Paylaş
Mars-Satürn karesinin en etkili olduğu zaman dilimine girdik. Mars agresif bir enerjidir, Satürn daha olgun bir güçtür. Mars’ın terazi olması ve aklı başındaki Satürn Oğlak’a meydan okuması oldukça zorlayıcıdır.
Neden mi?
Ne kadar öfkesi aklından büyük insan varsa hepsi meydandadır.
O her şeyi çokça bilen,
Cahilce ya da bağnaz yaklaşımlarda bulunan,
Belki de ukalalık yapan herkesin kendini ortaya sunmakta ısrar ettiği bir süreç içindeyiz.
Eğer çok ortadaysanız aman kendinize sahip olun!
Allah rahmet eylesin anneannem hep derdi ki:
“Cahil insanla mezarımı bile yan yana koymayın.”
Finalde kazanmadığı bir şeyde destek olmayanların sezonu açılmıştır. Yani bir şey kazanmak istiyorsanız bunun bedelini ödemeniz gerekmektedir. Bu durumun tabi ki iyi olmakla pek alakası yoktur. İyilerde zaten pek bu duruma akıllarını erdiremezler ve maalesef iç sıkıntısı ve huzursuzlukla bu dönemi geçirirler. Âmâ artık biliyorlar…
Belki de oyunu kurallara göre oynamak gerekir?
Ucunda kendi menfaati olmadığı hiçbir şeyi yaşantılarına dahil etmeyenler bu savaşta kazandıklarını sandıkları bir kayıp yaşarlar.
Kısaca yazar yukarıda şunu anlatıyor; Menfaatlerin ortaya çıktığı, çıkar ilişkilerinin ortada olduğu ve en önemlisi uzun zamandır bu noktayı nasıl göremediğinize hayıflandığınız bir süreç diyebiliriz. Aynı zamanda fiziksel olaraktan tepkiler verilen ve saldırılara maruz kalınabilen önemli bir dönem.
Böyle durumlar hayatımızın belli dönemlerinde illa ki olacaktır. Bundan kaçamayız ama tavrımız olgun ve kendini aşmış olmalıdır. Olgun bir şekilde bunu bize yapan kişinin yaşantımıza uğrama nedenini ve yolculuğumuza katkısını hissetmeyi seçmeliyiz. Şikâyet etmez ve almamız gereken dersi keşfedersek bu dönem kaliteli geçer.
Yüksek farkındalık isteyen bir dönemdir. Sanki çevrenizdeki insanlar sizi hayal kırıklığına uğratıyor gibi algılayabilirsiniz. Bu dönemin en önemli şifresi “nezaket ve sevgidir.”
Bu dediğim şey ise bu dönemde öyle zordur ki…Yazıldığı kadar ya da okunduğu kadar kolay değildir. Sevgi ile işlenmiş nezaket ustalarını bile zıvanadan çıkartabilir.
Bu yüzden uygulamada zordur…Yüksek bir akıl ve ruh gereklidir.
Yeteneklerinizi sorgularsanız, yaptığınız herhangi bir şeyin başkalarının standartlarına uyup uymadığını merak ederseniz saldırganlaşabilirsiniz. İlgisizlik hissedip ait olmadığınız ve yeteneklerinizin dışında işlere girişmeyin. Önemli olan bu dönem şefkatle kendinize yaklaşmayı başarmanızdır. Bu gezegenlerin bu açıları yapıyor olması sizleri bu noktada imtihan edebilir.
Bu ne kadar böyle sürecek yazar hanım?
Bu duygular aşağı yukarı 14 gün sürebilir. Bu yazıyı 14 gün boyunca okuyun. Hatta çıktısını alın bir yere asın. Hatta bu yazı kendini 14 gün sonra imha edecek desem çok heyecanlı olmaz mı? (Şaka yapıyorum)
Bu 14 güne, Tükenmiş bir duyguyu dışarı bırakma durumu diyelim. Âmâ nereye, kime, nasıl?
Şunu hatırlatmak isterim: Bu durumu, bu zamana kadar siz tükettiniz.
Her şey şu an olmuyor. Sadece siz şimdi bunu fark ediyorsunuz. Bundan 3 ay önce Mars-Satürn karesi kesinleşmesinin verebileceği sonuçlardan bahsetmiştim.
Kim bu durumu ön görerek kasım ayı için planlarını yaptı.
Hiç kimse?
Astrolojiyi kullanırken öngörme teknikleri ile çalışın.
Bir sonraki gökyüzü hamlesini takip edin ve ileride size gelecek hamlenin tahmini ile sizde diğer hamleyi tahmin edin. Aynı satranç oynamak gibi düşünün. Eski bir satranç şampiyonu ve bir satranç antrenörü olarak söylüyorum. Sonuçta olayların başımıza nasıl geleceğini bilemeyiz ama nasıl davranacağımıza karar verebiliriz.
Aşırı derecede aktif olmak sizi huzursuz edebilir.
Bu gezegende bir şeyleri gerçekleştirme konusunda geç kalmış gibi davranmayın. Sınava katılmanın son günü ve uzun bir sıra bekliyor gibi huzursuzluk yaratmayın.
Her şey olması gerektiği zamanda olur.
Bunlar için elbet ki harekete geçeceksiniz ama siz şu an istediğiniz için olmayabilir. Bu sizi agresif yapmamalı. Eylemlerinizi iyi düzenleyin veya doğru bir şekilde planlayın. Amacınızı bilmeniz sizi sakin tutar.
Kusur aramak kolay. Kusur örtmek zordur.
Şu sıralar başlattığınız işlerde zorlanıyor olabilirsiniz ya da başarısız olma korkusu yaşayabilirsiniz. Bu dönem çok çalışkan olun ve agresif enerjinizi sporla dışarı atın.
Biri ile yapacağınız en ufak sözlü çatışma fiziksel bir saldırıya gidebilir. Suçlanabilirsiniz.
Siz kendinizi tutabilirsiniz ama başkası bunun nedenini bilemeyebilir.
Koruyun kendiniz lütfen.
Aklınızı koruyun, fikirlerinizi koruyun. Temiz yaşayın.
Egonuzun kurbanı olmayın. Kimse için ellerinizi kirletmeyin.
Kendiniz için bile ellerinizi kirletmeyin, inanın değmez…
Bunun yerine neler yapın?
-Müzeleri gezin.
-Kahve için.
-Yaralarınızı kaşımayın, kaşımaya çalışanları da sevmek için gayret göstermeyin. Olduğu gibi kabul edin.
-Kimseye iftira atmayın, kimseyi rezil etme planlarına girmeyin.
-Kendinize 1 haftalık bir film plan listesi çıkartın.
-Güzel bir konser, tiyatro seçin. Ona gidin.
-Kazanmayacağınızı bildiğiniz bir işte birine destek olmayı seçin.
-Spora başlayın.
-Tedx konuşması dinleyin.
-Stefan Zwkeig “Satranç” kitabını okuyun.
-Trafikte herkese yol verin. Kendinize bunu kural koyun. Asla telefonla oynamayın. Telefonunuzu torpidoya koyun ve inene kadar almayın. Ya da bagaja koyun. Ben öyle yapıyorum.
-Mutlaka tahrik edenleriniz çok olacaktır. Bu kaçınılmaz ama siz ön hamleyi mümkün oldukça hesaplayın. Matematik derslerini bu yüzden gördük.
Mesela dün oğluma bisiklet sürdürüyorum. Bisiklet yolunda gelen yaşlı bir amca bana döndü “Çocuğuna bisiklet alıyorsun da kural öğretiyor musun” dedi.
Bisiklet yolunda bisikletle giden benim oğlan, bisiklet yolunda yürüyen canım tontiş amcam…(gülüyorum)
Hemen durdum dedim ki: “Öyle haklısınız ki, ben şimdi oğlumla konuşuyorum. Kesinlikle bisiklet yolunda yürünmemesi gerektiğini ama bisiklet yolunda bisiklete rahatça binebileceğini ona anlatacağım, siz merak etmeyin” dedim.
Öyle bir baka kaldı. Arkasına döndü yürüdüğü bisiklet yoluna baktı…
Sonra nemi oldu…
Gülümsedim ve yürüdüm gitti…
Evrende herkes söylediğinden sorumludur, yaptığından imtihan olur…
Huzurluydum ve birini kırma fikri benim için korkunçtu…
Aslında o cümleyi de söylememem gerekliydi, ne gerek vardı.
Hem sonra,
Bir yerlerde okumuştum,
Yol, kalbi onarırdı…
O yüzden yürüdüm gitti…
Sizde çok takılmayın, yürüyün gidin…
Mutlu günler dilerim…
Bu arada, hafta sonu olmuş.
Pazartesi görüşürüz, inşallah.
Sevgiler, kocaman kalpler…
Paylaş