Paylaş
Dünya üzerindeki herkes için 2020 unutulmayacak bir yıl oldu. Ekonomik, politik ve duygusal açıdan kaosa yol açan COVID-19, bireylerin, ailelerin, sağlık sistemlerinin ve toplumdaki her sektörün sınırlarını zorladı. Bununla birlikte, aslında bizlerin zorluklarla başa çıkma ve uyum sağlama yolları bulma konusunda ne kadar başarılı olabileceğimizi de bir bakıma göstermiş oldu.
Bu konuyla ilgili Ford’un 2021 Yılı Trend Raporu, insanların dünya çapında sorunlarla başa çıkma yöntemlerini ve değişime ayak uydurma güçlerini anlamamıza yardımcı oluyor.
Öncesinde sizleri bilgilendireyim; Rapor 14 ülkeyi kapsayan, ailelerin ve bireylerin işyerinde, aile yaşamlarında, sosyal çevrelerinde ve ayrıca, ürün ve hizmet tüketiminde kuralları nasıl yeniden yazdıklarını ortaya koyan kapsamlı bir anket çalışmasının sonucu olarak karşımıza çıkıyor.
Ford, bu raporun bu yıl dokuzuncusunu yayınladı. ‘2021 Geleceğe Bakış’ trend raporunun içinden, sizinle paylaşmak istediğim “Kaçış Aracı ve Trafikte Dönüşüm” başlıkları oldu.
Otomobiller Kaçış İçin Araç Oldu
İş ve özel hayat arasındaki sınırlar kaybolmaya başladıkça “Bugün günlerden ne?” herkesin sorduğu ortak bir soru haline geldi. Tüketiciler, pandeminin ve evde kapalı kalmanın tekdüzeliğini aşmak için yeni kaçış yolları ararken pek çoğu kaçış için araçlarına sığınıyor. Küresel ölçekte aracı olan her 4 yetişkinden 1'den fazlası aracını rahatlamak için kullandığını söylüyor. Her 5 kişiden yaklaşık 1'i aracını yalnız kalmak, %17'si ise çalışmak için kullandığını ifade ediyor.
Trafik Toplu Taşımadan Bireysel Araç Sahipliğine Doğru Dönüşüyor
Pandemi eve sıkışıp kalmışız gibi hissettirmiş olsa da aslında yerimizde durmadık. Pandemiyle birlikte bireysel ulaşım da gelişiyor. Bisiklet satışları sıçrama yaparken şehirler bisikletçilere yer açmak için sokakları kapatıyor. İnsanlar kendi ortamlarını kontrol edebildikleri için otomobil alımına yöneliyor. Akıllı kent planlamalarıyla otonom sürüşün daha kapsamlı uygulanması ivme kazanıyor. Dünya çapında yetişkinlerin % 67'si “otonom araçların geleceği konusunda umutlu” olduklarını söylerken ebeveynlerin % 68'i çocuklarını bir yabancı yerine sürücüsüz bir otomobile emanet etmeyi tercih ettiklerini ifade ediyor.
“Peki, bunca bilgiden sonra bunlar benim ne işime yarayacak diyebilirsiniz?”
Özetle, pandemi farklı kuşaktan, kültürden, coğrafyadan insanların birçok konuda yeni davranış alışkanlıkları edinmesine yol açtı. Bu davranış değişikliğinden en çok etkilenen sektörlerden biri ise otomotiv oldu.
Anket sonuçlarından da anlaşıldığı üzere, otomobil sahipliği, kullanımı hala hayatımızda önemini artarak korumaya devam ediyor.
Ancak anlaşılıyor ki bizlerin davranışındaki bu değişiklik üreticileri de buna uygun teknolojilerle üretilmiş modeller hazırlamaya yönlendiriyor hatta bir kısmını yönlendirmeye başladı bile…
Kullandığımız otomobiller dışında filmlerden çokça izlemeye alışkın olduğumuz otonom araçlar, bağlı (connected) araçlar, mobilite gibi yeni kavramlar yakın zamanda hayatımıza girmeye hazırlanıyor…
Bu nedenle, önümüzdeki beş yıl içerisinde araç sahibi olmayı düşünenlere araç seçimini yaparken bu kavramları ve teknolojileri dikkate alan markaları araştırmalarını tavsiye ederim. Çünkü, yakın gelecekte, ancak bu değişimleri dikkate alan inovatif otomobil markalarının ayakta kalacağı inancındayım.
Görüşmek üzere
Paylaş