Güncelleme Tarihi:
Şişmanlığın tüm dünyada hızla yayıldığını ve "çağın hastalığı" olarak adlandırıldığını dile getiren Hotamışlıgil, şişmanlıkla beraber gelen şeker, kalp hastalıkları, astım, karaciğer ve kemik hastalıklarının oranının da arttığını vurguladı. Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine bakıldığında, dünyanın bir numaralı sağlık sorununun şişmanlık ve beraberinde gelen hastalıklar olduğunu, Türkiye'nin ise şişmanlık ve buna bağlı hastalıklarda istatistiksel olarak arada kaldığını kaydeden Hotamışlıgil, şöyle konuştu:
"Şişmanlık oranı Türkiye'de 10 yıl önce yüzde 10'lardaydı, şimdi ise yüzde 25'lerde. 5-10 yıl içinde problemler görülmeye başlayacak. Türkiye yüksek risk grubunda. Türkiye'de şişmanlık ve buna bağlı olarak erken dönemde diyabet, kalp hastalığı ve solunum sistemi gibi hastalıklar hızla artıyor ve ağır seyrediyor.
Türkiye'de bazı hastalıkların artık daha erken yaşlarda görülmeye başladığını dile getiren Hotamışlıgil, "Eskiden 50'li yaşlarda başlayan diyabet, 35-40'lı yaşlara inmeye başladı. Karaciğer yağlanması 20'li yaşlarda görülmeye başlıyor. Türkiye'de bu durum sağlık sistemi açısından saatli bomba gibi" dedi.
Karbonhidratlardan uzak kalıyoruz. Pilav ve makarna gibi gıdaları daha az tüketiyor, ekmeğimizi tahıldan zengin olandan seçiyoruz. Hayvansal gıdaları haftada 1-2 kere tüketiyoruz. Pizza ve hamburger, meyve suyu ve kola evimize girmiyor. Bir kutu gazozda 150 kalori var. 10 kutuda 1500 kalori. Bunu yakmak için maraton koşmak lazım. Buzdolabında varsa, çocuklar bunu içiyor. Olmazsa su içiyorlar. Ben ve ailem hepimiz spor yapıyoruz. Uzun yaşam ve hastalıklardan korunmanın yolu egzersizden geçiyor."