Paylaş
Bütün arılar doğduklarında aynı fiziksel özelliklere sahiptir. Fakat, kovanda tek bir arı, arılar tarafından içgüdüsel olarak yoğun miktarda arı sütü ile beslenir ve o arı diğer arılardan farklılaşarak kraliçe arıya dönüşür. Kraliçe arı diğer arılardan 2 kat daha fazla gelişir ve her gün kovana 2000 yumurta bırakarak koloninin devamlılığını sağlar. İşçi arılar 45 gün yaşarken, kraliçe arı hayatı boyunca arı sütü ile beslenerek 5-7 yıl arası yaşayabilir.
Kanser Tedavisinde Arı Sütü Desteği
Yapılan bilimsel çalışmalar, arı sütü desteğinin kanserde ilaç tedavisine bağlı yaşanan yan etkilerde olumlu etkiler gösterdiği yönündedir. Arı sütünün, kanserli hastalarda bağışıklık hücreleri, büyüme faktörleri ve antioksidan üretimini desteklerken hücre çoğalmasını baskıladığı bildirilmiştir. Arı sütüne özgü bir biyoaktif bileşen olan 10-HDA’nın kansere karşı koruyucu etkilerinin çalışıldığı; lösemi (kan kanseri), lenfosarkom (lenf kötü huylu tümörü), meme kanseri ve Ehrlich karsinomu gibi tümör türleri üzerinde gösterilmiştir.
Bilimsel Çalışmalarda Arı Sütünün Kansere Tedavisinde Destekleyici Etkisi
2014 yılında Atatürk Üniversitesi’nde yapılan bilimsel çalışmada, arı sütü desteğinin radyoterapi ve kemoterapi alan kanser hastalarında görülen oral mukozit (ağız içi mukozada yara oluşumu) üzerine etkisi incelenmiştir. Araştırmaya katılan 103 kanser hastası gargara tedavisi almaktadır. Hastalar rastgele olarak iki gruba ayrılmıştır. İlk grup, kontrol grubudur. İkinci grup, deney grubu olup gargara tedavisine ek olarak günlük 1 g olmak üzere 2 kez arı sütü desteği almıştır. Çalışma sonuçları, oral mukozit tedavisine destek olarak arı sütünün tedavi süresini kısalttığını ve semptomları iyileştirdiğini göstermektedir.
Arı sütü, kanser tedavisinde hücre koruyucu ve antioksidan etkisiyle potansiyel bir terapötik destektir. Farmakolojik tedavi alan kanser hastalarının kullanımına destek tedavisi olarak eklenmesi düşünülebilir.
Kaynaklar:
Paylaş