Yaz artık kapıda ve diyet programlarının tavan yaptığı sezona girmiş bulunuyoruz. Hepimizin bildiği gibi kilo kontrolü en zorlanılan konulardan biri. Hemen hemen her kadının hayali zayıf, fit ve sağlıklı olmak. Ve hepsinin ortak sorunu tek. Kilo vermek!
Haberin Devamı
Zayıflamak başlı başına bir sorun olmakla birlikte, zayıfladıktan sonra kilo almamak daha büyük bir sorun. Diyet programları ile ilgili şahsi fikrim, beslenme kişinin biyolojik özelliklerine göre düzenlenmesi gereken bir konu olduğundan, genel diyetlerin kesinlikle işe yaramadığı.
Aslına bakarsanız diyet başlı başına yanlış bir yaklaşım. Günümüz koşullarında kilo kontrolü, egzersiz ve sağlıklı beslenme üzerine bilgi edinilebilecek birçok alternatif varken, hiçbir şeyden faydalanmamak kilo verileceğine inanılmaması ve değişime gösterilen dirençten başka bir şey olamaz. Gerçekten kilo vermek istiyorsanız, diyet programlarını araştırmayı bırakın. Ve işe kendinize bazı sorular sorup dürüst cevaplar vererek başlamayı deneyin:
Ana soru: Hem fiziksel hem ruhsal anlamda kendimi görmek istediğim gibi miyim? Olduğum halimle kendimden memnun muyum?
Haberin Devamı
Cevap ‘DEĞİLİM’ ise aşağıdaki sorularla devam edin.
1. Kendime bunu neden yapıyorum? 2. Acıktığım için mi, dürtüsel mi yemek yiyorum? 3. Evet yemek yerken çok mutluyum ama bir anlık mutluluk mu, devamlı mutluluk mu? 4. Hayatımda eksik olan hangi ihtiyacın yerini (örneğin uyku) yemekle doldurmaya çalışıyorum? 5. Yeterince dikkate alınmadığımı ve görülmediğimi düşündüğüm için kütlesel olarak büyüdüğümde görülebileceğime mi inanıyorum? 6. Güzel, bakımlı, sağlıklı ve mutlu olmayı hak etmediğime mi inanıyorum? 7. İstediğim gibi olamadığım için kendimi suçlamak beni besliyor mu?
Soruları cevapladıysanız ve değişime yönelik bir karar verdiyseniz başlama noktanız şunlar olsun:
Gerçekten aç olmadığınız hiçbir an ağzınıza bir şey atmayın.
Su, şekersiz çay, şekersiz bitki çayı ve yine şekersiz kahve türleri hariç bütün içeceklere dikkat! En çok kilo yapan şeylerden biri de içecekler (Diyet içecekler çok zorlandığınız anlarda yardımınıza koşabilir ancak onların da iştah açıcı olduklarını unutmayın!).
İki öğün arasında en az dört saat hiçbir şey yemediğinizden emin olun (sadece bir adet fındık bile buna dahil).
Aman meyve tüketimine dikkat! Haftada en fazla üç porsiyon meyve tüketin ve bir porsiyonun ne büyüklükte/çoklukta olduğunu mutlaka araştırın.
Salata üzerine ve yemeklere konan yağ oranına çok çok dikkat!
Protein tüketimini arttırın. Örneğin sabahları tereyağında pişirilmiş ya da haşlanmış üç adet yumurta tüketebilirsiniz. Ama sadece yanında biraz salatalık ve avokado ile.
Balık yiyin (Izgara tabii ki).
Baklagilleri hem doyurucu hem sağlıklı olduklarından, (yağ oranı ve miktarı göz önünde bulundurulmak sureti ile) haftada iki defa tüketin.
Paketli ürün tüketmeyin. Tüketmek zorunda kalırsanız da paket üzerindeki bilgileri dikkatle okuyun.
Kuruyemiş kavrulmuş olduğunda yine en çok kilo aldıranlar listesinin başında gelse de çiğ (kavrulmamış) olarak az miktarda tüketildiğinde muhteşem ara öğün olabilirler.
Süt ve süt ürünlerinin çok büyük bir kısmı yağ olduğundan, tüketim miktarına dikkat.
Gün içinde ihtiyacınızdan fazla kalori almadan her şeyden yemeye özen gösterin.
Makarna ve pilav normal porsiyonda ve sossuz yenildiğinde kilo yapmaz! Onlara da ihtiyacınız olduğunu unutmayın.
Canınız tatlı istediğinde, hurma, kuru incir, dondurma ve bitter çikolatadan yardım alın.
Haftada bir gün bir öğün kendinizi şımartın.
Her gün bir saat ve en az altı km hızla yürüyün.
Zaman ve imkanınıza göre haftada üç defa spor yapabilirseniz şahane olur (yürüyüşlere ek olarak).
Çok fazla uyumayın.
Gözlerinizi kapatın ve kilo vermiş olduğunuz halinizi görün. O hale geldiğinize inanın.
Kesinlikle istediğiniz kiloya ulaştınız! Hem de tahmininizden çok daha kısa süre içinde!!! Ancak bunu bir süreç değil, hayat tarzı olarak benimseyin. Hayat boyu sağlıklı, güzel ve mutlu olun.