Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 2015 16:39
Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr.Tamer Karşıdağ tiroit nodüllerinde ameliyat kararı aldıran 6 nedeni anlattı...
Tiroit bezinde oluşan ve içi sıvı veya katı dokularla dolu olan “tiroit nodülleri” ülkemizde sıkça görülen bir sorun. Öyle ki her 100 kişiden 5’inde tiroit nodülü tespit ediliyor. Yapılan ultrasonografilerde bu oran yüzde 35, otopsi çalışmalarında da yüzde 70’lere kadar yükseliyor. Tiroit nodülleri kadınlarda erkeklere nazaran 4-5 kat daha fazla görülüyor. Kadınlarda neden daha sık ortaya çıktığı konusunda kesin bir bilgi olmasa da, bunda hormonel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor. İyot eksikliği, aile öyküsü, trioit kistleri, haşimato hastalığı ve genç yaşta radyoaktif maddelere maruz kalmak, tiroit nodüllerine yol açan etkenleri oluşturuyor. Toplumda tiroit nodülü tespit edildiğinde tek çözümün ameliyat olduğuna dair bir kanı var. Oysa bu yaygın inanışın aksine her tiroit nodülünün ameliyatla alınması gerekmiyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tamer Karşıdağ tiroit nodüllerinde ameliyat kararı aldıran 6 nedeni anlattı...
Genellikle tesadüfen tespit ediliyorGenel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tamer Karşıdağ, küçük boyutlardaki tiroit nodüllerinin genellikle belirti vermediğine dikkat çekiyor. “Bu yüzden küçük nodüllerin çoğu başka bir hastalık nedeniyle hastaya yapılan boyun incelenmesi sırasında veya ultrason ile MR gibi tetkiklerle tesadüfen tespit ediliyor “ diyen Doç. Dr. Tamer Karşıdağ sözlerine şöyle devam ediyor: “Tiroit nodülleri çoğu zaman ancak 3-4 santime ulaştıklarında soluk veya yemek borusuna ya da büyük damarlara baskı yaptıklarında yakınmalar oluşturuyor. Biz ise tirotnodüllerini bu boyutlara ulaşmadan önce yakalamak istiyoruz. Bu nedenle ailesinde tiroit nodülü veya tiroit kanseri hikayesi olan kişilerin herhangi bir hastalık nedeniyle hekime başvurduklarında bu bilgiyi vermeleri çok önemli. Bu sayede nodüller henüz küçük boyutlardayken yakalanabiliyor”
Kanser varlığı mutlaka araştırılmalı
tiroit nodülleri çoğu zaman tedavi gerektirmiyor; 6 ay ile 1 yıl aralığında, ultrason ve ihtiyaç duyulursa kan tahlilleri ile yapılan takipler yeterli geliyor. Bazı nodüllerin küçülmesi ya da kontrol altına alınması için ilaç tedavisi veya radyoaktif iyot tedavisine başvuruluyor. Doç. Dr. Tamer Karşıdağ, tiroit nodülleri tespit edildiğinde aşırı tiroit hormonu salgılayıp salgılamadıklarının, daha da önemlisi kanser varlığının mutlaka araştırılması gerektiği uyarısında bulunarak bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Aşırı tiroit hormonu salgılanması hastada ellerde titreme, sinirlilik, kilo kaybı gibi birçok önemli problemler oluşturuyor. Ayrıca tiroit nodüllerinin yüzde 5’ini kanserli nodüller oluşturuyor. Bu nedenle nodül çok küçük olsa bile içinde sıvı yerine katı bileşkeler varsa veya nodül büyüyorsa kanser şüphesini ortadan kaldırmak gerekiyor. Tiroit nodüllerinin varlığında ultrason tetkiki ile TSH ve T4 adı verilen tiroit fonksiyon testlerine başvuruluyor. Kanser yönünden şüpheli bir durum varsa altın standart olarak nitelendirilen ince iğne aspirasyon biyopsisi yapılıyor. Biyopsi sonucuna göre düzenli takip veya ameliyat kararı veriliyor.
Ameliyat kararı aldıran 6 neden1. İnce iğne aspirasyon biyopsisi sonucunda kanser tespit edilmişse,
2. Kanser açısından şüpheli hücreler saptanmışsa,
3. Soluk veya yemek borusuna bası yapması sonucunda hasta nefes alma sorunu yaşıyorsa, konuşurken veya yemek yerken yutkunma probleminden şikayetçi ise,
4. Tiroit hormonunu fazla salgılayan ve toksik adenom olarak adlandırılan iyi huylu nodüller varsa,
5. İlaç veya nükleer tıp tedavisi ile kontrol altına alınamayan hipertiroidi (tiroid hormonlarının çok çalışması durumu) tanısı konmuşsa,
6. Dışarıdan bakıldığında boyun bölgesinde şişlik belli oluyorsa ve hasta bundan estetik açıdan rahatsızlık duyuyorsa, ameliyat kararı alınıyor.
Bu belirtilere dikkat: Aşağıda yer alan belirtilerden biri bile olsa zaman kaybetmeden bir hekime başvurmayı ihmal etmeyin.
• Boğazda bir kitle hissi ile birlikte solunum güçlüğü çekiyorsanız
• Yutkunduğunuzda boynunuzun içinde bir şey hareket ediyor, sürtünüyor veya bası yapıyorsa,
• Boynunuzda şişlik ele geliyorsa veya dışarıdan fark ediliyorsa,
• Kronik öksürükten veya ses kısıklığından yakınıyorsanız,
• Kilo kaybı, sinirlilik, ellerde titreme ve sıcağı tolere edememe gibi şikayetleriniz varsa, bu yakınmalar tiroit nodüllerine işaret edebiliyor.
Ameliyat için küçük bir kesi yeterli geliyorTiroit nodülleri ameliyatları eskiden boğazın alt bölgesinde gerçekleştirilen ve aşırı kanamalara yol açabilen büyük kesilerle yapılıyordu. Günümüzde ise ameliyatlar genellikle boyun çizgisi üzerinde küçük bir kesiden veya robotik cerrahi ile koltuk altından girilerek gerçekleştiriliyor. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tamer Karşıdağ bu sayede aşırı kanama gibi ciddi komplikasyonların önlediğini ve hastanın ertesi gün hastaneden taburcu olabildiğini belirterek şu bilgileri veriyor: “Tiroit nodülleri ameliyatında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise; tiroit bezinin arkasında yer alan, ses tellerine giden sinirler ile paratiroit olarak adlandırılan ve kalsiyum dengesini sağlayan dokuların hasar görmemesini sağlamak. Ameliyat hangi yöntemle uygulanırsa uygulansın tiroit dokusu çıkartılırken, her iki dokuya da hasar vermemek büyük önem taşıyor. Aksi halde kalıcı ses kısıklığı ve istemsiz kasılmalar gibi ciddi problemler oluşabiliyor.
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tamer Karşıdağ