Güncelleme Tarihi:
Saç dökülmesinin nedenleri nelerdir?
*Kalıtımsal saç dökülmesi: Erkeklik hormonunun etkisiyle güçlü saç telleri ince tüylere dönüşüyor, bu nedenle saçın uzama aşaması kısalıyor. Saç kökü faaliyeti de önemli ölçüde azalıyor. Bu tür saç dökülmesi önce alnın köşesinde, sonra da saç ayırma çizgisi ile başın üst kısmında ortaya çıkan saç boşlukları ile kendini gösteriyor. Erkeklik hormonu farklı miktarlarda da olsa, hem kadında hem erkekte bulunduğundan kalıtımsal saç dökülmesine kadınlarda da rastlanıyor.
* Androgenetik saç dökülmesi (erkek tipi saç dökülmesi): Erkeklik hormonu olan androjenler tarafından etkilenen, genetik olarak yatkın kişilerde genellikle 20'li ve 30'lu yaşlarda ortaya çıkan ve öncelikle alın bölgesindeki saç çizgisinin çekilmesi ile sonra da tepe bölgesinin incelip açılmasıyla ortaya çıkan durumdur. Erkeklerin %30'u 25 yaşında, %40'ı 40 yaşında, %50'si 50 yaşında saç dökülmesiyle karşı karşıya kalıyor. Kadınların %20-30'unda erkek tipi saç dökülmesi görülüyor.
* Olağan saç dökülmesi: Ömrünü tamamlamış saç kendiliğinden veya dış etkilerle (tarama, yıkama, fırçalama) dökülüyor. Bunun yerine yeni saç çıkıyor. Günde ortalama 100 adet saç dökülüyor. Stres, yetersiz beslenme ve diyet, demir ve protein eksikliği, cerrahi müdahaleler, ateşli hastalıklar, mevsim değişiklikleri, tiroid bezi hastalıkları ve diğer endokrin bozukluklar, yaşanılan hormonal değişiklikler olağan saç dökülmelerinin içinde yer alıyor.
- Yüksek doz A vitamini,
- Androjenler,
- Mantar ilaçları,
- Tansiyon ilaçları,
- Bazı ağrı kesici şişlik giderici ilaçlar,
- Pıhtılaşma önleyici ilaçlar,
- Kanser ilaçları, tiroid ilaçları,
- Ülser tedavisinde kullanılan ilaçlar,
- Antiviral ilaçlar,
- Epilepsi ilaçları,
- Hormon ilaçları,
- Psikiyatride kullanılan bazı ilaçlar saç dökülmesine neden olabiliyor.
- İlaçlara bağlı saç dökülmeleri genellikle geri dönüşümlüdür. Bazı genetik hastalıklar saç dökülmesiyle birlikte olabilir. Bazı hastalıklarda (Lupus, frengi, tiroid hastalıkları,AIDS gibi) saç dökülmesi görülebilir.
* Mevsimsel saç dökülmeleri: Saçın sıkı bir şekilde toplanması ve sert taranması da dökülmeye neden oluyor. Mevsim geçişlerinde artan saç dökülmeleri normal kabul ediliyor, özellikle yaz sonu saçlar yoğun güneş ışını, havuz ve denizden sonra yıpranıyor, dökülme artıyor. Dökülme aylarca devam etmiyor, uzun sürüyor ve saçlarda belirgin seyrelme olursa bir cilt hekimine başvurmak gerekiyor.
Ağır diyetler de saçları döküyor!
Saç dökülmesi yaşayan kişilerin önce bir cilt hekimine başvurması gerekiyor. Bazen kan tetkikleri yapılarak demir, çinko, biotin eksikliğinin saptanması, tiroid veya başka bir hastalık olup olmadığı, kullanılan ilaca bağlı mı döküldüğü, stresten mi kaynaklandığının araştırılması önem taşıyor. Çünkü bazen kullanılan ilacın kesilmesi bile çözüm olabiliyor. Aşırı diyetler de saçı dökebildiği için beslenmede protein ve vitaminden zengin beslenme önemli.
Saçı sert fırçalamak travma yaratıyor!
Beslenme dışında saçlara zarar verici işlemlerden mümkün olduğunca sakınmak gerekiyor. Perma, boya, sık sık fön çektirmek, saçları sık ve sert bir şekilde fırçalamak da döküyor. Saçların yapısına uygun şampuanla yıkanması gerekiyor; ayrıca zaman zaman evde de uygulanabilecek uygun karışımlarla saç maskeleri yapılması yarar sağlıyor. Dr. Belma Bayraktar, eczanelerde bulunan saç besleyici toniklerin bir cilt hekimine danışılarak kullanılabileceğini, saçların kurutucularla değil, doğal akışına bırakılarak kurutulmasını öneriyor.
Dr. Belma Bayraktar, tüm bu uygulamalara rağmen dökülmenin bir aydan fazla sürmesi, saçların eski hacmini ve canlılığını kaybetmeye başlaması üzerine mutlaka hekime başvurulması gerektiğini söylüyor. Yağlı saçların sık ve uygun şampuanla yıkanmasını öneren Dr. Bayraktar; "Çünkü saçlar yağlanırsa daha çok dökülür. Kuru saçların ise yumuşak şampuanlarla yıkanması önerilir. Saçları sık ve sert fırçalamak uygun değildir" diyor.
Saç ürünleri dökülmeyi önlüyor mu?
Son dönemde saç dökülmesini engelleyici ve yeniden saç çıkartıcı bir takım ürünler eczanelerde satılıyor. Bunlardan bazıları tablet şeklinde ağızdan alınan, saçı kökünden besleyip nemlendirmesinin yanı sıra içeriğinde buğday tohumu yağı, amino asit, E vitamini, B vitamini, çinko, magnezyum, yağ asitleri, antioksidanlar da bulunuyor.