Güncelleme Tarihi:
Bir modelden en fazla 10 tane üretiliyor. İsteyene kişiye özel tasarım da yapılıyor. Markanın tasarımcıları Ahmet Kurt ve Ayşen Ekmekçi eti yenmeyen hiçbir hayvanın derisinden çanta üretmeyeceklerini söylüyor.
Yıl 1982. Üniversitede okudukları için düzenli bir işte çalışamayan dört arkadaş, birlikte çanta üretip satmaya karar verir. Kimi işletme fakültesinde, kimi kamu yönetiminde öğrencidir. İstanbul'un ayakkabı ve çanta üretim merkezi olan Gedikpaşa'da bir atölye kiralanır. El işi kösele çantalar yapılır. İki tür çanta üretilir. Kitap ve defterlerin rahatça taşınabildiği sağlam öğrenci çantaları ve bakır işlemeli turist çantaları. Çantaları Beyazıt'taki Centilmen Han'da iki dükkanda satarlar. Konsiye bıraktıkları mal çabucak tükenir. Hafta sonları hep birlikte Bakırköy Pazarı'nda tezgah açarlar. Öğrenci oldukları için ucuz satış yaptıklarını düşünmeyin. O günlerde ortalama bir çanta 5 liraya satılırken onlar çantanın tanesini 35 liraya satar. Bir iki yıl sonra işler iyice açılır. Ürettikleri malı Vepa, Titiz gibi dönemin önemli mağazalarına verirler.
1990 yılında iki lira için işi bırakırlar. Hikaye şöyle gelişir: Vepa için tanesi 19 liradan çanta üretmektedirler. Mağazada çanta 89 liraya satılmaktadır. Dört arkadaş 19 lirayı 21 liraya çıkarmak ister. Vepa kabul etmez. Onlar da sinirlenip, işi bırakırlar. Her biri ayrı yere savrulur. Bir tek Ahmet Kurt ve Ayşen Ekmekçi ailelerinden devraldıkları deri üretimi işini sürdürürler.
Yıl 2005. Ahmet Kurt ve Ayşen Ekmekçi'nin yolları tekrar kesişti. Yeni bir ortaklık kurup, Nişantaşı'nda Kare Deri adlı bir çanta ve aksesuvar mağazası açtılar. Deri, fermuar, iplik, astar ve dikişin kalitesini önemseyen ortaklar kendi beğenilerini yansıtan çantalar üretiyorlar. Ahmet Bey'e, 'Sizin çantalarınızın piyasadakilerden farkı ne' diye soruyoruz, şöyle cevaplıyor: 'Bir kere az sayıda üretim yapıyoruz. En fazla 10 tane. Kare Deri'den aldığınız bir çantayı başkasının omzunda görme olasılığınız çok az. İkincisi ve belki de en önemlisi, sade ve dayanıklı çantalar yapıyoruz. Dışarıdaki şatafattan gözleri yorulanlar, soluğu bizde alıyor.'
Malum, sezon modası gereği bu yaz doreli, lameli ve bol ışıltılı çantalar takmamız gerekiyor. Kare Deri'de bu tarz çantaları bulma olasılığınız çok çok az. 45 parçalık yeni sezon koleksiyonunda bir tane lameli, bir tane de Swarovski taşlı çanta var. Ahmet Kurt hedef kitlelerinin orta gelir düzeyine sahip, sade ve mürekkep yalamış kadınlar olduğunu söylüyor.
Ağırlıklı olarak üç tür deri kullanıyorlar. Sabunlu kösele diye tanımlanan vaketa, İtalyan dana derisi ve Çorlu'da kendi fabrikalarında ürettikleri soft, yumuşak deri. Ahmet Kurt ve Ayşen Ekmekçi, eti yenmeyen hayvan derisi kullanmamayı ilke edinmiş. Yani Kare Deri'de hiçbir zaman yılan gibi hayvanların derisinden çanta satılmayacak. Hayvanların sırf derileri için öldürülmelerine karşılar çünkü.
Nişantaşı'ndaki mağaza iki katlı. Alt katı satış, üst katı üretim için kullanılıyor. Alt katta aradığını bulamayan müşteri, üst kata çıkıp kendi tasarımını yapabiliyor. Derilerin ham halini görüyor ve renklerini seçiyor.
Kare Deri çantalarını Nişantaşı mağazası dışında bir yerde bulmanız mümkün değil. Ahmet Kurt çok katlı mağazalara girmemekte kararlı. Ama yurtdışı fuarlarına katılıp, Avrupa'da ve Amerika'da satmayı hedefliyorlar.
İçi aydınlık çanta projesi
Çanta'nın yanı sıra kemer ve cüzdan gibi aksesuvarlar da yapan Ahmet Kurt ve Ayşen Ekmekçi, tasarımların büyük bölümünü birlikte yapıyor. Şu anda 'içi aydınlık çanta' üzerinde çalışıyorlar. 'Hangi kadın çantasını açınca ışık yansın istemez. Karanlık çantalar yüzünden aradıklarını bir türlü bulamıyorlar'diyen Ahmet Kurt, içi aydınlık çantaların hayat kurtaracağını düşünüyor.
Kare Deri: Orhan Ersek Sokak. Mola Apt. No: 3/1 Nişantaşı / İstanbul Tel: 0212 296 35 97
Mısır'ın papirüsü varsa bizim de parşömenimiz var
Mağazada çanta ve aksesuvarların yanı sıra, keçi derisinden yapılma hakiki parşömenler de satılmakta. Üzerine yazı yazılıp, baskı yapılabilen parşömenleri isteğe göre çerçeveli ya da çerçevesiz satın alabilirsiniz. Ahmet Kurt parşömen kullanımını yaygınlaştırmak istediklerini söylüyor. 'Mısır'ın papirüsü gibi biz de parşömeni turistlere satabiliriz' diyen Kurt mağazadaki parşömenlere Bergama baskısı yapmış.