Güncelleme Tarihi:
Uyku Apnesi sendromu nedir?
Uyku Apnesi Sendromu (UAS); uyku sırasında üst solunum yolunun “nefes alma” döneminde değişen derecelerdeki tıkanıklık nedeniyle en az 10 saniye ya da daha fazla süren ve kanda oksijen seviyesinde azalma ile birlikte seyreden solunumun istemsiz olarak durmasıdır.
Bu şikayetleriniz varsa mutlaka hekime başvurun!
Uyku Apnesi yaşayanların belirgin fiziksel özellikleri olduğunu biliyor muydunuz?
Uyku apneli kişiler belirgin fiziksel özelliklere sahiptir. Aşırı kilolu, kısa kalın ve geniş boyunlu, orta yaşlı, sigara ve alkol kullanan çenesi geride kişilerdir.
Gecenin en korkutucu sesi: Horlama…
Öncelikle sosyal bir sorundur. Uyku boyunca aile bireyleri sürekli bir şekilde rahatsız olur. Gün içerisinde uyku hali ve mesleki performans düşüklüğünden şikayetçidirler. Uyku boyunca solunum yolu boşluğu yapılarının oluşturduğu daralma hava akım hızını artırır. Dar bir alandan geçen hava yumuşak dokuları titreştirerek gürültü oluşturur. Horlama erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla görülür. 40 yaş üstü kişilerin %3’ü uyku bozukluklarından şikayetçidir. Horlayan hastaların yalnızca %10’luk kısmında uyku apnesi tespit edilmiştir.
Uyku Apnesi nasıl teşhis edilir?
Öncelikle iyi bir hasta hikayesi alınmalıdır. Horlama süresi, gece uyanma atakları, gün içerisinde uykululuk hali, burun tıkanıklığı gibi durumlar irdelenmelidir. Tam kan sayımı, tiroid hormonu seviyelerine bakılmalıdır. Uyku testleri (polisomnografi) basit horlama ile uyku apnesinin ayırıcı tanısında çok önemlidir. Uyku testinde gece uyku süresi, horlama düzeyi ve pozisyonu, nefes durma sayısı ve süresi, kan oksijen düzeyi, kalp atım hızı ve değişimi, karın ve göğüs kaslarının hareketleri ve beyin dalgaları gibi birçok parametre kaydedilir. Uyku testi sonucuna göre hangi tedavinin etkin olacağına karar verilir.
Horlama ve Uyku Apnesi nasıl tedavi edilir?
Uyku apnesi hastalarında nefes durması sırasında kandaki oksijen seviyesi düşer. Bu düşmelere bağlı hipertansiyon, kalp hastalıkları ve akciğer rahatsızlıkları ortaya çıkabilir. Yüksek dereceli uyku apne hastalarında kalp krizi ve ani kalp durmasına bağlı ölüm ihtimali artar. Bu nedenle tedavisi en kısa zamanda yapılmalıdır. Kandaki oksijen miktarının tekrarlayan azalmaları bağışıklık sistemini baskılayarak enfeksiyonlara yatkınlığı artırır.
Uyku apnesi, tedavisi ekip halinde yapılması gereken hastalıktır. Ekip içerisinde kulak burun boğaz ve baş boyun cerrahı, diş hekimi ve çene cerrahı, göğüs hastalıkları, nöroloji, psikiyatrist ve diyetisyen bulunmalıdır. Tedavi seçenekleri arasında hem cerrahi hem de cerrahi olmayan tedaviler bulunur. Cerrahi tedaviler arasında bademcik ve geniz etinin alınması, küçük dilin küçültülmesi, yumuşak damağın asılması veya gerilmesi, dilin küçültülmesi ve öne alınması gibi cerrahi yöntemler vardır. Cerrahi olmayan yöntemlerden en önemlisi sürekli pozitif solunum yolu basıncı uygulamasıdır. Bu tedavide kişi uyku sırasında ağız ve burnu kapatan bir maske ile uyur. Bu maske yoluyla solunum yolu içerisinde sürekli bir pozitif basınç oluşturulur. Bu basıncı maske aracılığıyla CPAP adında bir cihaz sağlar. Bu sayede solunum yolunda çökmeye ve kapanmaya engel olunur. Davranışsal tedaviler arasında kilo vererek vücut ağırlığını azaltmak, sigara alkol ve uyku yapıcı ilaçların kullanımının kısıtlanması, uyku ortamı ve uyku pozisyonunu uygun hale getirmek bulunmaktadır. Ağız içi apereylerin kullanımı son dönemde oldukça popüler hale gelmiştir. Dili ve alt çeneyi öne almak, solunum yolunu genişletmek amacıyla birçok aperey kullanılabilir.
KBB Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mücahit Altınışık