Paylaş
Diyalogları hatırlayın. Düşünün bakalım sizi gerçekten dinliyorlar mı? Cevabı ben vereyim HAYIR! Ama sadece onlar sizi dinlemiyor değil, siz de onları dinlemiyorsunuz. Aslında bu zamanda kimse kimseyi dinlemiyor. Ve sorunların neredeyse tamamı da tam da bu yüzden başlıyor.
Sorarsanız herkes çok iyi bir dinleyici olduğunu iddia eder. Ama en uzun süre dinliyor görünen insan bile sessiz kaldığı zaman dilimi içinde sizin anlattıklarınızın ne anlama geldiğini düşüneceğine ya da hiç yorum yapmadan sonuna kadar anlattıklarınızı anlamaya çalışarak dinleyeceğine, size vereceği cevabı düşündüğü süreç içinde yaptığı eyleme dinleme denmiyor. E tabi dinlemeden daha karşısındakinin sözünü kesen ve hemen cevap verme ihtiyacı ve ‘konuyu ben zaten anladım’ mesajını acilen verme gerekliliği insanların genel davranış şekli olduğundan sonuçta kimse kimseyi anlamadan sadece bir şeyler konuşmuş olmak için konuşarak bu karmaşa sonunda mecburen konuyu kapatma noktasında hem fikir olmak durumunda kalıyorlar.
Peki aslında dinlemek tam olarak ne demek?
Dinlemek; hiçbir önyargı, savunma, karşı fikir geliştirme ya da onaylama gerekliliği duymadan sadece karşıdaki insanın ne anlattığını anlamaya çalışma, o söyleyeceklerini tamamen bitirene kadar içinden hiçbir cevap ya da fikir üretmeden dikkatle söylediklerine odaklanmaya deniyor. Karşıdaki kişi konuşmasını sonuna kadar yapıp, bu konunun sonunda size danışacağı ya da fikrinizi soracağı noktada sizin aslında düşünmeye ve sonrasında cevap vermeye başlamanız o kişiyi gerçekten dinlediğiniz anlamına geliyor. Ve haliyle o kişinin anlattığına verdiğiniz önemi ve değeri ortaya koyuyor.
Herkes bir şey anlattığı zaman dinlenmeyi ve dikkate alınmayı ister. E siz de bunu isterken ve beklerken neden karşınızdaki kişiye size davranılmasını istemediğiniz gibi davrandığınızı hiç düşündünüz mü? Düşünmediyseniz bir düşünün.
Sadece konuşmak olsun diye neden zaman ve enerji harcayasınız ki? Ne o kadar zamanımız ne de zaten yorucu ve koşuşturma ile geçen hayatlarımız içinde ekstradan boşa harcayacak enerjimiz var. Böylesine yoğun, koşuşturma içinde geçen ve birçok şeyle başa çıkmaya çalışılan bir hayat içinde kendinize de karşınızdaki kişiye de böyle bir şey yapmaya, insanların zaman ve enerjilerini tüketmeye hiç hakkınız yok. Onların da sizinkini tabii ki.
Bu durumda çözüm ne? Öncelikle konuşacağınız insanlarla gerçekten konuşmak isteyip istemediğinizi kendinize sorun. O kişi ile konuşacaksanız gerçekten dinleyecek enerji, zaman ve dikkate sahip misiniz ona karar verin. Önem verdiğiniz ve zamanınızı harcayacağınız kişileri seçmeye başlayıp, onları gerçekten dinlediğinizde konuşmalarınızın aslında ne kadar verimli ve çözüm odaklı olduğunu göreceksiniz. Baştan bu şekilde bir analiz yapıp, konuşan kişiyi gerçekten dinlemeye başladığınızda hayatınızın ne kadar kolaylaştığını ve saçma yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan sorunların neredeyse tamamen ortadan kalktığını göreceksiniz. Hem çok daha az yorulacak hem de kolay anlamanın ve anlaşılmanın rahatlığını yaşayacaksınız.
Bunu yapmak inanın o kadar da zor değil. Bugün itibari ile hem dinlerken ya da konuşurken ki kendinize hem de diyalog içinde olduğunuz insanlara dışarıdan bakın. Bakalım kim kimi gerçekten dinliyor ya da dinliyor gibi görünüyor.
Unutmayın, siz değişirseniz karşınızdaki de değişir. Algınız değişirse çevreniz değişir.
Bükre İkizer
INSTAGRAM: Bükre İkizer
Paylaş