Sonbaharı depresyonsuz atlatın!

Güncelleme Tarihi:

Sonbaharı depresyonsuz atlatın
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2003 09:00

Sağlıklı beslenme, egzersiz ve pozitif düşünceyle sonbahar aylarını depresyonsuz atlatmak mümkün

Haberin Devamı

İnsanoğlunun doğasında enerji harcamadan yaşamak gibi bir ideal de var. Bu yüzden çalışmak, yeniden sosyal yaşama adapte olmak insanlarda sıkıntı yaratıyor. Ancak uzmanlara göre bu, mevsimlerle değil, tamamen insanların hayata bakış açılarıyla ilgili bir durum. Önemli olan sonbaharla ilgili önyargılara kapılmayıp mutlu olmak, her şeye pozitif yaklaşmak... Hüzün, ayrılık, karamsarlık, umutsuzluk, karanlık... Bunun gibi daha pek çok olumsuz sıfat, yüzyıllardan beri sonbaharla özdeşleşmiş durumda. Günler kısalıyor, yapraklar dökülüyor, güneş bulutların arkasından daha nadir gülümsemeye başlıyor, havalar serinliyor, yaz aşkları bitiyor, tatil sona eriyor, iş hayatı, okul hayatı derken insanların tekrar enerji toplayıp, bir şekilde 'normal hayata' uyum sağlamaları gerekiyor.Sonbahar-kış aylarında negatif duyguların ön planda olduğunu, depresyon gibi hastalıklarda ise artış olduğunu belirten uzmanlar, bunun aslında biyolojik nedenlerden çok, insanların önyargılarıyla ilgili olduğunu belirtiyorlar. Yani insanı sonbahar ayları değil, sonbaharla ilgili önyargılar mutsuz ediyor; bunalıma, hatta depresyona sürüklüyor. "Sonbahar depresyonuna girdim" demek ise artık bir 'moda' haline dönüşmüş durumda. Elbette sonbahar gibi havaların, rutubetin, hava basıncının, güneş ışığının değişken olduğu bir dönemde insanlar fiziksel ve ruhsal açıdan birtakım sıkıntılarla karşılaşabilirler. Ancak uzmanlara göre hem bedeni, hem de ruhu kışa hazırlamak, depresyona girmeden de bu ayları bazı noktalara dikkat ederek sağlıklı ve mutlu bir şekilde atlatmak mümkün...Mutluluk elinizde Çalışmak, iş sahibi olmak bir insan için çok gerekli, ancak insanoğlunun doğasında enerji harcamadan yaşamak gibi bir ideal de var. Enerji harcamadan ya da az enerji harcayarak gereksinimlerini karşılamak da yaz aylarında, özellikle de tatilde mümkün olabiliyor. Dolayısıyla çalışmak, insanlarla ilişki kurmak, birtakım zorlukların üstesinden gelebilmek gibi enerji harcamayı gerektiren şeyler, genellikle insanlarda bir miktar sıkıntı yaratıyor. Sonbaharda negatif duygularda ve ruhsal hastalıklarda artış olduğunu belirten Doç. Dr. Arif Verimli, "Yaz ayları, gün ışığından, aydınlıktan ve ferahlıktan çok fazla yararlandığımız aylardır. Yazın tatilde insanlar enerji harcamaz, sorun çözmez, beynini, bedenini yormaz. Daha az enerji harcadıkları bu tatilin sonbaharda bitmiş olması, kocaman bir yıl boyunca enerji harcayıp, çalışmak zorunda olunması çoğunlukla insanları sonbahara girerken hem fiziksel hem de psikolojik anlamda bunalıma sürükleyebiliyor. Sonbahar aylarında havanın erken kararması bile birçok insanda bir bedbahtlık, sıkıntı ve karamsarlık yaratıyor. Güneş ışınlarından daha az yararlanılan kış aylarında depresif duyguların daha fazla arttığı bilinir. Hatta depresyonda ışık tedavisi diye bir yöntem bile var öteden beri. Hüzün ve negatif duygular sonbaharla özdeşleştirilmiştir. Bu şiirlerde, şarkılarda bile görülüyor" diyor. Peki sonbaharın hiç mi olumlu bir tarafı yok? Depresyona girmek, ağlamak, sevgilimizden ayrılmak zorunda mıyız her sonbahar? Âşık olmak sonbaharda hiç mi mümkün değil? Uzmanlara göre bu mevsimlerle değil, tamamen insanların hayata bakış açılarıyla ilgili bir durum. Dr. Verimli, "İnsanların duygularını değiştirmeleri kesinlikle ellerinde. Yeter ki akıllarını kullansınlar. 'Neden mutsuzum?' sorusuna cevap vermeleri yeterli. Kendinizi kötü hissettiğiniz bir zamanda kafanızdan geçen fikirlere bir bakın. Bunlar, genellikle çarpıtılmış, gerçekle uyumlu olmayan fikirlerdir. Bu nedenle 'sonbahar eşittir hüzün' gibi milyonlarca yıllık varolan önyargılarla mutsuz olmak yerine, hayatta kalınan her bir dakikanın insan için bir ödül olduğunu bilerek mutlu olmak lazım" diyor. Depresif duygu durumu, çökkünlük, kaygı ve endişe genellikle kadınlarda daha fazla görülüyor. Bu, kadının biyolojik yapısı ve sosyal durumuyla çok yakından ilgili. Uzmanlar bunun, özellikle de âdet dönemleriyle çok ilişkili olduğunu söylüyorlar. Dr. Verimli, "Genellikle Türk kadını, kadınlığın doğal bir fonksiyonu olan âdet dönemlerinde kendinde kirlenmişlik hissi yaşar nedense. Öbür taraftan da menopoza girince 'kesildim' diye üzülür. Üzülmediği bir zaman yok mu bu kadınların?" diyor.Pozitif düşünce şart Uzmanlara göre sonbahar aylarında pek çok insanda negatif bir duygu durumunun hâkim olmasının nedeni, sadece günlerin kısalması, yaprakların dökülmesi değil; insanların kendi negatif enerjileri... Peki kendi elimizde olan bu bakış açısından nasıl kurtulabiliriz? Sonbahar depresyonunu nasıl önleyebiliriz? İnsanın kendindeki değişiklikleri, gerek fiziksel, gerek ruhsal olarak fark etmesi gerektiğini belirten Yörünge Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi kurucularından Klinik Psikolog Şahika Erer, "Bir farkındalığın oluşması lazım. 'Nasıldım, nereye doğru gidiyorum?' sorusuna cevap vermeye çalışmalı insan. Eğer kişi kendinde; isteksizlik, bıkkınlık, bitkinlik, yorgunluk, suçluluk duygusu, keyifsizlik gibi belirtiler görmeye başlıyorsa, hemen kendini yakalamalı ve önlem almalı. Derhal bir psikoloğa başvurmaları ya da bir ilaç almaları söz konusu değil. Aslında bu duruma gelmeden de insanlar birçok sorunu kendi kendilerine çözebilirler. Burada sonbaharla ilgili önyargılara kapılmayıp mutlu olmak her şeye pozitif yaklaşmak şart. Sonbaharın da güzellikleri var. Bunları sadece görebilmek gerekiyor" diyor. Erer'e göre sonbaharın güzellikleri arasında da özellikle, yazın tembelliğinden, gevşekliğinden kurtulmak; tekrar sinemalara, tiyatrolara, konserlere gidebilmek; birçok kültürel ve sosyal faaliyetlere katılmak; yaz aylarında bir taraflara dağılmış olan arkadaşlarla tekrar bir araya gelmek; güzel hafta sonu gezileri düzenlemek; uzun yürüyüşlere çıkmak; egzersiz yapabilmek; daha çok kitap okumak; kendinize vakit ayırmak; yazın kurulan ilişkileri pekiştirmek; tekrar enerji dolu çalışmak yer alıyor. Sonbaharda aslında sosyal ve kültürel hayat canlanıyor. Doğa bile ölmüyor, kendini yeniliyor. Sonbahar mutsuzluğu, aslında insanların ortak oluşturduğu bir negatif bakış açısı, bir önyargı. Sonbaharda mutsuz olmamız gerekiyormuş gibi bir şart koşuluyor toplum tarafından. Ama öyle değil aslında. Dr. Erer, Türk toplumunun, hüzünlü olmaktan adeta zevk duyduğunu da vurguluyor. Erer, "Her şeyde bir hüzün arıyoruz ve buluyoruz. Arkadaşlar bir araya geldiğinde bile herkes birbirine dertlerini anlatarak mutlu oluyor. Mutluluklarından söz edeni dinlemiyorlar bile. Sonbaharlarda negatif duygularda bir artış olmasının sebebi de kesinlikle önyargılar. Sonbaharda mutlu ya da mutsuz olmak kesinlikle elimizde olan bir şey" diyor. Özellikle de sağlıklı beslenerek, egzersiz yaparak, pozitif düşünerek ve negatif insanlardan uzak durarak kış aylarına sağlıklı ve mutlu bir şekilde girebiliriz. Depresyona girmemek için başta pozitif düşünce çok önemli. Çünkü pozitif düşünen, hep mutlu olmak için çaba harcayan, hayata olumlu bir bakış açısıyla yaklaşan ve sorumluluklara angarya gözüyle değil de hayatın bir parçası gözüyle bakan bir insan her mevsim mutlu olur.Sonbahar depresyonsuz nasıl atlatılır?- Sonbaharla ilgili önyargıları kafanızdan silin -- Pozitif olup, hayata olumlu yaklaşın - Kendinizi sevin. İç monolog, olumlu bir havaya girmek açısından çok önemli. Aynaya bakıp, sık sık "Gençsin, güzelsin, yakışıklısın" deyin - Sonbahar aylarındaki sorumlulukları angarya olarak değil, hayatınızın bir parçası olarak görün - Düzenli egzersiz yapın. Günde bir saat yürüyüş bile yeterli - Sağlıklı beslenmeye özen gösterin - Düzenli uyuyun. Aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkın - Güne mutlaka iyi bir kahvaltıyla başlayın - Mutlaka bir program çerçevesinde hareket edin, hayatınızı tekrar düzene sokun. Programlanmış bir kafanın depresyona girmeye fırsatı kalmaz Kendinize vakit ayırın, kendinizi şımartın, iç barışınızı koruyun - Mutsuzluğu dışarıda aramayın. Mutsuzluğu da, mutluluğu da insanlar kendileri yaratıyor - Ev kadınıysanız, çocukları okula yolladıktan sonra tekrar yatağa girmeyin. Önemsiz bir iş bile olsa, bir şeylerle meşgul olun - Sosyal ve kültürel etkinliklere katılın - Yoga, meditasyon, tahta boyama gibi kurslara yazılın - Yaz boyunca görmediğiniz arkadaşlarınızla görüşün Kaynak: Tempo Dergisi

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!