Güncelleme Tarihi:
Uykusuzluk günümüzde insanların yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir eksiklik. Yapılan araştırmalara göre, günümüzde her 10 Amerikalı'dan biri kronik uykusuzluk çekiyor ve bu da her yıl en az 30 milyon Amerikalı uykusuzluğa karşı mücadele veriyor demek. Durum Türkiye için de pek farklı değil. Geçen yıl yayınlanan bir habere göre oran da aynı: Her 10 vatandaştan biri kronik uykusuzluk çekiyor ve bu da nüfusumuzun 8 milyonu uykusuz anlamına geliyor. Üstelik bu sayı her geçen gün artıyor da... Üstelik artık sadece stresten, fazla mesaiden, yaşadığımız gerilimden, çayı veya kahveyi fazla kaçırdığımızdan değil, sindirim sistemimizin işleyişi yüzünden de uyuyamıyoruz. Yani iddia o ki, bizi artık bir de hazımsızlık uyutmuyor! Peki o nasıl oluyor?
Sindirim sistemine farklı bir gözle bakmak gerekiyor. Bu sistem ağızda başlar ve anüste sona erer. Görevi iyiyi emmek kötüyü ıskartaya ayırmaktır. Sindirim; organlar ve salgı bezleri bütünüdür. Dolayısıyla uykusuzluğunuza sebep sindirim sisteminiz ya da hazımsızlıksa, tüm sindirim sisteminizi tepeden tırnağa gözden geçirmekte fayda var.
Ağız: Temiz bir ağızla yatağa girmek derin bir uykunun anahtarı. Kısacası dişler fırçalanacak! Bu, nefesinizin kokmasını da önler, dişlerinizin çürümesini de... Hatta diş etlerinizin sağlığı bile buna bağlı. Temiz bir ağız ayrıca bakteriden uzak soluk borusu, temiz akciğerler, temiz bir dolaşım sistemi, dolayısıyla başta beyin olmak üzere tüm organlarda dolaşan temiz kan demek! Deliksiz uyku için yeterli bir sebep sayılmaz mı? Bu arada... Diş gıcırdatmak, çeneyi kasmak, gece uykusundan baş ağrısı veya yüksek tansiyonla uyanmak bir şeylerin yolunda gitmediğine işarettir!
Yemek borusu ve mide: Pek çok insan mide yanmasından, ekşimesinden şikâyet eder. Bu, aynı zamanda uykunuzdan çalan bir durumdur da...Mide sıvısının yoğun hareketi, yemek borusu ağzındaki kapağın tam kapanmaması, mide sıvısının normalden daha asitli olması vb. bu yanma veya ekşimenin sebebidir. Boş mideyle yatağa gitmek kadar dolu mideyle uyumaya kalkmak da sebepler arasındadır. Çünkü beslenmek, doymak reflekssel bir harekettir ve siz ağzınıza ilk lokmalarınızı alır almaz sindirmenize yarayan salgılar devreye girer. Dolu mideyle yatmak şu anlama gelir: Vücut o yiyecekleri sindirmeye çalışır, mide öz suları, tükürük bezleri dahil tüm salgılarını çalıştırır ama bunlar siz uyuduğunuz için salgılandıkları yemek borusu üzerinde gider gelirler. Yutkunup, su içip asitli yapılarını temizleyemezsiniz. Hele ki yatar durumdaysanız, öksürük nöbetlerine yakalanabilirsiniz. Sizi öksürten de tükürük salgılarının fazla çalışmasıdır.Vücudunuz toksinlere, virüslere, bakterilere karşı tükürük bezlerinizi çalıştırır ve bu "zararlı" oluşumları tükürük içine hapseder. Sigara içmek, besin alerjisi, çevresel alerji, viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar da tükürük salgısını artırır. Ve sizin horlamanıza, ağzınızdan su akmasına sebep olur. İşte kalitesiz bir uyku sebebi daha...
İnce ve kalın bağırsaklar: Sindirimin bağırsaklardaki kısmı da uyku ile ilgilidir. İshal ya da kabızlık yaşadığınız günleri hatırlayın....
Alerjik reaksiyonlar: Birçok insan, yedikleri hemen her şeye karşı alerjik tepki gösterir. Bu da sızıntılı bağırsak sendromuna işaret eder. Günümüzde bu dertten muzdarip milyonlarca insan olduğu tahmin edilmektedir. Ve elbette hepsi de uykusuzluk çeker.
Diğer sebepler: Beslenme yetersizlikleri, ilaç ve alkol kullanımı, bağırsak parazitlerinin varlığı vb. nedenler de sindirimde daha fazla hassasiyet ve daha fazla bağışıklık sistemi tepkimesi anlamına gelir. Bağırsaklarda iltihaplanma artar, bağırsak sağlığı da bozulur. Tabii uyku düzeni de altüst olur.
Karaciğer: Karaciğerimiz, bütün sindirim sistemimizin belki de en fazla yorulan organı çünkü sadece sindirimi sağlamakla yetinmiyor çevresel atıklara, zehirlere, ağır metallere, yaşadığınız çağı stresine, hava kirliliğine karşı da vücudu savunuyor. Bu yorgun savaşçının hemen hiç dinlenmemesi de uyku kalitesini bozan faktörlerden biri elbette...
Sindirim kaynaklı uykusuzluğa karşı...
Alınacak önlemler basit: Akşam belli bir saatten sona bir şey yemeyeceksiniz. Kahve, çay, cola gibi uyarıcı içecekler içmeyeceksiniz. Uyuduğunuz oda ışıklara, yola, gürültüye bakmayacak. Kefir, süt, ayran dışında kediotu, ıhlamur, melisa, papatya, anason gibi sinirleri gevşettiği, uyku verdiği bilinen bitki çayları da içebilirsiniz.