Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu: Saat 07.00 kan basıncının en keskin yükselmeye geçtiği andır. Vücut hala zayıf safhadadır. Bu nedenle spor yapmaktan kaçınılmalıdır. Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden bir grup bilim adamının yaptığı araştırmayla, bazı biyolojik saat genlerinin çalışma mekanizmaları belirlendi. Araştırmayı yapan ekibin başkanı Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu, doğru bilinen bir çok davranış yanlışlığının gen şifrelerinin çözülmesiyle anlaşılacağını söyledi. Türkiye, Almanya, İtalya, Fransa ve İspanya'dan bilim adamlarının 2001 yılında başlattığı çalışmayla, insan yaşamına yön veren genlerin şifrelerinin çözülmesine çalışıldı. TÜBİTAK, DPT ve Atatürk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Küfrevioğlu, 10 bilim adamı ile Almanya'nın Göttingen Max Planck Enstitüsü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Gregor Eichele'in yürüttüğü projelerle, 750 genin fare embriyosu üzerindeki ekspresyon haritaları çıkarıldı. Beş ülkenin 20 bin fare üzerinde ortaklaşa yürüttüğü çalışmanın sonuçları 'www.genepaint.org' web sayfasında bilimin hizmetine sunuldu. Bu çalışmalar birçok biyokimyasal- fizyolojik olayların ve genetik hastalıkların nedenlerinin anlaşılmasına ışık tutarken yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine de katkıda bulunacak.Küfrevioğlu ve ekibi ile Eichele, fareler üzerindeki gen çalışması sonrası biyolojik saat genleri üzerine çalışmalarını yoğunlaştırdı. Proje için 2006 yılında Almanya'ya giden Fen Fakültesi Kimya Bölümü'nden Dr. Harun Budak, Hannover ve Göttingen Max Planck Enstitüsü'nde "Biyolojik saatin gen seviyesinde düzenlemesi" konusunda deneysel çalışmalar yaptı. İnsan ve diğer bütün canlıların metabolik, fizyolojik ve davranışsal olarak saniye, dakika, saatler ve günler mertebesinde ritimlere sahip olduğunu belirten Fen Fakültesi Dekanı Küfrevioğlu, bu ritimlerin varlığının daha önceden bilinmesine karşın, yapılan çalışmayla bu ritimlerin genetik olarak düzenlendiğinin anlaşıldığını belirtti. Sirkadien (24 saatlik) genlerinden ilk olarak 1994'de 'CLOCK' geninin keşfedildiğini ve bugüne kadar 11 tanesinin tanımlandığını ifade eden Küfrevioğlu, bu genlerin uyku, tansiyon, vücut sıcaklığı ve uyanma gibi yaşam ritimlerini düzenlediğini kaydetti. Fen Fakültesi bünyesinde 'Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nü kurduğunu vurgulayan Küfrevioğlu, "Gerek kendi grubum ve gerekse biyoloji bölümündeki ilgili elemanlarla bu bölümü güçlendirip, gen çalışmalarının yoğun yapıldığı bir merkez haline getirmeyi planlıyorum. Bu sayede gerek ülke gerekse dünya bilimine ve insan sağlığına yönelik çalışmalara büyük katkılar yapacağımızı ümit ediyorum" diye konuştu.İşte 24 saatlik zaman dilimi İnsanda 24 saat içerisinde faaliyet gösteren önemli sirkadien olaylarından örnekler veren Küfrevioğlu, şunları söyledi:"Saat 01.00 vücut kendini uykuya programlar. Dikkat azaldığından bu saatte çalışanların hata yapma olasılığı, dolayıyla iş ve trafik kazası riski artar. Saat 02.00 en derin uyku halidir. Saat 07.00 kan basıncının en keskin yükselmeye geçtiği andır. Vücut hala zayıf safhadadır. Bu nedenle spor yapmaktan kaçınılmalıdır. Spor yapılırsa kalp ve dolaşıma gereksiz yere yüklenilmiş olur. Sindirim organları bu saatte iyi çalışır, güzel bir kahvaltı için iyi bir zamandır. Saat 08.00 nikotinin sağlığa en fazla zarar verdiği saattir. Kahvaltıdan sonra içilen sigara, damarları her zamankinden daha da fazla daraltır. Saat 07.30 bağırsak hareketliği hızlanır. Saat 10.00 vücut en yüksek ısısına ulaştığı için verimlilik en üst düzeydedir. Bellek dinamiktir. Ancak 10.00- 12.00 arası kalp krizi riskine sık rastlanır. Saat 17.00 tansiyon ve dolaşım çok iyi durumda olduğu için spor için en iyi saattir. Saat 18.00 akşam yemeği için iyi bir saattir. Pankreas özellikle aktiftir. Saat 21.00 uykuyu tetikleyen melatonin salgılanmasının başlanma anıdır. Sindirim organlarının günlük görevi sona erdiğinden, bu vakitte yenilen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır. Saat 22.30 bağırsak hareketliliği baskılanır."İkram Tekmanlı / Radikal