Paylaş
Dünya 2020 yılının başından beri beklenmedik ve öngörülemez bir yolda müthiş bir hızla oradan oraya savrulurken, insanlık olarak bizlere çok şey oluyor. Hiçbir zaman muhteşem ve dört dörtlük olduğuna inandığımız hayatlarımız yoktu belki, hepimizin sağlık, maddiyat, mutluluk gibi problemleri vardı. Zaman zaman değişiklikler gösteren bu süreçlere çok alışmıştık ve akıp giden o karmaşanın arasında aslında şöyle bir durup kendimize bakmayı unutmuştuk.
Sonra aniden kendi kendimizle baş başa kaldık ve hayata bakışımızı sorguladık. Etrafımızdaki insanların hepsini gözlemleyecek, kendi istek ve taleplerimizi fark edecek, kendi üzerimizde deneme yanılma yöntemleri ile neyi sevip sevmediğimizi keşfedecek epey bir zamanımız oldu. Bunlar olurken hepimize ister istemez maddi kaygılar eskisinden daha çok sarıldı. En sevdiklerimizi bile göremediğimiz günler ha bitti ha bitecek derken zaman zaman iyi hissettiğimiz ancak çoğu zaman boşlukta hissettiğimiz günler yaşam şeklimiz oldu.
Yeni yıla girmemizle birlikte enerjimiz iyi anlamda bir nebze değişti ve umutlarla dolu bir başlangıç yaptık. Kişisel düşüncem ve dileklerim önümüzdeki birkaç ay içinde bu korkutucu tablodan çıkmak ve en azından iyileşmeyi her gün hızla hissedeceğimiz günlerde hep birlikte yaşamlarımıza devam etmek.
Peki bunlar olurken dünya nereye gidiyor?
Dünya, sevgi temelinde ilişkiler kuran, ihtiyacı olmayanı almayan, olumlu değişikliği daha çok arayan, geleceğe değil anda kalmaya / anı yaşamaya odaklanan, korkularını ister istemez bir kenara bırakıp olup bitene teslim olan insanların dünyası olarak dönmeye devam edecek. İster direnelim ister bir an önce kabullenelim bu gidişe ayak uyduracağız.
Tabii ki yaşamaya, yemek yemeye, gezmeye, giyinmeye, aile kurmaya, iyi işler yapmaya yani çabalamaya devam edeceğiz. Bu çaba devrinde alışkanlıklarımız kaygı temelli her şeyden bizi uzaklaştıracak nitelikte bambaşka bir seviyeye oturacak. Öylesine aldığımız hiçbir şeyi almayacağız. Sevmediğimiz kimseyi görmeyeceğiz. Aile, arkadaş, dost, sevgi, aşk ve birlikteliğin kıymetini çok daha iyi anlayıp birbirimize tutunacağız. Öngöremediğimiz işlere girmekten imtina edeceğiz. Zamanımıza, paramıza, emeğimize değdiğine emin olmadığımız hiç kimse ve hiçbir şeyle zaman kaybetmeyeceğiz. Kaygı ve korkularımızı en az seviyeye indirip, elimizden gelenin fazlasını yapacağız.
Dünya bundan sonra negatif, kötü, plancı ve işe yaramayan kimseyi barındırmayacak. Gayretli, hoşgörülü, merhametli, sevgi dolu, iyi niyetli ve gelişen insanların hayatta kaldığı bir gelecek bizi bekliyor. İyi kötü demeden elimizden geleni yapıp kaygılarımızdan arınmış bir şekilde gelece tutunacağız. Bize maddi manevi ‘acaba’ dedirten her türlü ihtimalden uzak duracağız.
Evet dirençlerimiz, kaygılarımız, yaşadıklarımız ne kadar etkili ve gerçek olurlarsa olsunlar dünya yeni normale tam döndüğünde ister gönüllü ister gönülsüz bu süreç hepimizi olmadığımız kadar insan yapacak.
Sizi kaygıya sokacak insanlardan, olaylardan, harcamalardan ve düşüncelerden uzak durun.
Yapmamız gereken tek şey sözle değil gönülle sürece teslim olmak.
Paylaş