Paylaş
Doğuştan her insanın barındırdığı korku, mutluluk, üzüntü ve öfke gibi duygulardan öfkenin dışa yansıması olan şiddet, insanlığın doğuşundan beri yer yüzünde görülen ve zaman zaman aşırı boyutlara ulaştığında felaketlerle dizginlenen en kötü reaksiyon. Bu reaksiyon çeşitli şekillerde ve boyutlarda dışarıya çıkabiliyor. İnsanların yaratılan diğer bütün canlılardan farklı olarak beynini kullanabilme yetisi ve dürtülerini kontrol edebilme becerisi ile doğduklarını göz önüne alırsak yaşanan bu kötü gidişatın düzelmesinin aslında her bir bireyin sorumluluğu olduğunu anlayabiliriz. Dolayısı ile şiddet özellikle kadına, erkeğe ya da hayvanlara şiddet olarak kategorize edilen bir konu değil bence.
Kadınlara, erkeklere, çocuklara, hayvanlara, doğaya uygulanan şiddet aslında bir bütün. Her bireyin doğup büyüdüğü aile tarafından şiddete uğrayıp uğramamasıyla, merhamet, sevgi, paylaşımcılık, iyilik ve diğer birçok yapıcı manevi duygunun çocuklara fark ettirilip, geliştirilmemesiyle doğru orantılı. Aile içi şiddete maruz kalan o kadar çok insan var ki, bunların başında da maalesef erkek çocuklar geliyor. Bu erkek çocuklar hem kendileri şiddet görüyor hem de gözlerinin önünde anne ya da kardeşlerinin şiddete maruz kaldığına şahit oluyorlar.
İşte bu minik ama şiddetle büyütülen erkek çocukları büyüdüklerinde çevrelerine dehşet saçan şiddet uygulayan canavarlara dönüşüyorlar. Bu adamlar sadece kadına şiddet uygulamıyorlar. Çocuklarına, arkadaşlarına, iş arkadaşlarına, çalışanlarına, hayvanlara, doğaya her türlü şiddeti uygulayabilecek kadar maneviyattan kopup kendilerini kaybeden kontrolsüz bireylere dönüşüyorlar. İşte bu çocukları teyze amca hala yenge anne baba dediğiniz insanlar büyüttü. Çünkü onları da bu şekilde büyüttüler.
Dolayısı ile şiddetin kadına, erkeğe, hayvana, doğaya gibi bir ayrımı olmaz, olamaz… Şiddet şiddettir. İster fiziki ister ruhsal ya da psikolojik olsun şiddet bir bütündür. Bunu önlemenin tek yolu ise anne babalara nasıl çocuk yetiştireceklerinin öğretilmesi ve şiddet uygulayan insanlara yaptırımı gerçekten ağır ve bir şeyleri anlamalarına olanak sağlayacak cezalar vermektir. Dünya çapında her geçen gün çılgınca fazlalaşan bu şiddete öfkelenerek şiddete yöneleceğinize, iyileşmeye ve gelişmeye kendinizden başlayın. İnsan olmanın, sevmenin, paylaşmanın ve bu yaşam denen döngünün size katacağı tecrübelerin peşinden giderken kimseye zarar vermeyin.
Hiç kimse birbirinden ne daha üstün ne daha iyi ne de daha kötü olarak bu hayata gelmiyor. Hepimiz aynı özenle yaratıldık ve aynı derecede sevgiyi, iyiliği, mutluluğu ve diğer birçok güzelliği hak ediyoruz. Haddinizi aşmayın, fiziki ya da psikolojik olsun gücünüzü kimsenin üzerinde kullanmayın. Uyumayın artık, size yapılanları başkalarına yapacağınıza, yapılmaması gereken şeyleri yapmayarak çevrenize, ailenize, çocuklarınıza örnek olun. Biz değişirsek Dünya değişir. Değişmekten korkmayın!
Paylaş