Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de erişkin nüfusun yüzde 20'si obez, yani şişman grubuna giriyor. Fazla kilolu veya toplu denenlerin oranı ise yüzde 40'ı buluyor. Yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik, obezite denen bu hastalığı hem Türkiye hem de dünyada giderek artan bir sağlık sorunu haline getirdi. Obeziteyi ''kronik bir hastalık'' olarak değerlendiren Dünya Sağlık Örgütü ilk kez bu yıl 24 Ekim'i ''Dünya Obezite Günü'' ilan etti ve dikkatleri toplumsal, psikolojik, sosyal ve tıbbi sorunlara yol açan hastalığa çekti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve Türkiye Obezite Araştırma Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Volkan Demirhan Yumuk, ''enerji fazlasının yağ olarak vücutta depolanması''yla oluştuğunu söyledi. Enerji alımının vücut gereksinimini veya tüketimini aşması sonucu enerji fazlalığı doğduğunu anlatan Doç. Dr. Yumuk, ''Kişinin doğuştan yapısını, metabolizmasını belirleyen genetik faktörlerin yanında, yaşadığı ortamdaki çevresel faktörler (beslenme, egzersiz, psikolojik yapı gibi) de obezite oluşumunda etkili'' dedi. Obezite bütün dünyada ve Türkiye'de kadınlarda erkeklere göre daha sık görülüyor. Doç. Dr. Yumuk, ''Türkiye'de obezite, kentte erkeklerde yüzde 8, kadınlarda yüzde yüzde 27.7, kırsal kesimde, erkeklerde yüzde 10.4, kadınlarda ise yüzde 29.7 oranında görülüyor'' dedi. Türkiye'deki obeziteden en fazla yaşam şeklinin sorumlu tutulduğunu söyleyen Doç. Dr. Yumuk, ''Kentte insanlar beslenme konusunda daha bilinçli olsalar ve doğru beslenmeye yönelseler bile hareketsizlik olumsuz etkide bulunuyor. Kırsal kesimde hareket daha fazla ancak beslenme alışkanlıkları yanlış'' dedi.Dr. Yumuk'un verdiği bilgiye göre, obezite birçok önemli hastalığın görülme riskini artırıyor. Obezite, kalp krizi ve inmeye zemin hazırlayan damar sertliği, diyabet, uykuda soluk durması, eklemlerde kireçlenme, safra taşı, adet düzensizlikleri, rahim kanseri, yüksek tansiyon, kan yağlarında yükselme, karaciğer yağlanması ve psikiyatrik hastalıkların riskini artırıyor. Obezitenin bir hastalık olarak kabul edildiğini ve tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Yumuk, sağlıklı beslenme, egzersiz, davranış değiştirme tedavisi, ilaçlar, intragastrik balon ve cerrahi yöntemlerin uygulanabildiğini söyledi.