Güncelleme Tarihi:
Cinsel işlev bozukluğu çeşitli organik ve psikolojik nedenlerle oluşabilir. Kadının cinsel aktivitedeki rolü ve kadındaki cinsel işlev bozukluğu yıllarca erkekteki kadar yoğun biçimde araştırılmamış ve sorunun sadece psikolojik kaynaklı olduğuna inanılmıştır. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalar problemin organik boyutunun da büyüklüğünü gözler önüne sermiştir.1- Organik nedenler:Sistemik hastalıklar ve vasküler (damarsal) nedenlerDiabet (şeker hastalığı), kalp hastalığı, hipertansiyon, yüksek kolesterol düzeyleri gibi çeşitli sistemik problemler, ateroskleroz (damar sertliği) gibi damar yapısına ait sorunlar ve sigara alışkanlığı gibi nedenlerle cinsel organlara kan akımı bozulabilir. Normal cinsel uyarının olabilmesi için cinsel organların damar bütünlüğü tam olmalıdır. Damar sertliği olan kadınlar üzerinde yapılan çalışmalar ile klitoris ve vajinadaki azalmış kan dolaşımının cinsel uyarılmada bozulmaya yol açtığı ve bu hastalarda gecikmiş vajinal genişleme, azalmış vajinal kayganlık, ağrılı veya rahatsız edici cinsel ilişki, azalmış vajinal duyarlılık ve azalmış klitoral orgazm tespit edilmiştir.Damar sertliği dışında pelvik damar yatağının (leğen kemiği içindeki damar yapısı) künt perineal travma (cinsel organların olduğu bölgeye kesici olmayan darbe) veya pelvis (leğen kemiği) kırıkları ile yaralanması klitoral ve vajinal kan akımının azalmasına neden olabilmektedir.Üremi, böbrek yetmezliği ve diyalizin cinsel işlev bozukluğuna neden olabildiği görülmüştür.Diabet gerek cinsel organlardaki damar yapısı ve kan dolaşımı gerek sinirlerde meydana getirdiği sorunlar nedeniyle cinsel işlev bozukluğuna yol açmaktadır. İstanbul Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı tarafından şeker hastalığı bulunan 75 kadına cinsel işlev sorgulaması yapılmış ve elde edilen veriler herhangi bir hastalığı olmayan normal cinsel aktiviteye sahip 30 kadınla karşılaştırılmıştır. Sonuçlarda diabetik kadınlarda cinsel işlevin normal kadınlara göre belirli derecede bozulduğu, başta cinsel arzuda azalma olmak üzere klitoral duyarlılıkta azalma, orgazm güçlüğü, vajinal rahatsızlık hissi ve vajinal kuruluk gibi sorunları yüksek oranlarda yaşadıkları belirlenmiştir.Bireyin enerjisini ve özbakım gücünü azaltan kronik hastalıklar ve yaşamında değişikliğe yol açan ağır sağlık sorunları da cinsel işlev bozukluğuna neden olabilmektedir.Nörolojik nedenlerNörolojik hastalıklar veya çeşitli nedenlerle (diabet, travma, cerrahi girişim gibi) sinir zedelenmeleri sonucunda beyinden cinsel organlara giden mesaj engellenir. Omurilik yaralanmaları, epilepsi (sara), multipl skleroz, serebrovasküler (beyin damarlarına ait) hastalıklar, Alzheimer ve Parkinson hastalığı, sinir sistemine ait enfeksiyonlar nedeniyle cinsel işlev bozukluğu oluşabilir.Histerektomi (rahmin alınması) gibi üreme organlarına ait cerrahi girişimler ile mesane ve bağırsağa yönelik operasyonlar sırasında oluşabilen sinir zedelenmeleri de cinsel işlev bozukluğuna yol açabilmektedir.Hormonal nedenlerÜreme organlarının gelişmesini ve cinsel aktivitein çeşitli aşamalarının gerçekleşmesini sağlayan hormonların kandaki düzeyleri azaldığında cinsel işlev bozukluğuna rastlanabilir. Özellikle oferektomi (yumurtalıkların alınması) sonrasında kadınlar bu problemi yoğun olarak yaşamaktadırlar.Cerrahi girişimlerÜreme organlarına ait çeşitli cerrahi girişimler sinir zedelenmesine yol açabilmenin yanı sıra hormonal dengeyi bozabilmekte ve vücutta meydana getirdiği değişiklikler nedeniyle de cinsel işlev bozukluğuna sebep olabilmektedir.Özellikle mastektomi (memenin alınması) veya mesane ve bağırsağa yönelik operasyonlarda açılan ostomiler (mesane veya bağırsağın karın bölgesinde oluşturulan bir açıklıktan boşalması) nedeniyle kadının bedenini algılayışı bozulabilmekte ve cinsel yaşamı da bundan etkilenmektedir.Tedavi ve ilaçlarÇeşitli tedavi yöntemleri, bazı ilaçlar ve madde kullanım alışkanlıkları cinsel yaşamı çeşitli yönlerden etkiler. Kalp hastalıkları, hipertansiyon, depresyon, hormonal problemler, kanser ve mide şikayetlerinin tedavisinde kullanılan kimi ilaçlarla bazı idrar söktürücüler ve kemoterapi, radyoterapi adet düzeninin, cinsel organların yapısının ve sonuçta cinsel işlevlerin bozulmasına yol açabilmektedir.İlacın dozu tedaviyi aksatmayacak biçimde azaltılabilir, daha az yan etkisi olan bir ilaçla değiştirilebilir veya bunların mümkün olmadığı hallerde cinsel işlevleri düzenleyici yöntemler tedaviye eklenebilir. Sigara, alkol, madde kullanım alışkanlıkları da bir süre sonra cinsel işlev bozukluğuna yol açmaktadır.İleri yaşYaş arttıkça klitoris ve vajinadaki düz kas/ bağ doku oranı bağ doku lehine artar. Bunun sonucunda klitoristeki sertleşme ve vajinadaki genişleme yeteneği bozulur.MenapozMenapozla birlikte azalan östrojen hormonuna bağlı olarak vajinanın boyutlarında küçülme ve ıslaklığında azalma sonucu cinsel ilişki sırasında ağrı oluşumu nedeniyle sekse olan ilgi azalır.2- Psikolojik nedenlerÇocukluk çağı, yetiştirilme tarzı ve bu dönemde kazanılan çeşitli yaşam deneyimleri, alışkanlık ve takıntılar bireyin hayatının sonraki aşamalarını da etkiler.Bozuk aile ilişkileri içinde, yanlış yetersiz cinsel bilgilerle büyüyen ya da çocuklukta cinsel travma yaşayan bireylerde cinsel işlev bozukluğuna yatkınlık oluşur. Hayatın ileri evrelerinde yaşanan cinsel başarısızlıklar, depresyon, aldatılma, hamilelik ve doğum sonrası ruhsal problemler, organik hastalıklara tepki, yaşlanma, partnerdeki cinsel problemler ve cinsel şiddete maruz kalma gibi nedenlerle cinsel işlev bozukluğu başlar. Çiftler arasındaki çekiciliğin kaybolması, ilişkinin bozulması, kendine güvensizlik, cinsellikten ve başarısızlıktan korkma, cinsellik hakkında kalıplaşmış yanlış düşünceler, yetersiz önsevişme ve psikiyatrik rahatsızlıklar sorunun çözülmesini zorlaştırır.Özellikle sonradan edinilmiş orgazm bozukluklarında organik nedenlere psikolojik kökenli sorunlar da eşlik edebilir. Çeşitli psikolojik faktörler arasında partnere karşı ilgi kaybı veya partner tarafından reddedilme korkusu, vajinaya zarar gelebileceği endişesi ve suçluluk duygusu ön plana çıkmaktadır.www.hastaokulu.org