Paylaş
LGBTIQA: “Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transseksüel, İnterseksüel, Queer ve Ally” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan kısaltmadır.
Heteroseksüel: Duygusal ve/veya cinsel olarak karşı cinse ilgi duyan kadın veya erkektir.
Homoseksüel (Eşcinsel): Duygusal ve/veya cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyan kadın veya erkektir.
Lezbiyen: Kadın homoseksüel veya duygusal ve/veya cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyan kadındır.
Gey: Erkek homoseksüel veya duygusal ve/veya cinsel olarak kendi cinsine ilgi duyan erkektir.
Biseksüel: Duygusal ve/veya cinsel olarak her iki cinse de ilgi duyan kadın veya erkektir.
Aseksüel: Cinselliğe ilgisiz veya isteksiz olan kişidir.
Sapkın Cinsel Yönelim: Duygusal ve/veya cinsel olarak sapkın temalara ve insan olmayan nesnelere ilgi duyan kadın veya erkektir. Kişinin cinsel partnerine ya da kendisine gerçek anlamda acı verdiği, partnerini ya da kendisini aşağılayıcı davranışlarda bulunduğu, cinsel davranışların çocuklara ya da rızası olmayan yetişkinlere yöneltildiği durumları içeren göstermecilik (exhıbıtıonısm), gözetlemecilik (voyeurısaa), pedofili, transvestizm, fetişizm, sadizm ve mazoşizm ve 400’e yakın cinsel sapkınlığa kişiyi yönelten bir cinsel yönelimdir.
Transgender: Türkçedeki travesti ve transseksüel tanımlamalarının her ikisini de kapsayan İngilizce terim.
Transseksüel: Duygusal ve/veya cinsel olarak kendisini karşı cinse ait hisseden, karşı cinse benzeme isteği duyan veya karşı cinsten biriymiş gibi hisseden kişidir.
Travesti (Travstizm): Cinsel haz almak için karşı cinsin kıyafetlerini giyen kişi anlamında, genellikle erkekler için kullanılır. Bir cinsel yönelim değildir, travesti kişi herhangi bir cinsel yönelime sahip olabilir. Bu nedenle genellikle eşcinsellikle karıştırılır ancak travestiler heteroseksüel veya homoseksüel olabilirler.
CD (CrossDresser): Karşı cins ile özdeşleşmiş kıyafetleri giyen kimsedir ve çoğunlukla heteroseksüel olan kişilerdir. Kadın ise erkek kıyafetleri, erkek ise kadın kıyafetleri giyen kimsedir. Kavram, kıyafetlerin yanı sıra, karşı cins ile özdeşleşmiş aksesuarları; saç, sakal, bıyık, kaş modellerini ve makyajı da kapsar. Crossdresser kimseler bunu cinsel yönelimlerinin bir sonucu olarak yapabilecekleri gibi; kimliklerini gizlemek, herhangi bir sanat gösterisinde yer almak ya da cinsel bir fetiş olarak da yapabilirler. Crossdresser'in illa erkek olması şart değildir, kadın crossdresser'larda vardır. Ayrıca her crossdresser'in transeksüellikle ilgilisi olmadığı gibi her crossdresser'da gay veya lezbiyen değildir. Kavram İngilizce cross (karşı) ve dress (giyinmek) sözcüklerinden oluşur. İngilizcede ilk olarak, 1911 yılında, Almanca transvestite kelimesine karşılık olarak oluşturulmuştur. Crossdresser sadece giyim yönünden kadını taklit eder, travesti ise cinsel bağlamda da kadını taklit eder, aralarında pek fark yok gibidir ama travestiler cinselliğe daha yatkınlar, CD’ler ise kendilerini kadın yerine koyarak tatmin ederler.
Drag Queen: Abartılı kadın kıyafetleri giyen ve bilinçli olarak bir kadın karikatürü gibi davranan erkektir. Queen sözcüğü İngilizcede eşcinsel erkek anlamına da gelir ve drag queenler genellikle eşcinsel erkeklerdir.
Queer: Heteroseksüellik dışındaki cinsel yönelimleri kapsayan genel terimdir. “Sorgulayan, henüz karar vermemiş, emin olmayan” anlamında kullanılan Questioning kelimesinden gelir.
Ally: Yanında olan, müttefik anlamına gelir. LGBTİQ olmayan ama bu bireyleri destekleyen, onların mücadelesine katılmak isteyen bireyler Ally olarak adlandırılır.
Biyolojik Cinsiyet: Kişinin kadın veya erkek olarak tanımlanan biyolojik özelliklerinin tümüdür. Cinsiyet, insanın biyolojik olarak dişi ya da erkek olmasını belirleyen temel özellikleri tanımlar. Cinsiyet kimliğinin ilk tohumları biyolojik olarak döllenme sürecinde atılır. Kişi doğduğu anda bedensel cinsiyeti bellidir yani bütün çocuklar dişi ya da erkek cinsel organları ile doğarlar. Çok nadir olarak, hem kız hem erkek organına sahip olarak doğanlar olabilir. Cinsiyet kimliği; kromozomları, dış genital organları, iç genital organları, hormonsal yapıyı ve ikincil seks özelliklerini içeren kişinin biyolojik cinsel özellikleridir.
İnterseksüel: Her iki cinse ait dış genital organlar ya da iç üreme sistemleri ile doğan kişidir. Erkek ya da kadın olmayan, arada ya da o ikisinin çok dışında kalan bireyleri temsil eder.
Cinsel Rol (Gender Role - Toplumsal Cinsiyet): “Erkeksi roller ve kadınsı roller” olarak bilinen kadınlara ve erkeklere toplumsal olarak yüklenen özellikler, kültürel değerler, tutumlar, roller ve sorumlulukların tümüdür. Sosyal öğrenme kuramına göre cinsiyet rolünü öğrenme, ilk çocukluktan başlayan ve yaşam boyunca süren bir süreçtir. Çocuklar kız veya erkek davranışları ödüllendirildiğinde, cezalandırıldığında ve erkeksi/kadınsı davranış modellerini gözlediklerinde cinsel rollerini öğrenirler. Yani çocuk cinsiyeti ile ilgili farklılıkları gözlem ve deneyimleri ile öğrenmektedir. Erkeksi roller; “kontrol”, “genital olarak sekse odaklaşma”, “nesnelleştirme, fiksasyon ve fethetme”, “performans ve sonuç”, “erotizm”, “arzulama” ve “eril enerjinin dışa vurumu” şeklinde gelişirken, kadınsı roller ise; “teslimiyet”, “genelleşmiş tensel haz”, “aşk veya romantik bağlılık”, “hissetmek ve süreç”, “romantizm”, “arzulanma” ve “dişi enerjinin dışa vurumu” şeklinde gelişir.
Cinsel Kimlik: Kişinin duygusal ve/veya cinsel ilgi duyduğu kişilerle ilişkili olarak kendi cinsiyetini nasıl algıladığıdır, kendini nasıl hissettiğidir. Yani cinsel kimlik; kişinin dişilik veya erkeklik algısıdır. Cinsel kimlik, kişinin erkek ya da kadın olarak biyolojik varlığının farkına varması ve kabul etmesidir. İki veya üç yaşlarında hemen herkesin “Ben erkeğim” veya “Ben kızım/kadınım” diye bir fikri oluşur. Cinsel kimlik davranışın erkeksi veya kadınsı psikolojik yönlerini yansıtır. Kişinin cinsiyeti ile cinsel kimliği çoğu zaman iç içe girmiştir. Biyolojik faktörler eksiksiz gelişimini tamamlasa bile erkeklik ya da kadınlık hissinin gelişiminde bir sorun olabilir. Bir çocuğun kız ya da erkek doğması, cinsel kimliğini kazanması için ilk koşuldur ama yeterli ve tek koşul değildir. Cinsel kimlik başta anne-baba olmak üzere aile üyeleri, öğretmenler ve yakın arkadaşlarla yaşanan sonsuz deneyimlerden köken alır.
Cinsel Yönelim: Kişinin karşı cinse, kendi cinsine, her iki cinse hissettiği ya da hissetmediği duygusal ve/veya cinsel ilgisini ifade eder. Cinsel oryantasyon olarak da bilinir. Cinsel yönelim genellikle heteroseksüellik, homoseksüellik (eşcinsellik), biseksüellik, sapkın cinsel yönelim veya aseksüellik şeklinde olur.
Homofobi: Genel anlamıyla LGBTIQA bireylere ilişkin nefret ve haset gibi yıkıcı duygular besleme, onlara şiddet uygulanmasını savunma veya şiddet uygulayan tutum ve davranışlarda bulunmayı tanımlar. Homofoibide referans noktası LGBTIQA bireylere saldırı ve şiddet uygulanması, şiddetin savunulmasıdır. Bu referans noktasından sapıldığında LGBTIQA eleştirilemeyen veya tartışılamayan bir tabu haline gelir. Bilindiği üzere, tüm tabular insan hayatını zorlaştırmaktadır.
İçselleştirilmiş Homofobi: LGBTIQA bireylerin ruhsal ve bedensel gelişimleri sırasında, toplumun LGBTIQA bireyler hakkındaki olumsuz bakış açılarını içe almaları ve benliklerini bu inanç ve duygularla değersizleştirmeleri sonucunda LGBTIQA bireylerde ortaya çıkan özel bir homofobi türüdür. İçselleştirilmiş homofobi bazı kişilerde yoğun bunaltı, iç sıkıntısı, iç daralması, depresyon, suçluluk hissetme, günahkarlık, utanç duyma, inkar etme, öfkelenme, kendini kabullenememe, AİDS’e bağlı damgalama korkusu, kendiyle barışmama ve hatta intihara bile yol açabilir. İçselleştirilmiş homofobinin LGBTIQA bireylerin ruh ve beden sağlığı üzerinde çok yıkıcı etkileri olabilir. İçselleştirilmiş homofobinin kendini, gizlenme, utanma, öfke ve nefret, haset, umutsuzluk, kendini toplumdan dışlama, LGBTIQA gettolaşması ve kendi kendini tecrit etme, dayanışmanın yokluğu ya da yetersizliği, pasif kalma, günübirlik ilişkiler yaşama, terk edilme korkusu, suçluluk ve günahkarlık duygusu, kendinden utanma ve nefret etme , biseksüellik şeklinde gösterebilir.
Heterofobi: LGBTIQA bireylere eşit haklar tanınması amacıyla yapılan çalışmaların heteroseksüellere yönelik bir ayrımcılık faaliyeti olduğu anlamına gelir. LGBTIQA tartışmalarında heterofobi, homofobinin tersi olarak da kullanılmaktadır.
PSİKOTERAPİST DR.CEM KEÇE
Paylaş