Güncelleme Tarihi:
Sosyal mesafe her yerde önemli
Tatil planı yaparken anne babalar özellikle çocuklarının da keyifli vakit geçirebileceği otel ve tatil köylerini tercih ediyor. Gerek konaklama tesislerinde gerekse havuz ve denizlerde ‘Tatil keyfimiz hastalıkla son bulmasın’ sloganıyla hareket etmeliyiz. Bu nedenle, yemek masalarının en az 1,5 metre mesafe ile yerleştirildiği, yan yana olan sandalyelerin aralarında 60 cm’den az olmayacak şekilde düzenlendiği, yemek servisinin tek kullanımlık ürünlerle yapıldığı, çalışanların eldivenli, uygun maskeli ve siperlikli olduğu tesislerin tercih edilmesi önem taşıyor.
Havuz mu tercih edilmeli, deniz mi?
Öncelikle havuzda veya denizde olsun en az 1.5 metrelik sosyal mesafe kuralını hiç aklımızdan çıkarmadan bonelerimizi, gözlerimizi koruyan havuz veya deniz gözlüklerimizi, kulak tıkaçlarımızı ve maskelerimizi hazırlamalıyız. Plajlar da deniz ve özellikle de havuz gibi ortak kullanım alanı olduğundan kuma veya şezlonga serilen havlu ile kurulanmak enfeksiyon riskimizi arttırır. Bu nedenle kurulanmak için kullanılan havlu ile şezlong üzerine ya da kuma serilen havlular ayrı olmalıdır.
İyi temizlenmeyen ve sirkülasyonu fazla olmayan durgun havuzlarda birçok hastalık yapıcı mikrop bulunuyor. Genital mantar enfeksiyonları, ishal, idrar yolu enfeksiyonu, hepatit-A, göz, kulak ve deri enfeksiyonları havuz suyunun neden olduğu hastalıklar. Deniz suyu tuzlu olduğu için hastalık yapıcı mikroorganizmaların denizlerde yaşaması daha zordur. Ancak durgun, kirli ve yüzeyi köpüklü denizler de aynı havuzlar gibi enfeksiyon riski taşır.
Havuz merdivenleri de temizlenmeli
Hepatit-A ve ishal yapan birçok bağırsak paraziti ağız yoluyla bulaşıyor. Kirli havuz ve deniz suyunun yutulması ile mikroorganizmalar sindirim sistemine ulaşıyor. Havuzların merdiven tutamaçları ve havuz suyuna temas eden kenarlarının da hastalık yapıcı mikroplarla dolu olduğunu unutmamak gerekiyor. Genital mantarların en önemli nedeni nem ve ıslaklık olduğundan her suya girip çıktığımızda mayomuzu değiştirmeliyiz. Suyumuzun kapaklı, can şişede olmasına özen göstermeliyiz. Ayrıca içeceklere konulan buzun da temiz sulardan hazırlandığından emin olunmalı.
Yüzmek kuaföre gitmekten güvenli
Koronavirüsün ortamlarda yaşama süresi üzerine tartışmalar devam ederken tatilde öne çıkan noktaların başında da ortak alanların kullanımı geliyor. Yüzmek, berber ya da kuaföre gitmekten, dışarıda yemek yemekten daha güvenli. Koronavirüsün su üzerinden bulaşma olasılığından daha çok plajlardaki şezlongların, şemsiyelerin ve diğer yüzeylerin temizliğine dikkat etmek gerekiyor. Bu yüzeyler aracılığıyla koronavirüs bulaşabiliyor.
Suya girerken maske takmayın
Gündelik yaşamımızın bir parçası haline gelen yüz maskelerini denize veya havuza girerken takmak ölümcül durumlara yol açıyor. Maskenin ıslanması ile nefes almak zorlaşıyor. Bu da ölümcül bir durum ortaya çıkarıyor. Şunu unutmayalım, koronavirüs sudan bulaşmıyor. Ancak hasta bir kişi havuz veya denize girdiğinde öksürme ve hapşırma ile damlacıklarının suya düşmesi sonucu bulaşma riski oluşuyor. Bu durumda en yakınımızdaki kişi ile 2 veya 3 metre kadar mesafe bırakmamız riski azaltmamıza yardımcı olur.
Klor ve tuz yoğunluğu virüsü engelliyor
Deniz suyundaki tuz yoğunluğu, virüsün yaşamasına elverişli bir ortam oluşturmuyor. Virüs parçacıkları suyu kirletebiliyor ancak deniz gibi geniş su alanlarında bu miktar önemli olmuyor. Ayrıca Kovid-19 virüsü taşıyan bir kişiyi ısıran sineğin sağlıklı bir kişiye virüsü bulaştırma riskinin olmadığı da araştırmalarla ortaya konuyor. Sonuç olarak ister havuz isterse denizde olsun insanlarla aramızdaki sosyal mesafeye dikkat ettiğimizde havuz veya denizden çıktığımızda kurulanıp maskelerimizi taktığımız sürece iyi ve sağlıklı bir tatil yapabiliriz.