Güncelleme Tarihi:
Gençleri, kadınları ve sosyoekonomik düzeyi yüksek olanları hedef seçen MS, bağışıklık hücrelerinin şaşkınlığı sonucu ortaya çıkan ancak nedeni ve gizemi hâlâ çözülemeyen bir hastalık. Ali Demirci, "MS olmuşsun" diyen doktorunun yüzüne bakakaldı. Çünkü bunun ne demek olduğunu anlamamıştı. Henüz 26 yaşındaydı ve bir hastalığa yakalanmak için genç olduğunu düşünüyordu. Beş gün önce hastanenin acil servisine şiddetli baş ağrısı, çift görme, kulakta dolgunluk şikâyetiyle başvurmuş, tomografi ve MR çekiminden sonra belinden su alınmıştı. İncelemeler sonucunda Multipl Skleroz, yani MS olduğu anlaşılmıştı.Hastalığının çok ciddi olduğunu düşünmediğinden olsa gerek, askere gitmek için başlattığı işlemleri sürdürdü Demirci. Evlenmeyi düşündüğü için bir an önce askerliğini bitirmek istiyordu. MS olduğunu söylemediği için askere alındı Demirci. İlk dört ay hiçbir sorun yaşamadı. Ancak dördüncü ayda ağır eğitimler etkisini gösterdi ve revire başvurmak zorunda kaldı. GATA'ya sevkedilen Demirci, askerlikten muaf edildi. Eve döndükten 1.5 ay sonra şiddetli bir atak geçirdi. Gözleri görmüyor, vücudunu oynatamıyordu. 10 gün yattığı hastanede kortizon tedavisi gördü. Eve gönderildiğinde tek başına hiçbir şey yapamıyordu. Yemeğini annesi yediriyor, tıraşını babası yapıyordu. Yatalaktı. Yüzü, gözü kaymıştı. Ailesi onu aynalardan uzak tutuyordu.Türkiye'de 30 bin MS hastası var Demirci'nin hastalığı MS, Türkiye'de yaklaşık 30 bin kişide görülüyor. Aslında o belki de pek çok MS hastasına göre şanslıydı. Nedenini şöyle açıklıyor: "Annem-babam bilinçli insanlar, ablam fizyoterapist. Onun öğrettiği egzersizleri her gün bana yaptırdılar. Pek çok hareketi yapamıyordum, kolum yukarıya doğru çekilmişti. O hareketleri sabırla 1.5 sene yaptım. Sporu hiç eksik etmedim. Böylece ayağa kalktım." Demirci, ayağa kalktı ancak ataktan geride kalan ve hâlâ düzelmeyen şeyler var. Konuşmada bazı sorunlar yaşıyor. Pek çok kişiye göre iyi durumda olsa da MS, ona farklı bir hayat getirmiş. Hastalık teşhisi konduğunda evlenme hazırlıkları yapan Demirci, kız arkadaşının kendisine acıdığını ve bu nedenle ayrılmak zorunda kaldıklarını söylüyor. MS ataklarından sonra düzeldiğini düşünüp çalışmaya başladığında çok strese girdiği için işinden de ayrılmak zorunda kalan Demirci, "1.5-3 sene hep eve kapandım. İster istemez arkadaşlıklarınız bitiyor. Bu hastalık bana hayatı öğretti. Kitap okumaya başladım. Şimdi arkadaş çevrem de MS'lilerden oluşuyor" diyor.Neden kadınları vurduğu meçhul MS, çoğunlukla 20 ile 40 yaş arası erişkinlerde görülüyor. Kadınlarda, beyaz ırktan olanlarda, ılıman ve soğuk iklim kuşağında yaşayanlarda, ailesinde MS olanlarda, sosyokültürel ve ekonomik düzeyi yüksek olanlarda hastalığa daha sık rastlanıyor. Hastalığın kadınlarda neden daha sık görüldüğü ise hâlâ bir muamma. Bağışıklık sisteminin şaşkınlığı sonucu oluşan ve merkezi sinir sistemini etkileyen MS hastalığında, beyincik ve omurilikte seyreden sinir lifleri ve onların etrafındaki kılıflar etkileniyor. Vücut, kendinden olan dokuyu yabancı gibi algılayıp ona karşı reaksiyon oluşturuyor. Böylece söz konusu dokuda hasar oluşuyor. Bu dokular, sinir lifleri ve kılıfları oluşturduğu için kola, göze, bacağa giden iletilerde aksama meydana geliyor. Bu aksama sonucunda görme kaybı veya bulanıklık; kol, el ve bazen hem kol, hem de bacakta güçsüzlük; yürüyüşte bozulmalar, dengesizlik ve konuşmada ağırlaşma, peltekleşme ve zorluk görülebiliyor. Şu anda 43 yaşında olan ve 10 yıldır MS'yle yaşayan Sevil Fatoş Can da bu belirtilerden bir kısmını yaşayarak hastalıkla tanıştı. İstanbul Altın Borsası'nda çalışan ve stresli bir işi olan Can, bir sabah topuğunda uyuşmayla uyandı. Sonra uyuşma vücudunun sağ tarafını kapladı. Gittiği hastanede vitaminler verildi, kullanması söylendi. Ancak vitaminleri almasına rağmen durumunda bir değişiklik olmadı. Başka bir hastaye daha giden Can'a MS teşhisi kondu. O güne kadar böyle bir hastalığın varlığından dahi haberdar değildi. 10 yılda ciddi iki atak geçiren Can'ın sağ gözünde yüzde 90 görme kaybı oluştu. Kortizon tedavisiyle gözü düzeldi.Hastalığının ilk beş yılında kollarındaki güçsüzlük nedeniyle poşet taşıyamayan, elleri titrediği için ince becerilerini yitiren Can, teşhis konunca üç ay hayata küsmüş. "Bu kadar faal bir insanım, bu hastalık nasıl beni bulur diye düşünüyordum. Sonunda birlikte yaşamaya karar verdim. Gözümde görme kaybı oluştuğunda bile güneş gözlüğü takarak işime devam ettim. 24 yılımı verdiğim işim çok stresliydi. Hastalığı tetiklemiş olabileceğini düşünüyorum" diyen Can, iki yıldır emekli.Vücut yanlışlığı fark ediyor ama... Can, uzun süredir atak geçirmemesine rağmen hastalığının bittiğini söyleyemiyor. Tıbbi açıdan da bu kanıya varmak zor. Haftanın üç günü enjeksiyon şeklinde kullandığı ilaçları var. Bir zamanlar yürümesini güçleştiren, konuşmasının bozulmasına neden olan bağışıklık hücrelerinin saldırısı durmuş. Bunun nedeni MS'ye ait belirtilerin genellikle geçici olması. Çünkü vücut bir süre sonra yaptığı yanlışlığı fark ederek ilaçların yardımıyla hatasını düzeltiyor. Hastalığın tedavi yöntemlerinden biri ataklara yönelik. Ataklar için yüksek doz kortizon kullanılıyor. Hastalığa bağlı gelişen belirtiler dışında, örneğin bacaklarda-ki kasılmalar, sertlikler, ilaç ve fizyoterapi yöntemiyle tedavi edilebiliyor. Ancak MS'de en büyük yenilik koruyucu tedaviler. Hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, atak sıklığını azaltmak için dört ilaç kullanılıyor. İlaçların üçü 'interferon beta' denilen grupta ve özelliğine göre gün aşırı veya haftada bir cilt altı veya kas içine uygulanıyor. İlaçların kullanımı yıllarca sürebiliyor.Aslında bir hastalıklar grubu Multipl Skleroz yani MS nörolojik gibi görünse de sorun bağışıklık hücreleriyle ilgili. Bağışıklık hücreleri nedeni bilinmez şekilde dokulara saldırıyor. Özel Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Nöroloji Kliniği'nden verilen bilgilere göre hastalık, merkezi sinir sistemini oluşturan beyin, beyincik ve omurilik gibi yapıları etkiliyor. MS, bir hastalıktan çok 'hastalıklar grubu' olarak tanımlanıyor. Özellikle gençler arasında kazalar dışında nörolojik özüre en fazla sebep olan sinir sistemi hastalığı kabul ediliyor. Hastalık herkeste farklı belirtilerle ortaya çıkabiliyor. İlk belirtiler gözde görme kaybı veya bulanıklığı, çift görme, konuşmada zorluk, kol ve/veya bacakta güçsüzlük ve uyuşukluk, ellerde titreme, yürüme güçlüğü veya dengesizlik, ince hareketlerde beceri kaybı olabiliyor. Bazı hastaları tekerlekli sandalyeyle yaşamak zorunda bırakıyor.MS tedavisinde umut gelecekte Ömür boyu süren ve henüz çaresi olmayan MS'de yeni ilaç çalışmaları olduğunu belirten Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Aksel Siva, "Denenmekte olan ilaçların etkileri elimizdekilerden daha iyi olacak. İlaçların bir kısmı bugün kullanılanlarla birlikte alınabilecek. 2009-2010 itibarıyla elimizde daha iyi ilaçlar olacağını söyleyebiliriz. 2010'lu yıllarda kimin hangi ilaca daha iyi yanıt verebileceği de gen çalışmalarıyla belirlenebilecek. Önümüzdeki birkaç yılda MS daha iyi bir yolda olacak" diyor. Hastalığın bağışıklık sisteminin zayıflığıyla değil 'şaşkınlığıyla' ilgili olduğunu vurgulayan Siva, bu nedenle bağışıklık güçlendirme yoluna gidilmemesi gerektiğini söylüyor.İnternete dikkat! Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sabahattin Saip, hastaları internetten gelen yoğun bilgi bombardımanına karşı uyararak, sigara içilmemesi, güneşe maruz kalınmaması, yedi günde yedi kg. vb. verdiren şok diyetlerden, aşırı stres ve uykusuzluktan uzak durulması gerektiğini belirtiyor. Saip ayrıca, MS'nin kişiye özgü bir hastalığı olduğunu, bu nedenle her hastanın ayrı ayrı ele alınıp kişiye özel tedavi uygulanması gerektiğini vurguluyor. Bakırköy Devlet Hastanesi Nöroloji Kliniği'nden uzman Dr. Nevin Sütlaş ise, MS'ye karşı doğal olduğu düşünülen bazı reçetelerin zararlı olmayacağının düşünüldüğünü kaydederek, "Bize çok doğal gelen şeyler zararlı olabilir. Özellikle bağışıklık sistemini güçlendirdiği, MS'yi tedavi ettiği iddia edilen bu tür bilgilerden, reçetelerden uzak durulmalı" diye konuşuyor.Hatice Yaşar / Radikal