Uzmanlardan yaşlanma karşıtı öneriler

YÜZÜNÜZÜ TANIYIN

Yüzünüzdeki değişimleri gözlemleyin, cildinizdeki sorunların ne olduğunu gözlemleyin. Dr. Mustafâ Karataş, "Kadınların aynaya bakma alışkanlığı geliştirmesi gerekiyor. Makyaj yaparken ya da loş bir asansörde aynaya fırlatılan kaçamak bir bakıştan bahsetmiyorum. Gün ışığında yüzünüzü inceleyin, cildinize bakın, neye ihtiyaç duyduğunuzu değerlendirin ve size uygun bir program belirlemesi için deneyimli bir uzmana başvurun," diyor. "Hiçbir tedavi yaptırmanız gerekmeyebilir ama evde uygulayabileceğiniz doğru bir cilt bakımı rutini için bir uzmana danışmak cildiniz için yapabileceğiniz en önemli şeylerden biri."

ANTİOKSİDAN DESTEĞİ

Kaç yaşında olursanız olun cilt bakım rutininizde mutlaka antioksidanlar bulunsun. Kremlerde, anti-aging ile ilgili yazılarda sık sık karşımıza çılan bu harika moleküllerin yaşlanmaya karşı en önemli silah larınızdan biri olduğunu unutmayın. Murad markasının yaratıcısı ünlü dermatolog Howard Murad kitabında, "Bazı hastalarım, üst üste sürdükleri kremin, serumun ve güneş koruyucunun içinde antioksidan bulunmasının ciltlerine fazla gelip gelmeyeceğini soruyorlar. Ben de onlara ciltleri için harika bir şey yaptıklarını söylüyorum. Antioksidanın fazlası olmaz." C, E ve A vitaminleri, alfa lipoik asit ve Koenzim Q10 cildi yaşlanma etkilerini korumak konusunda en etkili antioksidanlardır.

AHA'NIN FAYDALARI

Sonbaharla birlikte ve tüm kış ayları boyunca cilt bakım rutininize içeriğinde AHA (Alfa Hidroksi Asitler) bulunan bir krem eklemek cildinizde harikalar yaratacaktır. Anti-aging dünyasında uzun zamandır kullanılan ve popülaritesini hiç yitirmeyen bu maddelerin en önemli özelliği cilt üzerindeki derileri nazikçe soyarak, cildin daha taze ve pırlak görünmesini sağlamalarıdır. Soyma etkisi ciltte hafif bir hassasiyet yaratacağı için güneş ve AHAların bir araya gelmemesine dikkat edin. AHA'lı kreminizi dermatolog ofislerinde yapılan daha yüksek oranlarda AHA içeren bir peeling kürü ile desteklemek de son derece akıllıcı bir anti-aging stratejisidir. Üstelik bu kombinasyonun faydaları sadece görünenle (daha parlak, daha duru ve canlı bir cilt) sınırlı değildir, bir ele hücresel boyutta, kolajen sentezini artırıcı bir etkisi vardır.

LAZER TEDAVİLERİNİ HAYATINIZA SOKUN

Lazer teknolojileri, anti-aging endüstrisinin bize sunduğu en etkili tedavilerdir. Cilt canlandırmadan, elastikiyet kaybına ve leke sorunlarına kadar birçok farklı cilt problemi için geliştirilmiş birçok farklı teknoloji mevcut. Konusunda deneyimli ve lazer sistemleri açısından zengin seçeneklere sahip bir doktora danışarak sizin için en uygun olan tedaviyi seçebilirsiniz. En harikası ise lazer teknolojileri o kadar gelişti ki, işlemden sonra iyileşme süreci bile gerekmiyor ve sosyal hayatınıza hemen dönebiliyorsunuz. Dermatolog Elçin Özüntürk son yılların en popüler sistemlerinden biri olan fraksiyonel lazerler için, "Bu lazerlerin temel prensibi cilt altındaki kolajen üretimini tetikleyerek, kök hücreleri aktif hale getirmek ve genç, sağlıklı bir cilt dokusu oluşmasını sağlamaktır," diyor. Unutmayın cilt canlandırmaya yönelik her türlü lazer tedavisi sadece cildinizin bugününe değil geleceğine de yapılan önemli bir yatırımdır.

ŞEKERİ AZALTIN

Büyük ihtimalle, şekerin sadece 'forma girin zayıf kalın' başlığı altında karşınıza çıkaçığını sanıyordunuz ama son on yılın en önemli anti-aging bulgularından biri şekerin cildimiz için ne kadar acı olabileceğini gösteriyor. Beslenme düzeniniz, şeker ve yüksek karbonhidrat içeren nişastalı yiyecekler (ekmek, patates, kurabiye, kek, makarna, tatlı ve gazlı içecekler) bakımından zenginse tükettiğiniz gıdalar kan dolaşımınızda hızlı bir şekilde glikoza dönüşürler. Fazla şeker molekülleri kolajen liflerine bağlanır ve liflerin güçlerinin, esnekliklerinin azalmasına neden olurlar. Bunun sonucunda, cildinizin elastikiyeti azalır ve zararlı güneş ışınlarına, kırışıklıklara ve sarkmaya olan direnci azalır. New Yorklu ünlü dermatolog ve MD Perricone anti-aging markasının yaratıcısı Nicholas Perricone kitabında cilde zarar veren bu reaksiyonu azaltmak için basit karbonhidratlar tüketilmesini ve ilk önce protein yenmesini öneriyor "Canınız tatlı çekerse meyve yiyin. Meyvelerin içindeki lif, şekerin vücut tarafından absorbe edilmesini yavaşlatır. Bu da kandaki glikoz seviyesinin ani olarak anmasını engeller."

DOLGULAR, BOTOKS VE MİNİK DOKUNUŞLAR

Ufak ve usta dokunuşlar yüzünüzde harikalar yaratabilir, içinde bulunduğumuz çağın en büyük nimetlerinden biri anti-aging dünyasındaki inanılmaz ivme. Dürüst olmak gerekirse, daha genç görünmek, kaz ayaklarını silmek ve kaç yaşında olursak olalım parlak, pürüzsüz bir cilde sahip olmak kulağa son derece çekici gelse de, dikkat etmeniz gereken en önemli kuralı sakın unutmayın; kendinize benzemek! Eğer bu konularda acemiyseniz dersinizi çok iyi çalışmalısınız. Bu tür işlemler yaptıran arkadaşlarınızdan -tabii hala kendileri gibi ama daha hoş görünenlerin- doktor isimlerini alın. Kendinize bir uzman listesi oluşturduktan sonra biraz da internet araştırması yapın ve iki-üç doktordan randevu alın. Randevular esnasında sorunlarınızı, beklentilerinizi açıkça belirttikten sonra doktorun sizin için önereceği tedavileri dinleyin, hastalarının önce-sonra fotoğraflarını inceleyin ve son kararınızı verin.

Unutmayın bu tür işlemlerde bir anda radikal değişiklikler yerine yavaş yavaş ilerlemek en güvenli yoldur. Doktor Alp Mamak, "Hiçbir konuda aceleci davranmayın. Bir anda kocaman dudaklara sahip olmak yerine minik bir enjeksiyon yaptırın. Eğer daha fazlasına ihtiyaç duyduğunuzu düşünürseniz bir sonraki randevuda bir miktar daha yapılır" diyor. Botoks, dolgu gibi işlemler yatırmaya başlamadan önce şunu iyi bilmelisiniz; amacınız sıfır kırışıklık değil, daha dinlenmiş, daha taze bir görünüm. Eğer minik detaylara takarsınız bütünü kaçırırsınız.

Anatominiz de çok önemli, 30’lu yaşlarının başından beri düzenli olarak botoks yaptıran bir kadın, "Alın mimiklerim çok fazlaydı, konuşurken bile alnım harita gibi oluyordu. Ama botoks bu kasları tamamen gevşettiğinde zaten geniş olan alnım daha geniş görünüyor ve kkaşlarım aşağı doğru düşüyordu. Doktoruma bundan hoşnut olmadığımı söylediğimde, 'Bu kaslar çok güçlü olduğu için biraz fazla enjeksiyon yapmam gerekiyor, çok minik bir doz yaparsak alın mimiklerin tamamen kaybolmayacak ama ifaden aynı kalacak' dedi," diye anlatıyor. "Artık daha minik dokunuşları tercih ediyorum, alnım dümdüz görünmüyor ve eskiden dört ayda bir botoks yaptırırken artık iki ayda bir yaptırmam gerekiyor ama ifademin aynı kalması benim için daha önemli."

Harper’s Bazaar