Güncelleme Tarihi:
İstediği işi hemen yapmamın imkansız olduğu anlarda asla anlayış göstermiyor. Ya duvar gibi davranıyor ya da bağırıp çağırıyor. Ben de olay daha da büyümesin diye hep susuyorum. Ama artık sabahları ağlayarak uyanmaya ve sakinleştirici kullanmaya başladım.
Bu sözler, 25 yaşındaki yönetici asistanı Derya G'ye ait. Derya, patronunun azarlamalarına ve aşağılamalarına 15 ay katIandıktan sonra işi bırakmış. Şimdi bozulan psikolojisini düzeltmeye çalışıyor. Ama yalnız değil, onun durumunda olan pekçok çalışan var. Geçtiğimiz yıl Manchester Üniversitesi'nin İngiltere'de yaptığı bir araştırma, her 10 kişiden birinin halen patronundan kötü muamele gördüğünü, beşinin ise işyerinde bu tür davranışlara şahit olduğunu gösteriyor. Türkiye'de bu konuda yapılmış bir araştırma yoksa da durumun pek de değişik olmadığını söylemek mümkün.
Motivasyon yerine asabiyet
Her zehirli patron Derya'nınki kadar "kaba" değil. 28 yaşındaki grafik tasarımcı Oya B'nin eskiden çalıştığı reklam ajansındaki patronu daha komplike bir taktik kullanmış. Oya'ya altından kalkması imkansız projeler verip, işi yetiştiremediğinde ya da hata yaptığında başarısız olduğunu ve bu başarısızlığın şirkete ne kadara malolduğunu herkesin önünde açıklayarak Oya 'yı küçük düşürmüş. Oya o günü "Bir keresinde yine bir günde yetiştirmem gereken bir iş geldi. Üzerinde konuşmaya vaktimiz yoktu, ama işle ilgili verilerin birkaç saat içinde elimde olacağını söyledi. Birkaç saat sonra yanıma gelip bana zaten yeterince bilgi verdiğini, tembellik yapmak için bahane aradığımı, zaten her işi geciktirdiğimi söyleyerek bağırmaya başladı. Arkadaşlarımın yanında yalan söyleyerek beni zor duruma düşürmüştü" diye anlatıyor.
Bilinçli mi, bilinçsiz mi?
Peki ama Oya ya da Derya'nın psikolojilerini ve huzurlarını bozan patronlar birer canavar hatta deli mi?
Neden bilinçli olarak böyle davransınlar? İşte bu noktada uzmanlar, olayın bu tip patron-yöneticinin kendi stresini kontrol edememesinden kaynaklandığını açıklıyor. Patronlar hedeflerine ulaşamadıkları zaman suç atacak günah keçileri arıyorlar. Yaşanan krizlerle birlikte şirketlerin üzerindeki baskı arttıkça, çalışanların da giderek daha yüksek performans göstermesi bekleniyor. Durum böyle olunca da, huzurlu bir ortamda çalışanların sayısı giderek azalıyor. İki tür toksik patron olduğunu belirten uzmanlar, ilk türle başetmenin nispeten kolay olduğunu söylüyorlar. Çünkü onlar etrafa zehir saçtıklarının farkında değiller; sadece destekleyici ve olumlu davranmayı bilmiyorlar. Kendileri çok hırslı oldukları için başka insanların yetersizlikleri karşısında ters ve şiddetli tepkiler veriyorlar. Çalışanlara işlerini öğrenme şansı tanımayacak kadar sabırsızlar. Bu nedenle istemeden de olsa işyerinde acımasız ve gergin bir ortam yaratıyorlar. Durumu farkettiklerinde ise, daha yumuşak ve destekleyici olmak için çaba sarfedebiliyorlar. İkinci tür toksik patronlarsa ne yazık ki ne yaptıklarını ve davranışlarının etkilerinin çok iyi farkında, ama umursamıyorlar. Kendi hatalarını kapatmayı ve istedikleri insanları etkilemeyi çok iyi biliyorlar. İnsanlara güvenmediklerinden, onlara hareket edebilecekleri alan bırakmamaya çalışıyorlar.
Haklarınız olduğunu unutmayın
Avukat Argun Bozkurt, işverenlerin gücü kötüye kullanmasının beyaz yakalılar arasında eskiden beri çok yaygın olduğunu, ama artık sorunun ofislere de sıçradığını söylüyor. İşyerinde kötü davranışlarla karşılaşan çoğu çalışan, hem dava masraflarından, hem de sektöründe kötü bir isim yapmaktan kaçındığı için haklarını arama yoluna gitmese de, patronuna tazminat davası açanların sayısında artış var. "İnsanlar genellikle haklarına sahip çıkmasalar da, bu konuda hak aramak artık zor değil. İş mahkemeleri ve iş hukuku avukatları artık bu konuda çok başarılılar. Çünkü yasalarımız da çalışanlara gerekli hakları tanıyor." diyen Bozkurt, İş Kanunu'nun 24'ncü maddesine göre işverenin çalışana kötü davranışlarının, sataşmasının, hakaret etmesinin ve yanıltmasının çalışana tazminat ödemesini gerektirdiğini söylüyor. Ayrıca Sosyal Sigortalar Kanunu'na göre de ruh sağlığı bozulan çalışana işveren tazminat ödemek zorunda. Patronunun kötü davranışları nedeniyle istifa etmek zorunda kalan Oya da hakkını aramayı düşünen, ama sonra eski patronuyla davalı olduğu için yeni iş bulamamaktan korkarak vazgeçenlerden.
Zehirli patronlarla başetmenin yolları
. Ortada bir sorun olduğunu ancak bu sorunun kesinlikle sizden kaynaklanmadığını kabul edin. Patronunuzun zorbaca davranışlarına katIanmak zorunda değilsiniz.
. İş arkadaşlarınıza görüşüp birlikte hareket etmeye çalışın. Bu konuda birşeyler yapmakta tereddüt edebilirler ama en azından yalnız olmadığınızı fark edeceksiniz.
. Bir günlük tutun ve patronunuzun ne zaman ne söylediğini ve ne yaptığını günü gününe not edin. İleride şikayetlerinizi desteklemek için bu notları kullanabilirsiniz.
. Patronunuza davranışlarını kabul edilemez bulduğunuzu sakin ama kararlı bir biçimde açıklayın. Bazen insanlar çevreleri üzerinde ne tür bir etki bıraktığını bilmeden hareket ederler. Sorun bu kadar basitse, konuşmanız işe yarayacaktır. Patronunuzia yüz yüze konuşmaktan çekiniyorsanız, ona bir mektup yazın ve bir kop¬yasını saklamayı unutmayın.
. Konuyu iyi anlaştığınız bir başka üst düzey yöneticiye açmayı deneyebilirsiniz.
. Kendinize olan güveninizi yerine getirmek için birşeyler yapın. Bağımsız danışmanlardan ya da kariyer koçlarından destek almayı düşünebilirsiniz. Zor bir dönemden geçerken yardıma ihtiyaç duymanız çok normal.
. Kendiniz kapana kısılmış hissetmek yerine yeni iş bağlantıları kurmaya ve varolanları güçlendirmeye çalışın. Patronunuzun davranışları gerçekten katlanılmaz hale gelirse, yeni bir iş bulmayı beklemeden istifa edebilmek için bir kenara para koyun. Bu arada kendinizi daha çok geliştirmek için kurslara da devam edebilirsiniz. Hiçbir şey işe yaramazsa, istifa edin. Hiçbir iş sizin ruhsal ve fiziksel sağlığınızdan daha önemli değildir.