Yaşlanmaya fren!

Güncelleme Tarihi:

Yaşlanmaya fren
Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2003 08:00

ABD'de 'yaşlanmayı durduran teknikler' üzerine eğitim alan Nur Besbelli, 'Keşke bize bunları ilkokulda öğretselerdi' diyor. Teorisinin en önemli kanıtıysa, kendisi!

Haberin Devamı

Yaşlanmak belki de herkesin en büyük korkusu. 80'lerde Boğaziçi Üniversitesi'nde biyokimya eğitimi alan Nur Besbelli'nin de öyle... Ama o bu korkuyu yenmiş. Besbelli'ye baktığınızda son günlerde sağlık haberlerinde sıkça söz edilen 'anti-aging' (yaşlanmayı tersine çevirme) yöntemlerinin düzmece olmadığını anlıyorsunuz. ABD'de 'gençleşme tıbbı'nı araştıran Besbelli, öğrendiklerini İstanbul'da 'Oasys Anti-Aging Systems'e bağlı iki klinikte meraklılarına aktarıyor.Biyokimyaya olan merakınız nasıl doğdu? Tüm canlı organizmalar çocukluğumdan beri beni cezbederdi. ODTÜ'de kimya bölümünü kazandım. İkinci sınıfta Boğaziçi Üniversitesi'ne transfer olup, biyokimya ağırlıklı kimya okudum. Ankara'daki Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nde 'Bio Gas' adlı projede görev aldım. İşimle alakasız bir bölüme kaydırılınca ayrıldım. Fuarcılık yaptım, turizm sektöründe çalıştım; derken kendimi tekstilde buldum. Aklımdaysa hep Amerika vardı.Neden Amerika? O kültürle yetiştik biz. Giydiklerimiz, dinlediğimiz müzik, okuduğumuz dergiler hep Amerikan'dı. Tekstil işine girdikten sonra New York'a yerleştim. Bu arada alternatif tıbba merak saldım. Küçüklüğümden beri aklımda kalan bir şey, babaannemin her akşam yuttuğu bir avuç dolusu ilaçtır. Benim de hep bir yaşlanma korkum olmuştur.Alternatif tıpla şans eseri mi tanıştınız? 35'imde Amerika'ya ilk gittiğimde, kötü bir beslenme tarzını benimsedim. Sofraya kola içmek için oturuyordum. Çayıma beş şeker atardım. Annem "Kızım bu çay reçeli" derdi. Hızlı bir hayat sürüyordum. Uykum kalmamıştı. Vücudum tekleyince 'alternatif doktor'lar gözetiminde yaşamaya başladım. New York bunun için en uygun yer. Çok prestijli eğitim veren tıp fakültelerinde bile alternatif tıp bölümleri açılıyor. Kalp cerrahi bölümünde bile alternatif tıp yöntemleri kullanılıyor. Diyebilirim ki ben alternatif tıp yöntemleriyle kendime geldim.Türkiye'de alternatif tıbba olan ilgi nasıl? Türkiye'de tek tük alternatif tıp uygulayan doktorlar var. Akapunktur da yaygın kullanılıyor.Anti-aging ile ilgili bir eğitim aldınız mı? New York'ta cilt terapisi eğitimi aldım. Ancak yetmedi. Cilt bakımı gençleştirmekten çok, olanı muhafaza ediyor. Ben yaşlanmayı geri çevirmeye çalışıyordum. Cilt yaşlanmasını tedavi edici çalışmalar yapan plastik cerrah ve kozmetik dermatologlarla çalıştım. Bu iş yüzünden Amerika'nın gezmediğim yeri kalmadı. Hastanelerde staj yaptım. Sonra karşıma 'anti-aging' tıp diye bir şey çıktı. Bu henüz fakültelere girmiş bir alan değil. New York'taki 'Anti-Aging Medicine Academy', yılda iki kere, dünya çapında doktorların, sağlık sektöründe çalışanların ve bilim adamlarının katıldığı konferanslar düzenliyor. Ben de akademiye müracaat ettim, konferanslara katıldım. Akademiye üye olunca her türlü bilgiye ulaşma imkânına sahip oldum. Zaten sağlıklı yaşama oldum olası meraklıydım. Onu bir adım öteye taşımış oldum. Vücudum bir kez daha değişim gösterdi. Biraz daha kilo verdim.Kişiye özel kalori hesaplamasıKliniğinizde nasıl bir tedavi uygulanıyor?Hormonların dengesini bozmamak için, insülin hormonunu kontrol altında tutmaya çalışıyoruz. İlk görüşme iki saat sürüyor. Bu süre boyunca sorular sorarak kişiyi tanımaya çalışıyorum. Aldığım verileri Amerika'da bağlı olduğum 'Anti Aging Araştırma Akademisi'ne gönderiyorum. Onlar bu verileri değerlendiriyor. Bunu kendi izlenimlerimle birleştirip kişinin 'anti-aging kilosu'nu belirliyorum. Kişinin yapısına ve kilosuna göre ne kadar kalori alacağı çok önemli. Ben insanları 20'li yaşlardaki kilolarına yaklaştırmaya çalışıyorum.Başlama yaşı yok!Toksinlerden arın, hafifle... Anti-aging (yaşlanmayı tersine çevirme) tedavisine başlamanın bir yaşı var mı?Hangi noktada olursanız olun, çok geç diye bir şey yok. İyileşmeden önceki detoks (vücuttaki zehirli maddelerden arınma) döneminde kendinizi eskisinden daha kötü hissetseniz de, bu dönemi atlatınca çok hafifliyorsunuz. Vücudunuz temizleniyor, yüz ifadeniz değişiyor ve enerjik oluyorsunuz. Aldığımız her toksin bizi aşağıya çeker. Hep yorgunsanız ve yerinizden kalkamıyorsanız, bilin ki bir şeyleri yanlış yapıyorsunuz. Çünkü doğadaki her şey yukarıya doğru çekilmek üzere tasarlanmış.Peki özetle 'anti-aging' nedir?Aslında nedir dediğiniz şey, çok basit bir hayat bilgisi. Keşke ilkokuldan itibaren bize tarih vs. öğreteceklerine bunları öğretseler de, biz de adam gibi yaşamayı öğrensek. 'Anti-aging' çok geniş bir konu. Ömrü 300 yıla uzatmaya çalışanlar da var. Bu benim ilgi alanıma girmiyor. Benim amacımsa insanların hayat kalitesini artırmak.Günde beş öğün yemekBunun için nasıl beslenmeliyiz?Kan şekerimizi çok yükseltmemek için hep ufak porsiyonlar yememiz gerekiyor. Üç ana, iki de ara öğün yenmeli. Ne çok aç kalacağız, ne de abartacağız. Her öğünde bir parça protein yemek, kan şekerimizin çok inip çıkmasına mani olur. Örneğin bol miktarda sırf yumurta akından sebzeli omlet yenebilir. Protein ihtiyacı herkese göre değişir. İnsanlar sabah kalkar kalkmaz havuç suyu içip iyi bir iş yapmış gibi geziniyor. Halbuki havuç, insülin seviyesini aniden fırlatır, bu hücrelerin insüline karşı olan hassasiyetini artırıp yağlanmaya yol açıyor. Mümkün olduğu kadar rafine besinlerden uzak durulmalı. Tahıl ekmekleri ve müsli, kahvaltı için ideal besinler. Meyvenin suyunu içmek yerine, kendisini yemeliyiz. Her öğüne başlamadan önce, iki üç tane badem ya da ceviz gibi yağlı bir şeyler yenirse, mide çeperi yağlanmış, böylece mide boşalması geciktirilmiş olur. Müslümanlar bir şeyler biliyor olmalı ki, orucu zeytinle bozuyor. Canımız tatlı istediğinde asla şekerli ya da hamurlu bir şeye uzanmayıp ağzımıza bir parça 'protein' atmalıyız. Bu bir parça peynir, ayran ya da yoğurt olabilir. Ben bu prensipleri 10 yıldır uyguluyorum. Vücudumdaki değişimi gördüm.Radikal

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!