Uzaydan Dünyamız’a Sıra Dışı Bir Yolculuk

Ev gibisi yok... Milyarlarca insanın evi olan Dünyamız ise her seferinde bizi hayrete düşüren kırılganlığı ve harikalarıyla sanki gerçekten de evrendeki en sıra dışı ve eşsiz yer olduğunu ispatlamaya çalışıyor.

Mother!, Black Swan ve Requiem for a Dream gibi filmleriyle tanıdığımız ödüllü yönetmen Darren Aronofsky ve ödüllü yapımcı Jane Root, Dünyamızın hikayesini daha önce hiç dinlemediğimiz bir şekilde anlatmak için yola çıkıyor. Ünlü oyuncu Will Smith’in keyifli anlatımı ile renklenen 10 bölümlük belgesel seri, büyük başarılara imza atmış ve Dünya’nın büyük resmini görme şansını yakalamış ünlü astronotlar Chris Hadfield, Jeff Hoffman, Mae Jemison, Jerry Linenger, Mike Massimino, Leland Melvin, Nicole Stott ve Peggy Whitson’ın olağanüstü deneyimleriyle bu sürükleyici yolculuğu daha heyecanlı hale getiriyor.

Sıra Dışı Bir Kaya, her şeyin ilginç bir şekilde birbiriyle bağlantı halinde olduğu Dünya’nın neden özel ve ender olduğu, yaşamın nasıl başladığı ve devam ettiği, insan zekasının kaynağı gibi sorulara cevap arıyor. Ünlü astronotlar, Dünya üzerinde yaşamın devamlılığını sağlayan sihirli tesadüfler silsilesinin arkasında yatan ilham verici unsurları ve bilimsel gerçekleri dramatik bir şekilde anlatıyor. Her biri 60 dakika süren bu keyifli hikayelere altı kıtadaki 45 ülkede ve Dünya’nın dışında yer alan Uluslararası Uzay İstasyonu’nda çekilen büyüleyici görüntüler izleyicilere eşlik ediyor.

172 ülkede 43 dilde yayınlanan “Sıra Dışı Bir Kaya”, her pazar saat 20.00’de National Geographic ekranlarında izleyicilerle buluşuyor.

Dünyamızı sıra dışı yapan ne?

Belgesel seri her bölümünde Dünya’yı diğer gezegenlerden ayıran ve yaşamı sürdürülebilir kılan atmosferden, Dünya’yı Güneş’in ölümcül radyasyonuna karşı koruyan kalkanlara, yaşamın yapıtaşlarından küresel ve kitlesel yok oluşlara kadar pek çok konuda sıra dışı bilgiler veriyor.
• Amazon yağmur ormanı, Texas eyaletinin 10 katı büyüklüğündedir ve Dünya yüzeyindeki tüm insanların tüketebileceğinden 20 kat fazla oksijen üretir. Ancak, bunun hepsini kendi kullanır, Amazon’dan dışarıya bir nefeslik oksijen bile çıkmaz. Sanılanın aksine Dünyamız’daki oksijenin çoğunu yağmur ormanları değil sularda yaşayan diyatomeler oluşturur.
• Okyanuslardaki diyatomelerin karbondioksit soluyarak ürettiği oksijen ise bir yandan nefes almamızı sağarken diğer taraftan da güneş ışınlarının tuttuğu oksijen ile hepimizi koruması altına alan ozon tabakasını oluşturur.
• Uzayda Güneş’ten korunmak için 12 milyon dolarlık bir uzay giysisine ihtiyaç var iken, Dünya yüzeyinde ise sadece bir krem yeterli olmaktadır. Gezegenimizi yok edebilecek güçte bir canavar olan Güneş ultraviyole ışınlarıyla ve yaydığı radyasyonla tüm canlıları tehdit eder ama sadece yüzde 2’si kadarı Dünya yüzeyine ulaşır.
• Bilim insanlarına göre Güneş 4,5 milyar yıl içerisinde etkisini yitirecek ama yok olurken de sessiz kalmayacak ve Dünya’nın 250 katı büyüklüğünde bir balona dönüşecek ve Dünya’yı ateşli atmosferine çekecek.

Ünlü Astronot Chris Hadfield “National Geographic Live: Uzaydan Dünyamız” etkinliği için Türkiye’deydi!

Geçtiğimiz yıl “Mars’ta Yaşamak” temasıyla hayata geçirilen “National Geographic Live”, bu yıl “Sıra Dışı Bir Kaya” belgeselinden yola çıkarak hazırlanan içeriği ve Bosch Ev Aletleri’nin katkılarıyla gerçekleştirildi. 14 Mayıs Pazartesi günü düzenlenen “National Geographic Live: Uzaydan Dünyamız”, uzayda 4000 saat geçiren ve Dünyamızın yörüngesinde 2600 tur atan ünlü astronot Chris Hadfield’i ağırladı.

Hadfield, yetişkinler ve çocuklarla iki ayrı oturumda bir araya geldi. Trend ve teknoloji yazarı Serdar Kuzuloğlu’nun sunumuyla düzenlenen etkinlikte Hadfield, ilk kez 10 yaşındayken Neil Armstrong’un Ay’a ayak basması üzerine astronot olmaya karar verdiğini ve Kanada Uzay Ajansı kurulduktan sonra 5000 kişi içinden seçilen beş kişiden biri olduğunu söyledi ve uzaydaki 166 günlük deneyiminin yanı sıra dünyanın güzelliklerini de anlattı. Hadfield, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda videosunu kaydettiği ve internette milyonlarca insan tarafından izlenen David Bowie’nin eseri Space Oddity’yi seslendirerek izleyicilere bir sürpriz yaptı.