Güncelleme Tarihi:
"Bir çocuğun iyi beslenebilmesi sadece bedensel sağlığı açısından önemli değil. İnsanların doyurulması gereken ruhsal ihtiyaçları da vardır. İyi bir yemek yeme, sadece iyi gıdalar almamızı değil aynı zamanda kendimizi iyi ve değerli hissetmemizi de sağlar. Özellikle başkaları iyi ve kaliteli şeyler yerken kötü beslenen ya da açlık çeken bir çocuk, bunu kendisinin değersiz, önemsiz biri olarak hissetmesine neden olur."'Yoksulluk ruh sağlığını büyük ölçüde etkiler'Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) üye tüm ülkeler tarafından kutlanan Dünya Sağlık Günü'nde bu yıl Ruh Sağlığı ele alınmıştı. Konuyla ilgili olarak sorularımızı cevaplayan İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Sosyal Psikiyatri Servisi'nden Doç. Dr. Doğan Şahin, Türkiye'de ruh sağlığı açısından en önemli hastalıkların, psikotik, duygudurum, anksiyete, genel bir tıbbi duruma ya da madde kullanmaya bağlı rahatsızlıklar, yeme ve cinsel işlev bozuklukları olarak tanımladı. Şahin, ülkemizin içinde bulunduğu koşullar dikkate alınarak bireylerin ve toplumun ruh sağlığını etkileyen en önemli faktörlerin, toplumun önemli bir kesiminin açlık sınırında yaşıyor oluşu ve sosyal adaletin ve gelir dağılımındaki bozukluklardan ortaya çıktığını vurguladı. Doç. Dr. Doğan Şahin, insanların ruh sağlığının daha iyi duruma ulaşması için, beslenme ve barınma koşulların, şiddetten uzak, huzur ve barış içinde bir ortamın, eğitim ve sağlık hizmetlerinde eşitliğin sağlandığı, özgürce düşünebilme ve bunları ifade edebilme olanaklarının ve insanların kendi kararlarını kendilerinin alabildiği bir dünyanın yaratılması gerektiğini dikkat çekti.- Türkiye'de ruh sağlığı açısından en önemli hastalıklar hangileridir ve bunlara ne oranlarda rastlanmaktadırlar? Ruhsal problemler belli başlı şu kategorilerde ele alınabilir. 1. Genel bir tıbbi duruma ya da madde kullanmaya bağlı rahatsızlıklar. 2. Psikotik rahatsızlıklar: Bu grup içinde şizofreni, delüzyonel bozukluklar ve diğer psikotik bozukluklar yer alır. Bu gruptan hastalıkların temel özelliği, kişinin gerçeği değerlendirmesinin bozulmuş olmasıdır. Yani gerçek dışı şeylere inanır, olmayan şeyleri görür veya işitirler. Bu gruptan şizofreni hastalığı en sık görülür, rastlanma sıklığı tüm toplum için yüzde 1 civarındadır. 3. Duygudurum bozuklukları: Bu gruptan hastalıklarda kişiler ya mutsuz, güvensiz, keyifsiz, isteksiz, sulu, karamsar hissederler ya da tam tersine çok güvenli, neşeli, keyifli hissederler. Duygudurum bozukluklarından en sık görülen Depresyondur. Depresyonun yaşam boyu görülme riski tüm toplum için yüzde 20'lere kadar çıkmaktıdır. Depresyon kadınlarda daha sık görülür. 4. Anksiyete bozuklukları: Bu grupta, panik bozukluk, agorafobi, obsesif kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi hastalıklar bulunur. Mesela panik bozukluğunun görülme sıklığı yüzde 2-3 civarındadır. Gene obsesif kompulsif bozukluğun da görülme sıklığı yaklaşık bu orandadır. Toplumsal faktörlerden en fazla etkilenen daha doğrusu başka bir sosyal nedene bağlı olan belki tek hastalık travma sonrası stres bozukluğudur. Bu hastalık tüm toplumda yaklaşık 50, 51 arasında görülürken, yaşanan travmanın şiddetine bağlı olarak travma görmüş topluluklarda 50, 60'lara kadar çıkabilmektedir. Travma sonrası stres bozukluğuna yol açan travmalar işkence, tecavüz, silahlı çatışma, veya deprem, sel gibi doğal afetlerdir. 5. Yeme bozuklukları: Bu grupta belli başlı anoreksia nervoza ve bulmia bulunur. Bu hastalıkların özelliği kilo alma korkusuyla yemek yememek ya da aşırı yemek yiyip bunları kusmak ya da egzersizle kilo alımını engelmeye çalışmaktır. 6. Cinsel işlev bozuklukları.- Bu hastalıkların belli başlı nedenleri nelerdir? Psikiyatrik hastalıkların nedenleri çok çeşitlidir. En belli başlı nedenleri şöyle sıralayabiliriz. Genetik nedenler, Biyolojik nedenler, erken çoçukluktaki aile içi ilişkilerdeki sorunlar ve diğer çevresel faktörlerdir.- Toplumların ruh sağlığından bahsedebilir miyiz, yani bireyler dışında toplulukların da davranışları ruhsal açıdan daha sağlıklı ya da olgun ya da tam tersi söylenebilir mi?Toplumların ruhsal özelliklerinden söz etmek, aslında kamuoyunun fikirlerinden söz etmeye benzer. Yani tek tek kişilerin ruh sağlıklarının ve ruhsal gelişmişliklerinin bileşkesini birleşik bir şeymiş gibi varsaymaya dayanır. Dolayısyla toplumların ruhsal açıdan sağlıklılığı da bireylerinin tek tek ruhsal açıdan ne kadar sağlıklı olduklarıyla ilgilidir.- Bir toplumun ve o toplumda yaşayan bireylerin ruh sağlığı açısından dahi iyi durumda olabilmeleri için, sosyal ve ekonomik koşulların nasıl olması daha iyidir? İnsanın ruhsal açıdan gelişmesi ve kimliğini, kişiliğini geliştirmesi daha çok erken çocukluk yıllarında gerçekleştiğine göre, çocukların içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşular da son derece önemlidir. Bir çocuğun iyi beslenebilmesi sadece bedensel sağlığı açısından önemli değildir. İnsanların doyurulması gereken ruhsal ihtiyaçları da vardır. İyi bir yemek yeme, sadece iyi gıdalar almamızı değil aynı zamanda kendimizi iyi ve değerli hissetmemizi de sağlar. Özellikle başkaları iyi ve kaliteli şeyler yerken kötü beslenen ya da açlık çeken bir çocuk, bunu kendisinin değersiz, önemsiz biri olarak hissetmesine neden olur. Dolasıyla nedenleri uzatmadan ruhsal sağlık açısından önemli olan sosyal ve ekonomik nedenleri şöyle özetleyebiliriz; 1. Beslenme ve barınma açısından en uygun koşullara sahip olmak. 2. Şiddetten uzak, huzur ve barış içindeki bir toplum içinde yaşamak. 3. Eğitim olanaklarından eşit olarak yararlanabilmek. 4. Sağlık hizmetlerine eşit ve kolay ulaşabilir olmak. 5. Sosyal adaletin temin edildiği bir toplumda yaşamak. 6. Genel olarak adalet duygusunun yaşanmasına izin veren adil ve hakkaniyetli bir toplum düzeninde yaşamak. 7. İnsanların ruhsal gelişimleri için oksijen kadar önemli olan özgürce düşünebilme ve bunları ifade edebilme olanaklarının olduğu bir toplumda yaşamak. 8. İster ekonomik nedenlerle olsun ister bizzat zorlama ile olsun kişilere bir şeylerin dayatılmadığı, insanların kendi kararlarını kendilerinin alabildiği bir dünya içinde yaşamak. 9. İnsanların kendilerini, ailelerini ve toplumlarını ilgilendiren kararlar üzerinde doğrudan etkilerinin olduğu bir yasal ortamın sağlandığı bir toplumda yaşamak.- Halen ülkemizin içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak bireylerin ve toplumun ruh sağlığını etkileyen en önemli faktörler nedir?Böyle bilimsel bir araştırma yapılmadığı için net olarak bir şeyler söylemek zor. Yine de şu faktörlerin önemli olduğunu söyleyebilirim. Çok üzerinde durulmuyor olsa bile güneydoğuda yaşanan şiddet dolu bir ortamın çocukların ruhsal sağlığını çok bozmuş olduğunu söyleyebiliriz. Keza toplumun önemli bir kesiminin açlık sınırında yaşıyor oluşu bu kişilerin ruhsal sağlığı üzerinde önemli bir etkisi söz konusu olsa gerek. Ayrıca gene önemli bir nokta sosyal adaletin ve gelir dağılımının bozukluğudur.- Toplumumuzda ruh sağlığına gereken önem verildiğini düşünüyor musunuz? Ülkemizde ruh sağlığı hizmeti hangi kurumlar tarafından verilmektedir? İnsanların ruhsal sağlığı hem bireyler tarafından hem de yöneticiler tarafından genellikle temel bir ihtiyaç olarak görülmez. Zaten açlık, barınma ve geçim zorluğu olan bir kişinin ruhsal sağlığının daha iyi olması için çaba göstermesi de pek beklenemez. Akşam evine ne götüreceğini bilmeyen bir baba, ruhsal sağlığı için tedaviye ne para ne de zaman ayıracaktır. Keza ekonomik ve sosyal sorunlarını çözemeyen bir toplumda da ruhsal sağlık öncelikli bir konu olarak ele alınmaz. Dolayısıyla da ruhsal sağlığı için insanlar ya çok ağır ve ciddi durumlarda çozüm aramaktadır ya da ekonomik olarak iyi durumda olan kişiler ruhsal sağlıkları için para ve zaman ayırabildiklerinden başvurabilmetedirler.- Ülkemizde ruh sağlığı açısından mevcut kurumların sayısı yeterli midir? Ülkemizde yeterli sayıda ruh sağlığı ile ilgili kurum olduğu söylenemez. Ülkemizde belli başlı ruh sağlığı kurumları üniversite ve eğitim hastaları ile sayıları 10'u bulmayan ruh sağlığı hastaneleridir.- Yeterli sayıda ruh sağlığı çalışanı var mıdır?Hayır. Yeterli sayıda ruh sağlığı çalışanı bulunmamaktadır. Mevcut ruh sağlığı çalışanlarını da iyi istihdam ve organize edildikleri söylenemez. Söz gelimi ruh sağlığı hizmetinde önemli bir unsur olan sosyal hizmet uzmanları pek az hastanede istihdam edilmiştir. İstihdam edilen hastanelerde de bu kişilerin sayısı çok azdır. Birçok ilde ya hiç psikiyatri uzmanı yoktur ya da çok yetersiz sayıdadır.- Hastaların ekonomik durumları tedavi olmalarını zorlaştırabiliyor mu? Elbette. Söz gelimi psikoterapiler oldukça pahalı tedavi yöntemleridir. Birçok ruhsal problemin tedavisinde en önemli tedavi yöntemi olan psikoterapilerin bugün ortalama seans ücreti 50 milyon civarındadır. Genellikle haftada bir veya iki kez uygulanması gereken seanslar olduğuna göre aylık 200-400 milyon gibi bir ücreti gerektirmektedir. Genellikle bir yıldan kısa süren psikoterapi de olmaz. Bu düzeyde ücret ödeyebilecek kişilerin sayısı da çok azdır. Dolayısıyla ruh sağlığı çalışanlarının az olması tedaviye ulaşabilecek kişilerin de sayılarının az olması dolayısıyla pek sorun yaratmamaktadır. Gene özellikle şizofreni gibi tedavi edilmeksizin bırakılmayacak ağır psikiyatrik hastalıklarda kullanılan yeni ve modern ilaçlar oldukça pahalıdır ve birçok hasta bunları karşılamakta önemli güçlükler yaşamaktadır.- Ruhsal rahatsızlıklar belli başlı hangi yöntemlerle tedavi edilmektedir? Ruhsal rahatsızlıklar başlıca iki yöntemle tedavi edilirler. Biri Psikoterapiler; ikincisi ise ilaç tedavisi. Bunlara ek olarak elektrokonvulzif terapi, ışın terapisi, bazı özel durumlarda cerrahi tedaviler de söz konusudur.Söyleşi : Özlem Dinler www.evrensel.net