Güncelleme Tarihi:
Kadınların büyük çoğunluğu eşlerinden duygusal aşk sözcükleri bekliyor, ancak erkekler ya sessizliği tercih ediyor ya da kaba, agresif, kadınlara aşağılayıcı gelen sözcükleri kullanıyor. İlişki bazen sırf bu nedenle bitebiliyor.
Elbet bu durum sadece kadınlara mahsus bir şey değil. Bazen tam tersi olabiliyor. Kimi kadınlar bu kaba ve edepsiz sözcükleri tercih ediyorlar. Bu sözcükleri sarf etmekten hoşlanmayan "romantik erkek" ise ne yapacağını şaşırıyor.
Seksologlar her kişinin cinsel olarak farklı bir şekilde uyarıldığını söylüyorlar. Bazı çiftler kaba saba ve edepsizce diye niteleyebileceğimiz tarzdaki sözcükleri duymak istiyor ve kullanıyorlar, çünkü bu onlara müthiş bir zevk veriyor. Bazıları ise romantik, duygusal sözlerden hoşlanıyor.
Bir de sessizliği tercih edenler var. Onlar konuşmanın, ortamın büyüsünü bozacağına inanıyor ve sevişirken asla konuşmuyorlar. Sonuç olarak sevişirken çoğu kez sözcükler önem kazanıyor. Tek bir kelime, kişinin cinsel isteğini uyandırabiliyor. Ya da bu ateşi tamamen söndürebiliyor. Bazen partnere zevk verebilmek ve onun cinsel ilişki sırasında gösterdiği beceriyi övebilmek için güçlü kelimelere ihtiyaç var.
İnleyen nameler...
İlişki sırasında kişinin -daha doğrusu erkeklerin bir diğer beklentisi de partnerinin inlemesi! Çoğu kadın bunu yapmaya çekindiği halde erkekler onlardan bunu bekliyor. Erkekler bunu cinsel güçlerine karşı bir övgü, bir onay olarak algılıyorlar. Pek çok çift, ilişki esnasında birbirlerine gündelik yaşamda küfür olarak değerlendirebilecek sözcüklerle hitab etmekten hoşlanıyor. Bu kelimeler kişilerin aslında farkında olmadıkları ama içlerinde taşıdıkları o ilkel, belki de doğal yönün ortaya çıkmasını sağlıyor, Kadınlar özellikle baskı altında yetişmiş genç kadınlar bundan çok hoşlanıyor. Böylece "bazı şeyleri" yapabilecek kadar büyümüş olduklarını hissediyorlar.
Yasaklara karşı geliş...
Freud'a göre küfür etmek, yasaklardan sıyrılmak anlamını taşır. 25 yaşında bir bankacı olan Ercan, "İçinde taşıdığı ve gündelik yaşamında bastırdığı saldırganlığın bu şekilde ortaya çıktığını" itiraf edenlerden biri.
Yine de kadınların büyük çoğunluğu eşlerinden duygusal aşk sözcükleri bekliyor, ancak erkekler ya sessizliği tercih ediyor ya da kaba, agresif, kadınlara aşağılayıcı gelen sözcükleri kullanıyor. İlişki bazen sırf bu nedenle bitebiliyor.
Yoğun sessizlik
Bir de sessizliği tercih edenler var. Sinemada da erotik sahneler genellikle kutsal bir sessizlik içinde gerçekleşir. Mesela Mickey Rourke, "Dokuzbuçuk hafta" filminde Kim Basinger'ın karnında buz parçasını gezdirirken nasıl da dili tutulmuştu.
Söylediklerinin tek kelimesini daha anlamadığınız bir insanla da sevişebilirsiniz. Ve hatta kendinizi dilini anladığınız bir eşle hissettiğinizden çok daha özgür hissedersiniz (Bu da yabancılarla birlikte olan kadınların ortak görüşü!)
Öte yandan sevişme sırasındaki beklentilerin yanı sıra sevişme sonrasında da taraflar farklı beklentiler içerisinde olabiliyor. Mesela 30 yaşında bir ev hanımı olan Şükran, "Evlendiğimde eşimle birbirimize bütün duygularımızı ne kadar zevk aldığımızı belli ederdik. Ama artık kocam seviştikten sonra sadece bir oh diyor ve bu bana yetmiyor."
Bazen sessizlik kadınlara, müşteri ile fahişe arasında geçen bir sevişmeyi hatırlatabiliyor (bunun ne denli itici olduğunu tahmin edersiniz) Kısacası sevişme bitiminden sonraki ölüm sessizliği de kadınlar açısından rahatsız edici olabiliyor.
Sonuç olarak, kadınların çoğu sevişme öncesinde, sevişme sırasında ve sonrasında iltifatlar ve duygusal sözler duymayı bekliyor. Unutmamak gerekir ki sevişme iki kişilik bir süreçtir. Taraflardan birinin, diğerinin istek ve duygularını dikkate almaması kendi hazzını ve mutluluğunu engeller.
Cinsel Zeka Semineri'ne davetlisiniz, tıklayın!