Paylaş
“Füsun ve Çetin evli bir çift. Çetin’in aldattığını öğrenince dünya başına yıkıldı Füsun’un. Aşık olduğu, güvendiği, yıllarını verdiği kocası, onun yerine başka birini koymuştu. Şimdi ne yapacaktı? Boşanmalı mı, affetmeli miydi, ne yapmalıydı? Hiçbir şey olmamış gibi de devam etmesi imkânsızdı. Kafası karmakarışıktı… Çetin de ikilem içindeydi; yaşadığı bir kaçamak mıydı, yoksa evliliğinden kaçış mıydı, bundan sonra ne yapacaktı? İç içe geçmiş duygu ve düşünceleri gerçekten ne istediğine karar vermesine engel oluyordu.”
Şimdi sizlere, bu çiftin ne yapması gerektiğini sorsam, bazılarınız hemen boşanmaları gerektiğini, bazılarınızsa kadının kocasına bir şans daha vermesi gerektiğini söyleyebilir. Bu sorunun yanıtını vermeden önce, gelin isterseniz “Aldatma tedavi edilebilir mi?” sorusuna yanıt arayalım. Bir ilişkide, üçüncü bir kişinin varlığıyla yaşanan, çoğu zaman “aşk üçgeni” olarak adlandırılan aldatma, yaygınlığı ve aile kurumuna etkileri açısından toplumsal bir sorundur. Genellikle cinsel nedenlerle aldatan erkelerle, duygusal nedenlerle aldatan kadınların hareket noktaları farklı olsa da varış noktaları aynıdır. İlişkileri alabileceği en büyük darbeyi alır ve yere yığılır. Bu durumda çiftin önünde iki seçenek vardır; ya ilişkilerinin üzerinden bu darbenin etkisini atıp sendeleyerek de olsa yeniden ayağa kalkmak, kalktıktan sonra da dengesini koruması için gayret göstermek ya da ilişkilerine ayağa kalkma fırsatını hiç vermemek...
İlk seçeneği tercih ederek beraberliklerine devam etmek isteyen çiftler için “aldatmanın tedavisi” olarak ifade edebileceğimiz süreç, genellikle uzunca bir zamana yayılır ve 4 aşamadan oluşur. Ancak bu aşamalardan geçilebilmesi için aldatma eyleminin tamamen sona ermiş olması şarttır. Çünkü amaç sadece "evli kalmak" değil, "karşılıklı güven ve sevginin olduğu bir evlilik birliği" oluşturmaktır.
1. AŞAMA: "KABUL ETME"
En kritik aşama budur. Aldatan eş yaptığının hata olduğunu kabul edip af dileyerek ve gerekiyorsa bunu defalarca yaparak pişmanlığını açıkça ifade etmediği sürece sonraki aşamalara geçilmesi mümkün olmaz. Bunun için de eşinin ona af dilemesi için fırsat tanıması gerekir. Bu aşama her iki taraf açısından da zor ve sancılı geçer.
2. AŞAMA: "BARIŞMA"
“Barışma” ile “bağışlama” aynı anlama gelmez. Barışma, bağışlamaya doğru giden yolda atılan ilk adımdır. Bağışlama, yapılan ihanetin bağışlanması değil, ihaneti yapan kişinin bağışlanmasıdır. Bu da ancak güvenin yeniden sağlanmasıyla olur. Bunun için de çiftin ortak bir amaç için birlikte çabaladıklarının bilincinde olarak güveni yeniden inşa etme yönünde hareket etmesi gerekir. Bu aşamada her şey açıkça konuşulur. Aldatan, aldatılanın ardı arkası kesilmeyen sorularını sabırlı ve dürüst bir şekilde cevaplar. Çiftin arasında gizli saklı hiçbir şeyin ve herhangi bir soru işaretinin olmayacağı bir iletişim kurulur. Bu aşamada gizlenecek bir şey daha sonraki aşamalarda ortaya çıktığında kısa devre yaparak süreci sekteye uğratacaktır. Bu aşama, aldatanın daha fazla suçluluk duymasına, aldatılanın ise daha fazla acı çekmesine neden olsa da, barışmanın sağlanabilmesi için çiftin eteğindeki tüm taşları dökmüş, tüm kartlarını açmış olması gerekir.
3. AŞAMA: "UYUM SAĞLAMA"
Barışmayla birlikte ilk adımı atılan bağışlama süreci çiftin karşılıklı olarak yeni duruma uyum sağlamaya başlamasıyla devam eder. Çift aldatmanın kendileri için bir dönüm noktası olduğunu kabul ederek geçmişi tarihin tozlu raflarındaki yerine teslim edip bugünü ve geleceği birlikte yaşamak üzere ilişkilerini yeniden yapılandırma sürecini başlatır. Bu aşamada, eşler kendilerini ve birbirlerini daha iyi anlar ve tanırlar. Çiftin suç ve suçlu odağında değil, sorumluluklar ve beklentiler odağında bir yaklaşım benimsemesi önemlidir. Yani eşler birbirlerini yaptıkları ya da yapmadıkları için suçlamadan, karşılıklı olarak beklentilerini ve sorumluluklarını dile getirerek bir işbirliği tutumu sergilemelidir. Eşlerin birbirlerinden gizlisinin saklısının olmadığı huzur ve güven ortamının sağlanması için çiftin iletişiminde dürüstlük ve şeffaflık önemlidir. Bu nedenle "kontrol" yerine "otokontrol" mantığı hayata geçirilmelidir. Yani aldatan partner, aldatılanın kontrol etmesini gerektirecek eylemlerden uzak durmalı ve kendi otokontrolünü sağlayabilmelidir.
4. AŞAMA: "YENİDEN BAĞLANMA"
Sonuncu aşama, ilişkinin gerçekçi beklentiler, bilgi, birikim ve deneyimlerle olgunlaşmış bir sevgiye dönüşme aşamasıdır. Varılan uzlaşmanın ardından duygusal olarak başlayan yeniden yapılanma sürecinin çiftin cinsel yaşamına da yansıtılması gerekir. Cinselliğin yakınlaşma ve bağlanma için bir yol olarak görülmesi; eşlerin birbirlerine romantizm ve tutkuyla yaklaşması önemlidir. Çünkü eşlerin mutluluk ve haz veren bir cinsel yakınlık kurmadan birbirlerine yeniden bağlanmaları mümkün olmayacaktır. Gerçek bağışlama ancak bu aşama tamamlandığında gerçekleşir ve iyileşme başlar.
PERTE ÇIKTI MI?
Sigortacılık jargonundan genel günlük kullanım alanına doğru yayılan bir terim olan "perte çıkmak" kaza yapan taşıtların hurdaya çıkmaması yani bir daha kullanılmaz hale gelmesi demek... Evliliklerde aldatma bir yol kazasıdır. Bu kazadan sonra evliliğin perte çıkıp çıkmadığının bir evlilik terapistinin huzurunda gözden geçirilmesi gerekir. Yani aldatmadan sonra gidilecek iki yol vardır; ya ilişkinin yeniden inşa edilmesi yoluna ya da tarafların en az hasar göreceği şekilde sonlandırılması yoluna gidilir. Her iki yol da engebelerle, zorluklarla doludur. Hangi yola gidileceğineyse ancak çiftin kendisi karar verebilir. Seçilecek yol ne olursa olsun, sürecin sağlıklı bir biçimde yaşanması ve gelecekte ortaya çıkabilecek pişmanlıkların önlenmesi için bir evlilik terapistinden yardım alınması en doğrusudur.
Paylaş