Paylaş
Genç birey, kendisini düzensiz ve dengesiz bir evrenin içinde bularak; kontrolsüz öfke, saldırganlık, düşük benlik algısı, cinsel problemler, kimlik bunalımı, aile, okul ve arkadaşlarla yaşanan problemler gibi birçok problemle karşı karşıya kalabilir. Yaşadığı sorunlarla baş edemiyor olması, bireyde davranış bozukluklarına ya da tekrarlayan ve istenmeyen davranışların ortaya çıkmasına, içe kapanma, mutsuzluk, huzursuzluk, dikkat ve yeme bozuklukları, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi problemlere neden olabilir.
Ergenlik döneminde anksiyete belirtileri nelerdir?
Ergenlerde en sık görülen anksiyete belirtileri olarak, kişileri ve durumları kontrol etme isteği, uyku problemleri, tedirginlik ya da sinirlilik hali, uyumsuzluk ya da diğer zorlayıcı davranışlar, kişinin kendinden beklentilerinin çok yüksek olması (okul, spor vb.), aktivite ve etkinliklere katılımı reddetme, bölgesel ağrılar (baş, karın ağrıları vb.), odaklanma ve dikkatte sorunlar, belirsizliklere karşı hoşgörüsüzlük, duygularla baş etmekte zorluk, sık ağlama, aşırı planlama (durumlar, olaylar, gelecek vb.), durumlar veya olaylara karşı hissedilen yoğun kaygı duymak şeklinde sıralanabilir.
Kaygı; tıpkı mutluluk, üzüntü, öfke, korku gibi pek çok duygudan biridir ve kaygılanmak oldukça normal bir tepkidir. Kaygının arttığı durumlarda ise belirtiler, başta bedensel olmak üzere düşünce ve davranış düzeyinde de artış gösterir. Bireyin gündelik hayatındaki işlevselliğinin olumsuz yönde etkilenmesi sonucu kaygı belirtileri, kaygı bozukluğu haline gelebilir.
Ergenlik döneminde anne baba tutumları nasıl olmalıdır?
Ebeveynlerin ilk olarak dikkat etmesi gereken nokta, genç bireyin varlığını ayrı bir birey olarak kabul etmeleri ve bağımsız alanlarına saygı duymalarıdır. İletişim esnasında kullanmış oldukları dilde, suçlayıcı, yargılayıcı, eleştirel ve ikna etmeye dayalı kalıplardan uzak duran bir tutum sergilemek çatışmaları önleyebileceği gibi anlama ve anlaşılmaya dayalı bir ilişkinin gelişmesine de ortam hazırlayacaktır.
Bebeklik döneminden itibaren ebeveyn-çocuk arasında kurulmuş olan güvenli bağlanmanın varlığı bu dönemde oldukça önem arz etmektedir. Bebeklik döneminde çocukla kurulmuş olan güvenli bağlanmanın, ergenlik döneminde ortaya çıkan zorluklarla baş etmeye dair önceden yapılan bir nevi yatırım olduğu, ilişkileri güçlendirdiği ve süreç yönetimini kolaylaştırdığı söylenebilir.
Ebeveyn-çocuk arasındaki sınır koyma girişimlerinin işe yarayabilmesi için pozitif ve düzenli bir iletişim-birliktelik gereklidir. Sıcaklığa ve saygıya dayalı bir ilişki, disiplinin dezavantajlı taraflarına dayanabilme gücü verecektir. Bir çocuğun sınırlarına saygı duymak, onun duygularının, düşüncelerinin ve bedeninin kendisine ait olduğunu öğretir. Sınır koyma tek taraflı bir eylem değildir, bunun karşılıklı olduğu unutulmamalıdır.
Ebeveynlerin, genç bireyle yapacakları aktiviteler hem eğlenceli zaman geçirmek hem de gencin zamanla değişen özelliklerini daha yakından fark etmek için iyi fırsatlardır. Genç bireye, ebeveyn olarak yardımcı olabilmeniz için öncelikli olarak yaşayabileceği rahatsızlıkları ve değişen özelliklerini bilmek ona yardımcı olmanızı kolaylaştıracaktır.
Anne babalar çoğu zaman kendileri gibi düşünen çocukları olursa daha az hata yapan ya da doğruları tercih eden çocuklara sahip olacaklarını düşünürler. Suçluluk hissini, sevgisiz bırakmayı, küsmeyi disiplinin bir parçası olarak kullanarak kendilerini bir kısır döngünün içerisinde bulurlar.
Oysaki çocuklarına sevgi, saygı, zaman, sınır ve cesaretlendirme sunan ebeveynler, genç birey ile birlikte çıktıkları bu yoldan zevk alacaklarını, kendi tercihlerini kendileri yapabilen, seçimlerinin sorumluluğunu üstlenebilen mutlu bireyler yetiştirdiklerini göreceklerdir.
Paylaş