Paylaş
Bir bakın bakalım kendiniz için rutinde yaptığınız neler var. Hayatın koşuşturmasına dalıp otomatikleşen yaşamınızın içinde farkındalık seviyenizin, kendinize gösterdiğiniz özenin ve ayırdığınız zamanın ne durumda olduğuna bir göz atın. Hayatı sadece zaman doldurmak için mi, yoksa gelişip, değişip, bir şeylerin anlamı üzerine kafa yormak ve ilerlemek için mi yaşıyorsunuz?
Birçok kişi yaşamı ceza gibi algılayıp başa gelen olayları olduğu gibi yaşamak zorunda olduklarını ve bunları değiştirmek için ellerinden bir şey gelmediğini düşünüyorlar. Sadece süreci tamamlamaya odaklanıp hayata geliş amaçlarını, kendi güçlerini ve yapabileceklerini fark edemeden de ölüp gidiyorlar. Hem de bütün bu süreci kendileri dahil herkesle kavga ederek geçirerek. Konuya bu taraftan bakıldığında hayat anlamsızmış gibi görünüyor olsa da aslında sadece sıkıntılarla dolu ve tamamlanması beklenecek ceza alanı olmadığı anlaşıldığında da muazzam bir süreç olduğu kolayca anlaşılabilen bir kavram.
Herkes bu hayata deneyimlemeye geliyor. Sevgiyi, aşkı, üzüntüyü, acıyı, ayrılığı, mutluluğu, güzellikleri, zorlukları ve daha onca durumu, duyguyu ve ilişkiyi deneyimlemeye. Peki bu deneyimlerin bize ne faydası var? Eğer başınıza geldiğini düşündüğünüz olay ve durumları, verdiğiniz kararları, etrafınızdaki gelişmeleri yaşarken, ‘bu durumla karşılaşmamdaki sebep ne, neyi anlamalıyım ki bu durum benim başıma geliyor?’ gibi basit soruları kendinize sorabiliyor ve objektif cevaplara açık olabiliyorsanız, o zaman kendinizi aniden muhteşem bir yolculuğun içinde bulacak ve nasıl da yol alıyor olduğunuzu göreceksiniz.
Kendi ruhsal ve bedensel gelişiminize önem vermenin değerini ne kadar erken anlarsanız, o kadar erken hayat yolunda yürümeye başlarsınız. Dünya aslında bu sorulara gerek duyulmadan yaşanıyor olduğu için bugün hepimizin memnun olmadığı bir durumda. Buna dur demek maalesef ki politikacıların, din adamlarının ya da bir mekanizmanın başarabileceği bir konu değil. İçinde bulunulan durumun olumlu anlamda değişebilmesinin tek yolu her bir bireyin değişmesinden geçiyor. Değişime direnmeye dur demek zorundasınız. İsteseniz de istemeseniz de. Sorumluluğunuzu fark etmek ve üzerinize düşenleri yapıp yapmadığınızın cevabını kendinize vermek zorundasınız ister bugün ister başka bir gün.
Kendiniz için hemen bir şeyler yapmaya başlayın. Siz kendiniz için bir şeyler yaptığınızda öz değerliliğiniz artacak ve hayata daha olumlu ve keyifli bakıyor olacaksınız. Dolayısı ile ailenize, arkadaşlarınıza, sevdiklerinize, iş arkadaşlarınıza, hayvanlara, doğaya ve bütünlüğe daha sevgi ve saygı dolu olunabileceğini göreceksiniz. Geçmişle kavgalarınıza son verip, anda kalarak çevrenizle uyumlandığınızda nasıl da güzel bir akış halinde hayatın hareket ettiğini görebileceksiniz. Sizdeki pozitif gelişme ile değişen hayatınızın tadını çıkartmaya başladığınızda mutluluğun yaşanan anda olduğunu anlayıp daha da mutlu olacaksınız. Mutluluğu kişilerde, mekanlarda, mesleklerde aramanın bir işe yaramadığını fark edecek sizin dışınızda mutluluğunuzu bağlayacak bir şeye ihtiyaç duymadığınız zaman bu hayat sürecini neden yaşıyor olduğumuzu anlayacak ve gerçek bir hayat yaşamaya başlayacaksınız.
Her gün kendiniz için bir şey yapın. İster ruhunuz ister bedeniniz olsun kendiniz için çaba harcamaya başlayın. Gülümseyin, hareket edin, iyilik yapın, eğlenin, sevdiklerinize sarılın, trafikte yol verin, müzik dinleyin. Hayatla, olanlarla, insanlar ve çevrenizdekilerle kavga etmeye son verip uyumlanmaya başlayın ki hayatınızı yaşamaya ve hissetmeye başlayın. Negatifler değil pozitifler hayatı hayat yapar unutmayın.
INSTAGRAM: Bükre İkizer
Paylaş