Soya gibisi yok

İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Boyacıoğlu, vücut için gerekli tüm vitamin, mineral ve bazı önemli bileşiklerin alınması için dengeli beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini belirtti. Beslenmenin düzenli yapılması durumunda çok sayıda hastalığa yakalanma riskinin azalacağını ifade eden Prof. Dr. Boyacıoğlu, "Sağlıklı beslenmede, son yıllarda soya ön plana çıkmaya başladı. Dünyada üretimi giderek artan soya, birçok gıdada katkı maddesi olarak kullanılır oldu" dedi. Prof. Dr. Boyacıoğlu, süt ve yumurta proteininin kalitesine yakın proteine sahip soyanın, doymamış yağ asitleri, kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum ve çinko gibi mineraller ile bazı bileşikleri bulundurması ve özellikle kolesterol içermemesi nedeniyle sağlıklı beslenmede önemli rol oynadığını bildirdi. İçerdiği birçok bileşikle soyanın kalp-damar rahatsızlarını önleyici etkisinin bulunduğunu bildiren Prof. Dr. Boyacıoğlu, şunları kaydetti: "Yapılan araştırmalara göre, kan damarlarını koruyucu özellik taşıyan soya, iltihaplanmayı önlüyor, rahim, göğüs, prostat, kolon, karaciğer ve deri kanserine yakalanma riskini azaltıyor. Vücudu hastalıklara karşı koruyucu etki gösteren soya, böbrek yetmezliğine yol açacak iltihapların önüne geçiyor." Prof. Dr. Boyacıoğlu, menopoza giren kadınlarda kemik erimesinin çok büyük tehlike oluşturduğunu vurgulayarak, "Bu noktada yine soya ile beslenme büyük önem taşıyor. Diyete soya gıdaların konması kemik erimesi riskini azaltıyor, kemiklerin güçlenmesini sağlıyor" dedi. Kas yorgunluğunun ve yaralanmalarının azalması ve kasın iyileşmesini sağlayan, yağsız kas gelişimine katkı yapan soyanın, kas iltihabı ve ağrıları düşürücü etkiye sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Boyacıoğlu, şunları söyledi:"Çok sayıda hastalığa iyi gelen soya, dengeli beslenmedeki yerini mutlaka almalı. Dünyada yapılan araştırmalarla soyanın, sağlık açısından vazgeçilmez bir gıda olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. Soya, diyetlere konularak düzenli olarak tüketilmelidir."