Paylaş
Durum analizi yapmayı meslekleştiriyor, “Mutlu muyum, mutsuz muyum?... Yapsam mı yapmasam mı?... Gitsem mi gitmesem mi?... Doğru mu yanlış mı?” gibi sorulara verdiğimiz ya da vermek zorunda olduğumuza inandığımız cevaplarla itişip kakışıyoruz. Hep diyorum ya “öğretilmiş gerçekler” işte onların ışığında devamlı kendimizi stres altında tutuyor aslında bize en çok baskı yaptığına inandığımız insanlardan bile fazla baskıyı bizzat kendi üzerimizde kuruyoruz.
Çok severim/Nefret ederim, Bunu yerim/Bunu yemem, Asla yapmam/Kesin yaparım, Bunu isterim/Şunu istemem gibi çok güçlü kelimeleri devamlı sarf edip bu duygular arasında devamlı gel gitlerle boğuşup hayatı kaçırıp dururuz. Ama dönüp şöyle bir baktığımızda çok ekstrem olan bu duyguları pat diye söylediğimiz gibi kolayca yaşamıyor olduğumuzu görürüz. Çünkü duygular zamana, ortama, kişiye ve duruma göre yoğunluk ve değişkenlik gösterirler. Yani aslında “Ya Siyah Ya Beyaz” noktasına bütün ömrümüz boyunca çok sık gelmeyiz. Size bir sır vereyim hayat grilerden oluşur. Farklı tonlarda grilerdir yaşananlar. Yani aslında siyahla beyazın aralığıdır. Bir gün sevmediğiniz bir şeyi, başka bir gün sevebiliyor bulabilirsiniz kendinizi. Ya da öğlen yemek istemediğiniz yemeği akşam da yemek istemeyeceksiniz diye bir kural yoktur. “Asla şunu yapmaktan hoşlanmam” dediğiniz şeyi, çok sevdiğiniz biri ile yapmaktan delicesine zevk alırken kendinizle çeliştiğinizi düşünebilir, “eyvah bana neler oluyor” diye paniğe kapılabilirsiniz.
Paniklemeyin! Size bir şey olmuyor. Siz sadece insansınız ve insani bir durum olarak, yaşam şartları, çevre etkileri, günlük gelişmeler ve ruhsal durumunuza bağlı olarak duygu yoğunluklarınız değişkenlik gösteriyor. Ki aslında buna da hayat deniyor. Devamlı bu ikilemlerle boğuşarak hem kendinize zulüm edip hem de anda kalamayıp anı yaşamayı ıskaladığınızı fark ettiğinizde, hayatı kaçırdığınızı görürsünüz. Hayat herkes için zaman zaman muhteşem, zaman zaman zorlayıcı, zaman zaman da sıradandır. Herkes yaşadıklarının bir tek kendi başına geldiğine inanır ama bu gerçek bir analiz değildir. Yaşadıklarından devamlı şikayet edip, sorumlu arayıp, yanlış tercih yaptığı kanaatine varıp kendine yüklenen insanların yaydıkları bu enerji hem etraflarına hem de dünyaya yansıdığı için bugün dünya bu durumda.
Hayatın akışına inanın ve gri dalgaların arasında istediğiniz yöne doğru yüzmeye odaklanın. Artık biliyorsunuz ki hayat aslında ne siyah ne de beyaz.
INSTAGRAM: Bükre İkizer
Paylaş