Türkler eşcinsel evliliğe nasıl bakıyor?
"İzlanda Başbakanı Johanna Sigurdardottir, meclisin ülkedeki eşcinsellere evlenme izni veren yasayı onaylamasından sonra, uzun zamandan bu yana birlikte yaşadığı kız arkadaşı Jonina Leosdottir ile evlendi."
İzlanda Başbakanı Johanna Sigurdardottir, meclisin ülkedeki eşcinsellere evlenme izni veren yasayı onaylamasından sonra, uzun zamandan bu yana birlikte yaşadığı kız arkadaşı Jonina Leosdottir ile evlendi. 66 yaşındaki Sigurdardottir, Avrupa'da da eşcinselliğini açıkça kabul eden ilk başbakan sıfatını taşıyor. Başbakanın bu evliliğiyle yeniden alevlenen eşcinsellik konusunda cinsellik, aile ve evlilik konularında toplumu bilgilendirmeyi ve farkındalığı arttırmayı amaçlayan Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), yeni bir basın açıklaması yaptı.Türk insanı eşcinsel evliliklere sıcak bakmıyorEşcinselliğin tartışılmaz bir tabu haline getirilmeye çalışıldığını ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; "5000 kişinin katıldığı ve daha çok internet üzerinden yaptığımız anket çalışmasına göre Türk insanı eşcinsel evliliklere sıcak bakmıyor. Eşcinsel evlilik anketimize katılanların %54'ü erkek, %34'ü kadın ve %12'i ise eşcinsel, biseksüel, travesti veya transeksüeldi. "Eşcinsel evliliğe ülkemizde izin verilmeli midir?" sorusuna ankete katılanların %08'i "evet", %86'ı "hayır" ve %06'ı ise "fikrim yok" yanıtı verdi. Bu nedenle İzlanda Başbakanı Johanna Sigurdardottir'in birlikte yaşadığı kız arkadaşı Jonina Leosdottir ile evlenmesini medyanın en az Heteroseksüel evlilikler gibi doğal ve normal bir durum olarak sunması, toplum ruh sağlığı açısından sakıncalar doğurabilir, çocuklarımızın ve gençlerimizin kafasını karıştırabilir. Yurt dışındaki otoriteler ve ülkeler eşcinsellik hakkındaki görüşlerini bilimsel verilere göre değil tamamıyla ideolojik yaklaşımlarına ve kapitalist sistemin dayatmalarına göre oluşturmuştur. Sorumluluk taşıması gereken bir başbakanın yaptığı eşcinsel evlilik, eşcinselliğin toplum tarafından doğal ve normal bir durum olarak algılanmasını sağlamayacaktır." dedi.CİSED eşcinsellik konusunda yeni bir görüş ortaya atmıştır Bir grup ruh sağlığı profesyonelinin eşcinselliği doğal ve normal tek bir yapı olarak ele alma eğilimindeyken; bir grup ruh sağlığı profesyonelinin ise hastalık olarak gördüğünü ifade eden CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psk. Gülüm Bacanak; "CİSED olarak yeni bir görüş ortaya atıyoruz: Biz eşcinselliğin tek bir durum olmadığını, birçok alt tipi olduğunu, tek bir yapı olarak ele alınmaması gerektiğini ve bazı alt tiplerinin tedavi edilebileceğini, eşcinselliğin bir tercih olmadığını ama eşcinsel ilişki yaşamanın bir tercih olduğu görüşünü savunuyoruz." dedi.Değişim isteyen eşcinsellere tedavi şansının verilmelidirCİSED'in tüm eşcinselleri tedavi etme çabasında ve ısrarında olduğu, hatta onları zorladığı gibi çarpık ve çirkin iddiaların, bazı kötü niyetli kişi ve kurumlar tarafından dillendirildiğini ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psk. Dan. Fatma Ayrık; "Oysaki biz CİSED olarak, tedavi arayışında olan, tedavi olamayacaksa intihar etmeyi düşünen ve değişim isteyen eşcinsellere tedavi şansının verilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ancak kimseye zorla, istemediği halde "sen tedavi olmalısın" deme gibi bir hakkımız da olamaz. Bu ayrımın iyi yapılması gerekmektedir."Ben eşcinsel bir hayat sürmekten mutluyum" veya "eşcinsel bir yaşamı tercih ediyorum" diyen bir arkadaşımıza "hasta" demek çok yanlıştır. Değişim isteyen eşcinsel arkadaşlarımızı ve ailelerini dinlemeden, aile, cinsel ve geçmiş hikâyelerini almadan "sen eşcinselsin ve bu durumla yaşamak zorundasın" demek de çok ama çok yanlıştır." dedi.