Güncelleme Tarihi:
Bitmeyen koşturma ve telaşta yeterli sebze ve meyve yememek, besinleri pişirirken bilerek ya da bilmeyerek yararlı etkilerini ortadan kaldırmak, öğün atlamak, yeterli su içmemek ve daha birçok neden vücudu yoruyor. Toksinlerin birikmesine yol açıyor. Hareketsiz yaşam ve stres de bu olumsuzluklara eklendiğinde bağışıklık sistemi de çökmeye başlıyor. İşin sarpa sarmaması için şu aralar sıkça detoks öneriliyor.
Uzman diyetisyen Dilara Koçak, düzenli olarak yılda iki kez detoks yapılması taraftarı olduğunu söylüyor. "Çünkü şehir yaşamı bizi buna zorluyor. Bir hafta-10 gün süreyle vücudu dinlendirmek ve ona gerçekten iyi davranıp, ihtiyacı olan doğal besinlerle ödüllendirmek ve arındırmak hastalıklara karşı koruması için bir doping olarak düşünülebilir" diyor.
Toksinleri vücuttan atmak, artık adını öğrendiğiniz deyişle detoks önemli. Çünkü toksinlerin vücutta artışı, stresle birlikte bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Bağışıklık sisteminin yavaşlaması, gripten kansere kadar çok farklı hastalıklara açık olmak demek. Koçak, "Aslında vücudumuz terleme, solunum, idrar yapma, dışkılama gibi metabolik faaliyetlerle toksinleri atma mekanizmasına sahip. Ancak şehir yaşamı toksin temizliğini zorlaştırıyor" diyor.
Detoksa ihtiyacı olanlar:
- Eğer sabah uyanmakta zorlanıyorsanız,
- Sürekli yorgun ve güçsüz hissediyorsanız,
- Bitkinlik, yetersizlik, halsizlik şikayetleriniz varsa,
- Her gün 5 porsiyon sebze-meyve tüketmiyorsanız,
- Yeterli su içmiyorsanız,
- Çok yoğun alkol ve kafein alıyorsanız,
- Aşırı stresli çalışıyorsanız,
- Sık seyahat ediyorsanız,
- Hareketsiz bir yaşam sürüyorsanız,
- Ödem, gaz, şişkinlik şikayetleriniz varsa...
...Şimdi tam zamanı!
Özellikle mevsim geçişleri detoks yapmak için iyi bir fırsat. Toksinlerden kurtulmak için ana prensip doğal beslenme.
Böyle bir beslenme şekli en az 3 gün, ama tercihen 7-10 gün uygulanabilir. Bu süre içinde kafein, alkol ve hazır gıdalardan uzak durulmalı:
Sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu öğünler, sebze ve meyve sularının içildiği ara öğünler, işlenmemiş tam tahıl etmeği, kuru baklagiller, balık, yoğurt, yağlı tohumlar yemek, bol su içmek kolay uygulanabilir detoks şekli. Cilt yaşlanmasının en önemli nedeni güneş Güneş ışınlarının özellikle D vitamini üretimi ve dolayısıyla kemiklerimiz üzerinde olumlu etkisi var. Ancak güneşlenmenin bu faydası için, saatlerce güneş banyosu yapmak şart değil. Cildin küçük alanlarının (yüz, eller, kol gibi) kısa süreli (20 dakika kadar) güneşle teması yeterli.
Kozmed Kliniği Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Canan Savaş, bronz tenin cazibesine kapılıp, güneşin zararlı etkilerinin gözardı edilmemesi uyarısı yapıyor. Dr. Savaş, "Güneşin bazı yan etkileri hemen ortaya çıkar. Özellikle beyaz tenli kişilerde dikkatsiz güneşlenmeler sonucu güneş yanıklarına sık rastlanır. Güneşe hassasiyet yaratan bazı ilaçların (doğum kontrol hapları gibi) kullanımı bir takım reaksiyonlara neden olabilir. Bazı deri hastalıkları güneşle şiddetlenebilir. Uzun vadede güneş ışınları ciltte kırışmalar ve renk değişiklikleri yapabilir" diyor.
Cilt yaşlanmasının en önemli nedeni de güneş. Deri kanseri öncüsü bazı değişiklikler ve çeşitli deri kanserlerinin oluşumu, kişinin yaşam boyunca aldığı güneş ışını miktarıyla ilişkili. Güneş, gözde katarakt oluşumu gibi zararlı etkiler de yapabilir. Ultraviyole koruyuculu güneş gözlüklerinin kullanılması gerekir. Güneş gözlükleri kıyafetimizi tamamlayıcı bir aksesuar olmaktan çok gözümüzü koruma amaçlı olmalı ve satın alırken mutlaka koruma özelliğine dikkat edilmeli.
Her yaşta yapılacak en iyi spor ne?
Güneşten zarar görmemek için:
Güneş ışığının sızmasını giysilerle önleyin: Kıyafetler derimizi korumakla birlikte ince, pamuklu kumaşlar, ıslak tişörtler ve suni ipekten yapılmış ürünler ışığı geçirebilir. Çok hassas kişilerde bu giysiler giyilmeden önce güneş koruyucular kullanılabilir. Şapka ve ultraviyole korumalı güneş gözlükleri de faydalıdır. Güneşlenme zamanını iyi seçin: Sabah 11.00, öğleden sonra 15.00 arası güneşe çıkılmamalı.
Güneş koruyucuları kullanılmalı:
Koruyucular, kolay uygulanmalı, uzun süre etkinliğini devam ettirmeli, UvA ve UvB' ye karşı korumalı. Güneş koruyucular üzerinde bir çok sayı ve tanımlama var.
IPD:
Immediate pigment darkening (Ani pigment koyulaşması) ve PPD: Persistent pigment darkening (Sürekli pigment koyulaşması) değerleri bir güneş koruyucuda UvA'ya karşı koruma faktörünü belirler. Sun protection factor (SPF) ise UvB'ye karşı koruyucunun koruma derecesini gösterir. Genel olarak 30 SPF faktör çoğu kişi için yeterlidir ama bir cilt hastalıkları uzmanına danışılması faydalı olur. Çok açık tenliler veya güneşe bağlı olarak çeşitli deri problemleri olanlarda daha özenli davranmak ve daha yüksek koruma kapasiteli ürünler kullanmak gerekebilir. Tersi olarak da çok esmerlerde veya kış aylarında daha az koruma faktörü içeren ürünler kullanılabilir. Güneş koruyucuların bazıları kimyasal birtakım maddeler de içerir. Bu yüzden özellikle çocuklarda, çocuklar için üretilen ürünleri kullanmak doğru olur. Güneş koruyucunun etkisini gösterebilmesi için koruyucu güneşe çıkmadan 30-60 dk. önce sürülmelidir. 3-4 saatte bir tekrarlanmalıdır. Terleme, yıkanma, yüzme sonrasında yenilemek gerekir.