Güncelleme Tarihi:
Mevcut tarım alanlarından yüksek verim sağlamak amacıyla kullanılan pestisitlerin bilinçsiz ve denetimsiz kullanımı çevre ve insan sağlığını olumsuz etkiliyor.
Bitki koruyucu ürünler olarak da adlandırılan pestisitler, çeşitli böcek ve hastalıkların tarımda meydana getirdiği kayıpları azaltmak ya da hasat sonrası dönemde depolama sırasında oluşabilecek zararları önlemek için kullanılıyor. Ancak pestisitin aşırı kullanımı, gıda tedarik zincirine tehlikeli seviyelerde zararlı kimyasal girişine yol açabiliyor.
1950 yılından bu yana 50 misli artan pestisit kullanımı; günümüzde, her yıl yaklaşık 25 milyon ton endüstriyel pestisit kullanımına ulaştı. Çoğu pestisit, doğada çabucak ayrışıyor; ancak gıda ürünlerinde bir miktar pestisit kalıntısı kalabiliyor. Pestisitlerin bazıları toksik açıdan bir zarar oluşturmazken, bazılarının kanserojen, sinir sistemini etkileyici ve hatta mutasyon oluşturucu etkileri bulunuyor.
Pestisit kalıntılarının en önemli kaynağı gıdalardır. Pestisitlerin sağlık ve ekonomi alanındaki yararları yanında yanlış alanda veya yanlış dozda kullanımları nedeniyle zararlı etkileri olduğunu belirten Gıda Mühendisi Saadet Koşuta, pestisit kalıntısının insan sağlığına etkilerini şu şekilde sıralıyor:
Pestisitlerin üretimleri, uygulanmaları, depolanmaları, taşınmaları sırasında, yanlış kullanım sonucu akut ve kronik zehirlenmeler oluşabilir.Sebze ve meyvelere pestisit uygulanmasından sonra bekleme süresine dikkat edilmemesi ve gerekli yıkama işlemi yapılmadan pestisit kalıntısı içeren besinlerin tüketilmesi ile akut ve kronik zehirlenmeler oluşabilir.
Koşuta, pestisitlerin zararlı etkilerini en aza indirmek amacıyla ise şu tavsiyelerde bulunuyor:
Sebze ve meyvelerin akan soğuk suyun altında, gerekirse fırçalayarak yıkanması, kabuğunun soyulması, haşlama, pişirme, pastörizasyon ve sterilizasyon gibi işlemlerden geçirilmesi, iyi tarım uygulamaları sertifikası olan ürünlerin tercih edilmesi.