim iç zarı ve vajina mukozasında incelme) ve endometrial polipler, postmenopozal kanamanın en sık nedenidir.
Atrofi: Hipoöstrojenizm, rahim içi ve vajinada atrofiye neden olur. Rahim iç boşluğunu örten endometrium epitelinde östrojen düzeyinin çok düşük olması nedeniyle incelme ve mikroerozyonlar meydana gelir ve az miktardaki kanamaların nedeni de sıklıkla budur. Aynı şekilde, vajina epitelindeki incelme de burada kuruluk, inflamasyon ve erozyona yol açar. Küçük bir travma, kaşıntı ya da temas bu incelmiş epitelden kanamaya neden olur.
Polipler: Rahim boşluğu içinde oluşan, nedeni bilinmeyen endometrial büyümedir. Lekelenme tarzı kanamaya neden olur. Genellikle benign olmakla birlikte, postmenopozal dönemde yüzeyinde hücre değişikliği olma riski olduğundan, tanı konulduğunda çıkartılması önerilir.
Kanser: Endometrial kanser, kanama olgularının sadece %9’unda etkendir ve kanser riski ilerleyen yaşla birlikte artar.
Postmenopozal hormon tedavisi: Verilen hormonal tedavi rejiminin özelliğine göre zaman zaman düzensiz kanamalar görülebilir.
Endometrial hiperplazi (Rahim zarının kalınlaşması): Menopoz sonrası rahim iç zarı kalınlığının 5 mm’nin altında olması istenir. Yapılan rutin jinekolojik kontrollerde de doktorunuz bunu değerlendirir. Bu kalınlığın artmış olması dikkat çekicidir ve mutlaka açıklanması gereken bir durumdur. Hiperplaziler genellikle karşımıza kanama şikayetiyle gelir.
Miyomlar: Kadınlarda en sık rastlanan iyi huylu oluşumlardır. Menopoz sonrası genellikle boyutları küçülür ve var olan şikayetlerde gerileme olur. Ancak kanamayla birlikte miyom varlığı da dikkate alınmalıdır.
Antikoagülan tedavi: Bu tür ilaçların kullanımı zaman zaman vajinal kanamaya neden olabilir.
Bitkisel tedaviler, besin destekleri: Soya, keten tohumu ve diğer fitoöstrojenler kontrolsüz ve fazla miktarda tüketildiğinde, rahim iç zarında kalınlaşma, miyom ya da polip boyutlarında büyüme yaparak kanamaya neden olabilir. Mutlaka doktora danışılarak tüketilmelidir.
Komşu organ kaynaklı kanamalar: Bazen idrar çıkış yolu, mesane ya da makattan olan kanamalar da vajinadan geliyormuş gibi zannedilir. Bu durum sistit, hemoroid gibi benign nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, malign bir sürecin de habercisi olabilir.
Rahim ağzındaki patolojiler: Polipler, rahim ağzında erozyon, enfeksiyon ya da hücre değişikliği varlığı mutlaka değerlendirilmeli, smear alınmalıdır.
Obezite: Yağ dokusu, androjenlerden dönüşüm yoluyla östrojen sentezinin gerçekleştiği bir odaktır ve bu nedenle sıklıkla rahim içinde kalınlaşma ve kanamaya yol açar.
Tanı
Kanamanın şekli, rengi, miktarı, süresi, bir ilaç alınıp alınmadığı, bitkisel destek kullanımı, ailesel kanser öyküsü ve eşlik eden başka yakınma olup olmadığı sorgulanmalıdır. Bu sorulara verilecek cevaplar aslında kanama nedeni için de bize yol gösterir. Örneğin vajinal kuruluk, ağrılı cinsel ilişki ve ilişki sonrası kanama olmuşsa, bu atrofi nedenli; obezite, tamoksifen kullanımı, diabet varsa, bu maligniteye bağlı bir kanama olabilir.
Öncelikle kanamanın nereden geldiği bulunmalı, vajina ya da rahimden olup olmadığına bakılmalıdır. Tanıda birincil hedef, maligniteyi ekarte etmektir. Bu nedenle, vajinal ultrasonla rahim ve yumurtalıklar değerlendirilir ve gereklilik halinde endometrial biopsi yapılır. Eğer endometrial kalınlık 5 mm’den fazlaysa, bir bölgede kalınlaşma gösteriyorsa, sınırları net görüntülenemiyorsa ya da sürekli tekrarlayan kanamalar varsa, yine biopsi yapılmalıdır. Rahim ağzından kaynaklandığından şüphe ediliyorsa, buradan ve rahim kanalından da biopsi yapmak gerekir.
Menopoz sonrası kanama şikayeti hemen her zaman malign bir nedene bağlı olmasa da, mutlaka bir jinekolog muayenesi gerektirir.
Paylaş