Paylaş
Baharın gelmesi ile birlikte mutluluk hormonu olarak da bilinen 'seratonin' ve sağlıklı uyumamızı sağlayan 'melatonin' hormonunda ki dalgalanmalar ne yazık ki depresyona neden olur. Bu nedenle son günlerde kendinizi yorgun, mutsuz, keyifsiz, motivasyonunuzu düşük hissediyor olabilirsiniz. Güne başlarken yataktan çıkamama hali, ajitasyon ve duygu dalgalanmaları içerisinde buluyorsanız bahar depresyonunda olabilirsiniz. Tıpta “Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu” olarak tanımlanan bahar depresyonu, erken fark edilmediği gibi tüm semptomlara rağmen tedavi edilmez hafife alınırsa kronik depresyona dönüşebilir. Bu yüzden bazı önlemler almakta fayda var.
Bahar depresyonundan kurtulmanın yolları nelerdir, neler yapmalıyız?
Öncelikle yapabildiklerimizin ve yapamadıklarımızın farkına varıp kendimizi olduğumuz gibi kabul edebilmeliyiz. Değiştiremeyeceğimiz şeylere zihnimizde yer açmalıyız. Onları kabul edebildiğimiz anda zihnimizi ve bedenimizi kronik bir yorgunluktan kurtarmış oluruz.
Depresyonu fast food yiyerek düzeltemeyiz; “Depresyona girdiğimiz için mi abur cubur yeriz, yoksa abur cubur yediğimiz için mi depresyona gireriz ?” sorusunun cevabı abur cubur ve fast-food tarzı yiyeceklerin depresyon riskini arttırdığıdır. Yemek yediğimizde sadece besin tüketmiş olmayız, aynı zamanda bağışıklık sistemimizi geçici bir inflamasyon yanıtı üretmek için tetikleriz. İnflamasyon; vücudun strese karşı korunmasını sağlayan, enfeksiyona ve hasarlara verdiği doğal bir yanıttır. Özellikle zeytinyağı, domates, yeşil sebzeler ve yağlı balıklardan oluşan Akdeniz tarzı beslenme depresif belirtilerin azalmasına yardımcı olur.
Ruhsal dengemizi sağlayabilmek için öncelikle bedenimizi temizlemek gerekir; Bunun için atmanız gereken en önemli adım beslenmenize dikkat etmek olacaktır. Dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterin. Yeterli miktarda protein aldığınızdan, bedeninizin ihtiyaçlarını karşılayacak kadar sebze, meyve tükettiğinizden emin olun. Bol bol sıvı tüketin, su için.
Yaşam alanınızın daha aydınlık olmasını sağlayın. Evinizin daha çok ışık alan odasını yaşam alanı olarak daha aktif kullanabilirsiniz.
Düzenli olarak egzersiz yapın; fiziksel egzersizler stresle baş etmenizde size yardımcı olacaktır.
Zararlı maddelerden uzak durun. Gün içerisinde alkol, sigara ve kafein gibi sağlığa zararlı maddeleri aşırı olarak tüketmemeye özen gösterin. En azından miktarı sınırlayın. Sigaradan kesinlikle uzak durun, içiyorsanız artık bırakın.
Kafanızın içerisinde kaybolmayı bir kenara bırakın. Gün içerisinde aklınızdan geçen otomatik olumsuz düşünceleri bir kağıda yazın. Dışarıdan bir göz olarak bakın bakalım gözünüzün önünde oynayan bu filme. Ona bir ad verin. Ne zamandan beri bu filmi izliyorsunuz acaba? Gün içerisinde bu olumsuz düşünceler aklınıza geldiğinde bu filmin adını kendinize hatırlatın. Aklınızdan geçen her düşüncenin gerçek olmadığını senaryolarınız olduğunu göreceksiniz.
İçinde bulunduğunuz zamanı keşfedin; Depresif ruh hali içerisinde zihin geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kalır ancak esas olan şuandır. Geçmişe takılmak ya da gelecekle ilgili kaygılanmak yerine o an kalmaya çalışın. Kuş seslerine odaklanın, temiz havayı içinize çekin ve hayatta kaldığınız için şükredin.
Gülmek daha hızlı iyileşmenizi sağlayacaktır ve daha iyi uyumanıza yardımcı olacaktır. Gülmek aynı zamanda fiziksel bir egzersiz türüdür. Öz saygıyı artırır. Gülümsenin bulaşıcı olduğunu unutmayın. Gülümsemek vücutta ki stres hormonu oranını azaltır, sindirimi hızlandırır, kalp hastalıkları riskini azaltır, bağışıklığınızı güçlendirir ve ruh halinizi değiştirir.
Hormonlarınız size neye ihtiyacınız olduğunu söylemekte ona kulak verin. Beyindeki kimyasal maddelerden birisi olan seratonin miktarında ki düşüş, mevsimsel duygulanım bozukluğunu tetikleyebilir. Güneş ışığı miktarının azalması, seratonin salgılanmasını azaltarak depresyon oluşumuna sebep olabilir.
Doğanın iyileştirici gücünü kullanın. İmkanlarınız karantina sürecinde el veriyorsa kısa doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Güneş ışığı seratonin seviyenizi artırıp daha canlı ve mutlu hissetmenizi sağlayacaktır. Ancak sosyal mesafeyi asla unutmayın.
Değişim, dönüşüm, yenilenme zamanı diyerek yaşan alanınızda bahar temizliği yapın; Kullanmadığınız eşyaları eleyin onların hem maddi hem manevi ağır yüklerinden kurtulmak size kendinizi daha iyi hissettirecektir. Her anlamda yenilenecek ve baharın hafifliği dört bir yanınızı saracaktır.
Sevdiklerinize zaman ayırın. Ruh halinizin kötü olduğu zamanlarda bu karantina sürecinde zor olsa da keyif aldığınız size iyi hissettiren kişilerle iletişim halinde kalın. Sosyalleşmek için çaba sarf edin.
Mevsim değişikliği uyku düzeni ve kalitesini etkiler, melatonin hormonunun dengesini bozabilir. İyi ve kaliteli bir uyku düzeni sağlamak için her akşam aynı saatte yatıp sabahları aynı saatte kalkmaya çaba sarf edin. En az 8 saat uyuyarak yeni gün için enerji depolamaya çalışın.
Doktorunuzla irtibat halinde halin de olun. Tedavi planınızdan şaşmayın. Kullandığınız ilaçları her gün aynı saatte almaya özen gösterin. Terapi seanslarınıza planlanan zamanlarda katılın. Karantina sürecinde terapilerinize online terapi şeklinde devam edebilirsiniz.
Yanlış kararlar almamaya dikkat edin. Aşk hormonu olarak bilinen oksitosin hormonunun etkisi ile çok âşık olabiliriz. Oksitosin insanları cesaretlendiren bir hormon olarak baharda aşka daha yatkın olmamıza yol açıyor. Dolayısıyla bahar ayları gelince yanlış karar alımları olabiliyor.
Kısacası sizi bu havaların mahvetmesine izin vermeyin. Migren, mide ülseri, alerji gibi sorun yaşayanların şikayetlerinde, bahar aylarına girildiği dönemlerde artış görülebilir. Umutsuzluğa kapılıp, koronavirüs mü oldum diye paranoya yapmanıza gerek yok. Bu dönemin geçici bir süreç olduğunu kendinize hatırlatın ve mümkün oldukça baharın tadını çıkartmaya odaklanın.
Depresyonsuz, rengarenk ve sağlık dolu bir bahar dileğiyle…
Paylaş